bölüm 37

19.3K 772 728
                                    

Balkon konuşması yapacağım.

Beğeniler çok az. Kaç kişi okuyor kaç kişi yorum yapıyor ve beğeniyor. Çok orantısız. Beğenenlere ve yorum yapanlara lafım yok hepsini seviyorum.

Beğenip yorum yapmayan tayfa bu benden size.

Yeni bölümü 1k beğeni 1k yorum gelirse atacağım. Bir haftada anca dolar. Ve bir yorumdan bir sürü yaparsanız kabul etmiyorum. Emojiler dahil. Üzerinize düşeni yaparsınız bence.

İyi okumalar.
...

Ada gittikten bir süre sonra/cuma

Sevil kaldıkları bungalovda sakince yatıyordu. Hatta çok tatlı bir rüya görüyordu. Kendini bulutların üzerinde hissedeceği kadar mutlu uyuyordu. Şansa bak ki bunu bölmek isteyen biri vardı. Kapı alacaklı gibi çalıncaya kadar kendini güvende sayabilirdi.

Kapı üçüncü kez çalınca artık yerinde kıpırdandı. Uyandığı gibi yerinde zıplayıp üzerini düzeltti. Belki kızlar gelmiştir diye düşünmüştü. Ada, Kıraçla çoktan gitmişti. Burnunu çekti. Sonra sorgulamaya başladı. Kızlarda onları Oltanların almasını bekleyecekti. İçini korku kapladı. Yersiz olmasını umdu.

Kapı bir kez daha çalınca artık odasından çıktı ve kapıya yöneldi. Karşısındaki kapıya ilerlerken uyku mamurluğu ile esnedi. Kim geldiyse uykusunu böldüğü için kendini kötü hissedecekti.

Kapıda küçük mercek yoktu bu yüzden kapıyı bakmadan açtı. Ve açtığı gibi de geri kapatmaya çalıştı. Neden bu kadar salaktı. Sarışın adam kapıyı kızın kuvvet uygulamasına rağmen açınca içeri rahat bir tavırla girdi. İş bitirme zamanıydı. En sevdiği zaman.

Bu gezide birinin ölmesini çoktan planlamıştı. Kim olacağı şaibeli olsa da bir karara varmıştı. En yakından can yakmaya başlamak her zaman tercihiydi. Arabasını eve yakın bir yere park etmişti. Öldürdükten sonra onu gömmek için adamlarını arayacaktı. O zamana kadar sıkıntı çıkmamalıydı.

"S-sen." Kız korkudan konuşamadı bile bir adım geriledi. Önündeki adam kapıyı yavaşça ve gözlerini ondan ayırmadan kapattı. Etraf bir anda buz kesmişti. Sevil adamın vücuduna baktı. Ne kadar kısa sürede kaçabilirdi. Bu evden çıkabilir miydi ki?

Bu adamdan yeterince korkuyordu. Adam bir adım üzerinde attı. Sanki kan döküleceğini bildiği halde iz bırakmak için beyaz giymişti. Altındaki kot ise üzerindeki tek siyah parçaydı. Yavaşça paltosunu çıkardı ve yere göze batacak bir eda ile bıraktı.

"Beni beklemiyor muydun?" Adam kızı süzdü ve kahkahasını zor bastırdı. Bu kız arkadaşından da salaktı. Üzerindeki pijama ile dikkati dağılıyordu.

Sevil bir şey diyemedi. Tahmin etmedim dese yalan olurdu diye düşündü. Gelebileceğini düşünmüştü ama-aması yoktu işte. Adamdan buram buram ölüm akıyordu. Ortamı kendi lehine çeviriyordu. Yarım aklı onu yarı yolda bırakıyordu.

Bir adım daha sevile gelince sevil elini kaldırdı. Bir işe yaramayacak olsa bile "dur nolur?" Dedi. Lütfen bir rüya olsun ve az sonra uyanayım dedi kendi kendine. Karşısındaki adam güldü. Yeşil gözleri kızın her yerinde gezindi. Göğüsünde fazla oyalanınca bunun farkındalığı ile kız üzerindekini düzeltti.

"Merak etme. Tecavüz etmem. Tek güvendiğin konu bu olmalı." Kızın üzerine ilerledi ve kız daha kaçamadan kolundan tuttuğu gibi onu duvara ittirdi.

"Tek bir şart vardı. Planlarımdaki değişiklikleri sevmem." Sonra kıza isim takmak için bir saniye duraksadı. "Küçük vezir." Tahtası tamamlanmıştı aslında. Şah'ın yandaşlarının başında vezir gelirdi. Bu kıza vezirlik statüsünü yakıştırmasa da ağzından çıkmıştı. Kız ona korku dolu gözlerle baktı. Herkeste bu bakışı görmüştü. Çok kişi öldürmüştü. Duraksaması uzadı.

AH BE HOCAM!?+18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin