OY KULLANMAYI VE YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN LÜTFEN!!!
İyi okumalar...
________________
Ne mi oluyordu? Hemen söyleyeyim.
Karşımda sinirli bir müdür. Sağ tarafımda Bertuğ, sol tarafımda da Sinan vardı. İkisinin ortasında da suçlu gibi duran ben...
"Biri hemen bana olanları açıklasın!" Ne bağırıyon yaprağım?! Sanki adam öldürdük.
Bunların anlatacağı yoktu anlaşılan kimse konuşmadığına göre. Derin bir nefes alıp söze girdim.
"Şimdi şöyle hocam. Sinan arkadaşımız," deyip tiksinerek Sinan'ı gösterdim. "Bertuğ'a laf attı. Hem de çok büyük laflar." Benim hakkımda konuşmuştu. Tabi ki de abartmalıydım! "Sonra da Bertuğ dayanamadı çünkü çok kötü laflar söyledi Sinan arkadaşımız. Sonra yumruğu yedikten sonra bana laf attı. Ama öyle böyle laflar değil! Anama babama laf attı. E tabi ben de dayanamadım. Bir tane de ben geçirdim. Sonra da zaten buradayız hocam." Deyip derin bir nefes bıraktım. Hoca bana garip garip bakıyordu. Bertuğ gülmemek için kendini zor tutuyordu. Sinan da şok içinde bana bakıyordu. "Ne? Ne var hocam? Anlattım işte." Deyip kollarımı göğsümde bağladım.
"Arya doğru söylüyor, hocam. Ama gerçekten kötü konuştu. Size söylerdim ama dilim el vermiyor. O derece kötü kelimeler kullandı. E tabi ben de anneme babama laf söylenince duramadım. Sonuç bu hocam." Bertuğ da beni destekleyince Sinan'ın bu haline gülmemek için çok zor duruyordum.
Ah, hadi ama ben ciddi ortamlarda gülmeden duramıyordum ki!
"Hocam, yalan söylüyorlar! Ben annelerine babalarına laf atmadım!" Dediğinde ben söze daldım.
"Ne dedin o zaman bize?" Deyip kaşlarımı kaldırdım. Kollarım hala bağlı duruyordu. Sinan duraksadı. Sonra dişlerini sıkarak başını başka yöne çevirdi.
Ne diyecekti? Ben Arya'yı güzel buldum o yüzden de Bertuğ'u kışkırtmak için Arya'ya yürüdüm, laf attım, mı diyecekti? Hiç sanmıyordum. Kendi savunması olmadığı için mecbur kabul edecekti.
"Doğru mu bu Sinan?" Müdür teyit etmek istercesine Sinan'a döndü. Sinan ateş saçan bakışlarını bana ve Bertuğ'a dokundurdu. Sonra da hocaya dönüp tüm havayı içine çekip ortamda oksijen bırakmayacak şekilde soludu.
"Doğru hocam." Dişlerinin arasından konuşunca sırıtmadan edemedim. Bertuğ'a baktığımda onun da benden farksız olduğunu gördüm.
"Eğer o size laf attığında şiddete baş vurmasaydınız velilerinizi aramak zorunda kalmazdım. Ama şimdi mecbur velilerinizi arıyorum." Deyip Bertuğ'a ve bana baktı. Sonra da Sinan'a döndü. "Sen de ceza olarak kütüphaneyi tek başına yarına tertemiz edeceksin, her kitap yerli yerinde olacak. Ona göre. Gerekirse bu gece eve gitmek yok!" Müdürün laflarından sonra Sinan şok içinde müdüre baktı. Sonra bize döndü. Sinirle nefes alıp verdi.
"Çıkabilir miyim hocam?" Hoca onu başıyla onaylayınca son hız odadan çıktı. Kapıyı çarpmayı da unutmadı.
"Erdem Bey birazdan burada olur. Oturun." Deyip koltukları gösterdi.
Bize hiç zarar gelmemişti ama kavga etmiştik. Neyse bugün de ölmedik çok şükür!
Kapı açılınca oraya döndük.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUTUP YILDIZI'M (GERÇEK AİLEM)
Hayran KurguYıllar önce karıştırılmış iki bebek. İki farklı aile, iki farklı çocuk ve iki farklı hayat. Ailelerin birbirine zıt olduğu gibi çocukların da zıtlığı ortada. Çektiği acıların son bulması o evden ayrılmasıyla olmuştu. Belki de o ev hayata olan bakış...