12. Bölüm- Sadece Dinle

10 3 4
                                    

Kelimelerin yetersiz kaldığı yerde
müzik konuşur.

-H. Christian Andersen

Ayaz Alkan

O saçma, berbat günden beri başım savaş alanı gibiydi. O kadınlardan, Safiye ve Neslihan'ın yaptığı epik plandan sonra nihayet kurtulmuştuk.

Eğer oradan çıkamaz olsaydık içeriyi istemeyecekleri kadar ateşe verecektim. Sarışından zerre haz etmemiştim.

Rahatsız edici bakışları ve konuşması bir insanı dakikasında kendisinden uzaklaştırabilirdi. Neslihan'ın yaralı olduğu o vakit aklımdan uçup gitmişti. Olduğu kadar nazik davranmıştım, ona rağmen incitmiş olabilirdim.

Yakup'un yeniden aramıza katıldığını görmek hiç olmadığı kadar sevindirmişti beni. Tek ben değil, oradaki arkadaşlarımın da sevindiğine emindim.

Tekrar ve eski zamanlarımızda ki o günlere dönmek üzere bir kutlama yapmaya karar verdik. Ve bu sürprizden yalnızca Safiye haberdardı.

Yakup'un hiçbir şekilde, bu küçük ama eşsiz partinin olacağından haberi olmamalıydı.

"Yatacağın yeri hazırladım. Burada uyuyacaksın." Bugün Dicle ve Safiye'nin evinde kalacaktım, görünüşe göre şimdiden rahat yoktu bana. Neden diye sorarsanız, kanepede uyumanın pekte iç açıcı bir yanı olmadığını söylerdim.

"Çok rahat görünüyor." Dedim dudak büzerek ve kaşlarımı kaldırıp hevesle yatağa bakarken. Dicle kollarını göğsünde kavuşturdu, alaycı bir ses tonu ile konuştu.

"Beğenmediysen sokakta kediler ile sabahlayabilirsin. Kesinlikle seni çok sevecekler." Derken sırıtıyordu.

Bezmişlik ile baktım ve pamuk gibi yatağıma yatmak için kıyafetlerimi değiştirmek üzere izin istedim. Hiç beni bekletmeden yukarı kata hızlı adımlarla çıktı.

Yukarı kata asla çıkmamamı söylemişti Safiye. Neden diye sormadım çünkü yukarıya çıktığım anda herhangi birini uygunsuz bir halde bulabildim veya görebilirdim.

Üst kat onların, alt kat benimdi. Öyle anlaşmıştık.

Siyah eşofman ve klasik beyaz tişört giydiğimde kanepeye uzanıp çiçek desenli nevresimi üzerime çektim. Beyaz tavanı inceledim ilk önce. Sonra üzerindeki lekeleri...

Basit ve hayattan zevk alan biri olarak görebilirsiniz beni. Öyle düşünmeye devam edin bana sorarsanız.

Tavandaki lekeler gibiydim ben, insanın bakışıyla.

Ormanın derinliklerine, çalıların arasında dolaşan karıncaydım ben.

Gökyüzünde uçan güvercindim.

Hayatı sadece zevk ve paradan oluşan herifin tekiydim ben.

"Annen seni böyle yetiştirmedi." Demişti Safiye o gün. Yakup'un peşinden şehir dışına çıktığım vakit herşeyi görmüş, yaşadığım hayatı seyretmişti.

Şehre geri döndüğümde ilk kuzenim karşıladı beni. Uçaktan indiğim andan itibaren eskisi kadar devam etmemişti günler.

Sıkıcı, berbat ve bok gibi geçmişti saatler.

Gönül isterdi ki insan istediği şekilde yaşasın.

Kolumu bu sefer kırıp başımın altına yerleştirdim. Televizyon açık olmasına rağmen hâlâ sesi duyuluyordu kızların.

Rus Kaçağı - Aşk Sizi Hayata Tekrar Döndürebilir Mi?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin