1

601 28 78
                                    

Bölüm şarkımız
Perdenin Ardındakiler~ Düşlerim zifiri karanlık

Yorum yapmayı ve oy kullanmayı unutmayınnn

İyi okumalar...

:///

"Güzelim?" Gelen sesle daldığım yerden bakışlarımı kopardım. Gözlerimi bana bakan bir çift elaya çevirdim.

Çok güzeldi gözleri...

"Efendim?" Yanımdaki boş sıraya gelip oturdu. Sırtını arkasına yaslarken kollarını da göğsünde birleştirdi. Bende kollarımı sıraya yaslamıştım.

"Yine dalıp gittin. Ne oldu söyle bakalım."  Sırtını sıradan ayırıp bana doğru eğildi. Hep ilk günkü heycanla atan kalbimin sesini duyabilirdi belki de.

"Eskiyi düşünüyordum. Sen nereye gittin?" Konuyu değiştirmek adına ona soru yöneltmiştim.

Geçmiş...

Elinde mızrakla bizi kovalardı. Kim ya da ne fark etmezdi. Tırnaklarını sırtınıza geçirir ve kanınızın son damlasına kadar alırdı. Her uykuya dalış anınızda gözlerinizin önüne gelir ve uykunuzu kaçırırdı. İnsana gerçekleri acıyla ya da mutlulukla anlatırdı. Ben en acı şekilde yaşamıştım geçmişi. Her şeyiyle, her zerresine kadar hissediyordum hala.

Hoş... Şuanın da pek farkı yoktu geçmişten.

Belki bir süre sonra hissetmezsiniz acıları ama hayal kırıklıkları ve kızgınlığı bir kenara bırakmazdınız. Kırgınlık geçerdi, üzüntü geçerdi, acı geçerdi... Ama kin geçmezdi.

Kinci biriydim yalan yok.

Ama kinimin de bir sebebi vardı.

Acı bir sebep...

"Arya? Orda mısın, güzelim?" Ona dönüp küçük bir tebessüm ettim. "Kantine inelim mi?" Dediğine başımı sallamakla yetindim. Elimi tutup beni kaldırdı. Sıraların arasında geçerken birinin ayağına takılınca tökezledim. Arkamı dönüp baktığımda hiç sorunum olmamasına rağmen, iki haftadır yani geldi geleli benimle uğraşan Buğra'yla göz göze geldik. Her şeyin bir sınırı vardı.

Benim sabrım gibi...

Ellerimi Erim'in elinden çekip arkamda duran Buğra'nın sırasına yöneldim. O ise bana sinirle bakıyordu.

Neyin sinirliydi bu? Bir şey de yapmamıştım halbuki.

Elimi masaya koyup ona doğru eğildim. Yüzlerimizin arasında ufacık bir mesafe kalınca durdum. Mavi gözleri benim mavilerime bakıyordu. Benim gibi siyah saçları ve kavisli bir burnu vardı.

"Bir sorunun mu var?" Dedim sakince. Ne kadar sakin olsam da içimde volkanlar patlıyordu.

"Evet." O da bana yaklaştı. Ufacık mesafe daha da azalmıştı.

"Çözelim o zaman sorununu!" Arkamdan gelen sinirli ses Erim'e aitti. Elimi arkaya doğru uzatıp Erim'e 'dur' işareti yaptım.

"Sorun ne?" Sakin kalmak her zaman ilk adım olurdu benim için. Ha eğer sakinden anlamıyorsa başka yollara sapabilirdim.

"Yanındaki." Deyip kaşlarıyla Erim'i işaret etti.

"Yanımdaki seni niye gerdi? Ben hala ortada bir sorun göremiyorum." Biraz daha böyle durursak Erim'in sinirlerinin bozulacağını bildiğim için ellerimi masadan çekerek kollarımı göğsümde birleştirip ağırlığımı bir bacağıma verdim.

KUTUP YILDIZI'M (GERÇEK AİLEM)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin