13. Bölüm- Gözlerde ki O Kıdemli Matem

9 1 5
                                    

                                                                                                                       ''İnsan karar vererek aşık olmaz,

                                                                                                                                             bir bakmışsın olmuş.''


''Bana da söylediğin için kendimi daha değerli hissediyorum.'' Aşırı derecede büyük olan süper marketin soğuk atmosferi az da olsa iyi gelmişti ve buna Musa da eşlik ediyordu. ''Sen zaten benim için her zaman değerliydin Musa'cım. Hiç şüphen olmasın.'' diye tesselli ettim. 

Musa'nın temiz kişiliği ve masum davranışları insanı kendine bağımlı ediyordu. Sadece o değil centilmenliği, utangaçlığı onu daha vazgeçilmez kılıyordu. Bir kızın isteyebileceği her özellik hemen hemen onda vardı. 

Ben önde, Musa'da yanımdan ilerliyordu. Ayaz ise kendince kulaklıklarını takmış, bizi umursamadan arkadan takip ediyordu. Bu huylarını hiç sevmezdim ve hatta azarlayabilirdim bile ama işin ucu alışverişe varınca pekte takmadım. Kendim için olmasada alışveriş yapmaktan çok keyif alıyordum. İçeceklerin olduğu reyona geldiğimizde elimdeki sepeti Musa'nın eline tutuşturup çocuklardan uzaklaştım. 

Kutu kutu meyvesuları, enerji içecekleri, gazlı içecekler derken kendimi kaybettim ve hepsinden birer tane kapıp Musa'ya verdim. Her birini sepete koyarken içten içe Ayaz'ın sıçtık  dediğini duyar gibiydim. Nasıl olsa bugün onu sömüreceğimi biliyordu. Suratındaki ifadeye daha uzun bir süre keyif ala ala bakmak isterdim ama alışveriş beni bekliyordu. 

İkiside bir süre sonra sohbete daldılar. Musa hevesle bir şey anlatarak Ayaz'ın sırıtmasını sağlıyordu ve Ayaz'ın bu zamanlar pek sırıttığını hatırlamıyordum. Konuştukları konu epey bir hoşuna gitmiş olmalıydı. Kulaklıklarını çıkarmıştı, dikkatle Musa'yı dinliyordu. 

''Ne geceymiş ama...'' Koca marketin içinde kıkırdamaları duyulurken ben pasta malzemelerinin olduğu rafa gelmiştim bile. Bu malzemeler bizim ekibe yetebilecek miydi çok merak ediyordum doğrusu. En iyisi hepsinden fazlasıyla almaktı. Bir kadın ağır adımlarla yanımdan geçince yumuşak leylak kokusu heryerimi sardı. Kokuyu ciğerlerime kadar çekme isteyi duydum fakat saniyesinde o güzel koku geçip gitmişti.

Kadın gözden kaybolmadan önce tepeden tırnağa kadar süzdüm. Zerafetini arkası dönük olmasına rağmen hissedebiliyordum. Bordo Fransız beresi kışa kesinlike uygundu ve bej kabanıda onu destekliyordu. 

Taş gibi kadındı vesellam.

Sarı uzun saçlarının kalçasına kadar gelmesi fazla çekiciydi, bir kadın olarak gerçekten etkilenmiştim. Parlaktı. Kadın resmen parıldıyordu ama içimdeki bir ses içinin, dış görünüşü kadar hayran kalacak bir yanı olmadığını söylüyordu. Alışverişin devamında iki oğlanında artık normalleşmiş klasik erkek sohbetlerini dinlemek zorunda kaldım. Dürüst olmak gerekirse sarıyordu. 

                                                                                          ***

Eve döndüğümüzde Musa etrafı süslüyordu. Ayaz da bir işi çıktığını söyleyerek eve girmeden bizden ayrılmıştı. İki arkadaş olarak anlaşmıştık. Yemek işleri bende, süslemelerde Musa'nın işiydi. ''Müzik mi açsak? Sıkılırız böyle.'' Mutfak tezgahında poşetin içerisinden malzemeleri boşaltırken Musa harika bir fikir sundu. ''Müthiş olur! Sen açmak ister misin? Müzik zevkini merak ediyorum.''  Musa zıplaya zıplaya yukarı kata hoperlörü almaya çıkarken sonuncu makarna paketini çıkarıyordum. Dicle mesai sonu beni aramış, markete uğrarsam eğer makarna almamı istemişti. 

Rus Kaçağı - Aşk Sizi Hayata Tekrar Döndürebilir Mi?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin