AH BE HOCAM!?+18

bölüm 41

Buraya attım. Bir nedeni yok. Yine de kanaldan ayrılmayın. Her an her şey olabilir. Bazılarında wattpad çalışmamaya başlamış.

İyi okumalar
...

Tam iki mememin arasında göğsümün üzerinde bir sıcaklık vardı. Başta kavrayamadım. Aslında biraz sonra da kavrayamadım. Gözlerimi açmadan elimi kaldırdım.

Göğsümün ortasında bir tüy yumağı vardı. İnsanın her tarafında kıl çıkardı da nasıl olurda göğsünün ortasında koca bir öbek halinde çıkardı. Kafam basmadı. Kafamı toplayayım derken daha da dağıttığım için simülasyon hatası veriyordu.

Bir elimi üzerinde gezdirince hissetmediğimi farkettim. Bu işte bir iş var. Gözlerimi kırpıştırmak pahasına da olsa araladım. Ve ne göreyim Ulan PARS.

Bende göğsümün tam ortasında kıllar çıktı sanmıştım. Bozuntuya vermeden elimi üzerinde gezdirdim. Kafası boyun girintime doğru olduğu için sadece vücudunu görüyordum. Bu kedi ile evlenebilir miyim? Lütfen. Aynı kıraç gibi hissettiriyordu. Boyun girintimi de çok seviyordu.

Diğer kolumu da yan tarafa attım. Ama kıraç'ın vücuduyla karşılaşmadı. Ne bok yiyorsa yesin. Yan dönerken iki kolumu da Parsa sardım. Bu kediyi bana versin yeterli. Tüylerine hafifçe dudaklarımı uzatıp minik bir öpücük kondurdum.

Bugün pazar. Erken kalkın çocuklar. Giyelim en güzel giysileri.

Pazar mı? O bayramda olur canım beynim benim. Kıraç beni uyandırmadığına göre saat daha erkendi.

Adis miyavladı. Bu uykulu miyavlamasını başına bir öpücük daha kondurarak taçlandırdım. Sonra da kendi düşüncelerimde boğulmadan kısa yoldan uykuya dalmaya çalıştım.

Alarko kombi gerçek kombi gerçek konfor

Adamlar akılda kalan adam akıllı bir reklam yapmış iyi de. Uyumadan önce ben bunu ne yapacağım.

Kapı açılınca nefesim kesildi. Ayak sesleri yatağa ulaştı ve yavaşça yatağa yattı. Beni rahatsız etmemeye özellikle dikkat ediyordu.

"Özellikle yatağın bana en uzak köşesine çekilmene hayran kaldım." Sesi tarazlı falan değildi. Yeni uyanmamıştı. Hiç uyumamıştı. Bu gerçek yüzüme atılan soğuk su misali beni yıkadı geçti.

"Kalman lazım, birazdan." Benden ses gelmeyince yakınıma geldi. Yataktaki hareketlerinin çok farkındaydım. Sakince nefes alıp veriyordum. Zaten gözlerimi bile doğru dürüst açmamıştım. Yine de kalbim tepkisini ortaya koyuyordu.

"Seni öpmemeye dayanamıyorum." Ahuya da böyle demiştir belki. O zamanlar nasıl bir adamdı bilmesem de. Sevdiği kadını el üstünde tutacağını çok iyi biliyordum. Öte yandan kıskançlık damarım bastı. Ne kadar hayatta olmasa da bir zamanlar ona da böyle davranmıştı.

Yan dönüp ağırlığını tek koluna verip dikleşti. Her hareketini hissediyorum demiştim. Bana biraz yukarıdan baktığını da hissediyordum. "Siktir. Adis sevgilimi benden çalıyorsun. Bana hiç öyle sarılmadı." YALAN. Külliyen yalan.

Biraz kıpırdandım. Bu adamın uyandırma taktikleri çok sakindi. Elini saçımda hissettim. "Seni uyandırmak istemesem de uyanmalısın." Alarm çalmadan önceki saniyedeydim.

"Uyanmalısın ve bana ağzına geleni söylemeye devam etmelisin." Bacaklarımı kendime çektim. Top gibi yatarken sıcaklığını sırtımda hissetmek beni çıldırtıyordu.

"Ada."

"Hı." Artık bir ses çıkarmam lazımdı. Saçlarımı bıraktı ve belime elini doladı. Daha doğrusu parsa dolamış gibi oldu biraz ama üzerimde alınmadım.