Yavaş yavaş sindire sindire okuyun. Bir arkadaş tavsiyesi.
Birde dümenden bir yorum.
İyi okumalar
..."Kıraç." Fısıldadım. Ağzımı açıp tekrar onunla ilgili sevdiğim şeyi söyleyecekken parmakları iç çamaşırımı yana kaydırıp iki parmağını kadınlığıma sürttü.
"Üzerindekini çıkarır mısın?" Bir rica değildi. Hem de rica olarak değerlendirecek durumda da değildim.
Ellerimi ıslak saçlarından çekip düğmeli geceliğimi açacağım sırada ellerim duraksadı. Bu duraksamamı gözleri ile takip etti. Yavaş ve isyankar bir bakışla gözlerime değince bunu yapmamaya karar verip onun boynuna doladım ellerimi.
Biraz kendime çekip dudaklarını dudaklarıma değdirdim. Ağzımı açtığım gibi dili, dişlerime, dilime ağzımın her tarafını talan etmek için girdi.
Her hücrem yanıyordu. Hızlı olmasını istiyorlardı. Kadınlığımdaki eli hala hareket etmemişti ve bu da kafayı sıyırmama neden olacaktı. Saat kaçtı 16 mı?
"Aç şu düğmelerini." Dudaklarımızı ayıran taraf oydu. Sözleri istediği şeyi vermediğim için suçlu durumuna düşeceğim kadar cezbediciydi.
Ensesindeki saçları çekiştirdim. İki eli de üzerimde olduğu için ve bir eli ile de destek aldığı için düğmeleri açacak üçüncü bir kolu da şu an olmadığı için tek çözümü bana kalıyordu.
Başımı iki yana sallayıp ona uzanacağım sırada tekrar konuştu. "Aç yoksa yırtarım."
Ne demişler bebek gibi seven düşmanı gibi siker.
"Seni seviyorum Kıraç." Amacım onu durdurmak değildi ama her zamanki gibi ona onu sevdiğimi söylediğimde üzerine düşen şok etkisi gözlerini gözlerimden ayırmamasını sağladı.
Aşıktım ulan. Ve onu çok seviyordum. Hayatımda kimseyi bu kadar sevmesem de onu seviyordum. Bunu iliklerime kadar da hissediyordum.
Ortama erotikliği sıfır kaçacak bir şey yapıp yanağına dudaklarımı değdirdim. Sakince öpücüğüm elmacık kemiğini neden daha önce öpmediğimi sorguladım. İçim pırpır oldu. Onu içime sokup sonsuza kadar sadece ben sevmek istedim. Kimse bu adamı görmesin sadece benim olsun istedim.
Minik masum öpücüğüme karşı hamle olarak parmaklarını kadınlığımdan çekip beni kendine çekti. Üzerimden kalkmadı kendini yanıma attı ve beni belimden tutup göğsüne çekti.
Kalbim az önce yaşananlardan hızlı atıyordu. Başımı göğsüne koydum. Kalp atışları hızlıydı. Benimki kadar hızlıydı.
"Bunu her söylediğinde sanki ortamdan soyutlanıyormuş gibi hissediyorum. Dalıyorum. Gözlerine ruhuna... Her şeyinle seni istediğimi fark ediyorum. Sende hissediyor musun?" Onun gibi olmasa da kendi açımdan çoğu şeyi hissediyordum.
"Beni istemek mi? her şey cinsellik değildir diyen bir hocam vardı. Çok severim kendisini. En azından ders anlatmadığı zamanlarda. Hissediyorum senin gibi olmasa da senin açından olmasa da küçük dünyama renk katıyorsun." Gülüşünü göğsünden hissettim ve bu beni de güldürdü. Ulan az önce sevişiyorduk. Hemde ıslak ıslak.
Benimle birlikte suyun atladıktan sonra ona deli gibi tutunmama karşın dibe batmamıştım. İşin ilginç yanı ayaklarım havuzun zeminine değiyordu ve ben yine de kıraçı bırakmamıştım. Şimdi ise buradaydık.
Elini kaldırıp saçlarımı düzeltti. Parmakları yüzüme değdiği anda bir kaç dakikalık giden ateşim geri gelmişti. Başımı kaldırıp sağ bacağımı üzerine attım. "Durabilir-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AH BE HOCAM!?+18
ChickLitTam sınıftan çıkıcaktım ki gelen sesle dikildim kaldım."sen kal ada yapamadığın son soruya bakalım" OLUR OLUR HOCAM BAKALIM. Dırırııırıırıfırı Canım hocalarıma selam olsun. Hepsini seviyore muahh İnşallah bu kitabı bulmazlar PAUAHWUDL NEYSE Kita...