8. Bölüm- Güneş Batarken

26 2 2
                                    

O, benim denizimin
en güzel kıyısı...

Musa Güngören

Oğuz'un göz randevusuna geç kalmasını istemediği için daha fazla tutmak istemedi, Musa. Oğuz yukarı çıkınca hemen sonra Musa da Ayça'nın yanına gitmeye koyuldu.

Neyse ki sabahtan Ayaz'dan aldığı siyah Auidi'sinin anahtarını çıkardı ve kontağa taktı. Artık Musa'yı hiçbir şey durduramazdı. O dışında.

Burnunda tütüyordu Altın kız. Resmen gözlerinin ormanında kaybolmak istiyordu, sadece onun gözlerinin altında ezilmek için can atıyordu.

Aşk insana bunları yaptırıyordu. Ve evet, Musa Altın kız için herşeyi yapmaya hazırdı.

Neredeyse akşam olmuş ve güneş batmak için sanki Musa'yı bekliyordu.
Ayça'nın pastaneden çıkmasına az kalmıştı. Heyecandan sağ bacağı yerinde durmuyor arabanın içinde titriyordu.

Güneşin ışığı arabanın camından içeriye giriyordu. Işık gözünü aldığından yanından güneş gözlüğünü tek eliyle alıp gözüne taktı. Diğer eliyle ise arabayı kullanıyordu.

Yoldaki arabalar yavaşladı ve durmaya hazırlandı. Kırmızı ışık yandığından Musa yavaşlamak için sakince frene bastı.

Gözlerini dikiz aynasına çevirdiğinde arkadan Musa'nın arabasına doğru yaklaşan çiçek satan kadınları gördü. Aklına ilk Altın kıza çiçek almak geldi ama bunun için çok erken olurdu.

Evet, Musa Ayça'dan hoşlanıyor olabilirdi ama aynı şeyi Altın kız için söyleyemezdi. Bu fikri bir kenara atıp camın kenarına çoktan gelmiş olan kadına baktı. Gülümseyip, "Teşekkür ederim ama bir kız arkadaşım yok, üzgünüm." Dedi.

Kadın ona sırıtıyor ve derin bir şekilde sanki kalbinin sesini dinliyormuş gibi bakıyordu.

"Ben hissediyorum, yakışıklı. Var sevdalı olduğun bir kızcağız. Ama bana sorarsan al derim, yanlış anlama! Para için değil, kalbinin sesini dinle diye diyorum." Git gide Musa'nın yüzündeki gülümseme büyüyordu.

Musa'nın alacağını anlayan kadın, "Hangisi be abim? Hangisini sever yengemiz?" Musa arka cebinden cüzdanını çıkarırken, "Daha yenge olacak kadar ilerletemedik ilişkiyi ama inşallah bir gün..." Dedi.

Kadın sepetinin içinden dört tane kırmızı gül çıkardı ve Musa'ya uzattı.
Musa fazladan para vererek gülleri aldı ve kadına teşekkür etti.

"Allah razı olsun abim.
İnşallah kavuşursunuz yenge ile." Dedi kadın. Kırmızı ışık geri yeşile büründü ve bütün arabalar ilerlemeye başladı.

Az kalmıştı pastaneye, neredeyse gelmişti. Yine ilk günkü gibi terlemeye başlamıştı, Musa. Kendini sakinleştirmeye çalıştı.

Sakin ol aslan parçası, alt tarafı bir kız.

O sadece bir kız değildi, Musa'nın aklını başından alacak kadar güzel bir kızdı. Sonunda pastanenin önüne geldiğinde gözlüğünü çıkarıp arabadan heyecanla indi ve diğer kapıyı açıp çiçekleri aldı.

Çiçekler elinde kapıya doğru yürüdü.
İçeri girdi ve kulağına gelen sesle aniden durdu.

"Peşimi bırak, Bartu. İstemiyorum seni ve o aileni." Musa'nın sinirden şişip inen göğsü patlayacak duruma gelmişti. Ağır adımlarla yürümeye devam etti. "İsteyeceksin."

"Siktiğimin pezevengi." Dedi Musa. Elindeki çiçek demetini bir kenara bıraktı. Karşısındaki görüntüye bakarak daha da sinirlendi.

Rus Kaçağı - Aşk Sizi Hayata Tekrar Döndürebilir Mi?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin