AH BE HOCAM!?+18

Sezon Finali: Bölüm 45

Sezon finali ile karşınızdayım. Şu zamana kadar yanımda olan herkese çok teşekkür ederim. Sadece okuyanlara da teşekkür ederim. Bu burda bitmedi.

Tabi ki de en heyecanlı yerinde bıraktım.

İyi okumalar
...

"Kıraç kurutmana gerek yok." Dememe kalmadan elindeki kurutma makinasını saçlarıma tuttu. Daha da kabaracaklardı.

"Lütfen."

"Sabit dur. Hasta olmanı istemiyorum." Saçlarımın uçlarında daha fazla oyalanıyordu. Bu anı değerlendirdim. Aynadan bana bakarken çok sexydi. Saçlarımı kurularkenki azmi kararlılığı ile destekleniyordu.

"Ben hasta olup da senin bana bakmanı istiyorum." Mükemmel pragmatik anlayışımı bu yönde kullanacaktım. Kesinlikle evet.

Kafa derimdeki en dipteki saçları acı vermeyecek şekilde arkaya doğru çekti. "Ben ne dersem o." Bu haline karşı kaşlarımı ima ile kaldırdım.

"Çok buyurgansın beyim." Dudaklarına yaklaştım. O dolgun her kızı kıskandıracak dudakları dudaklarıma değdi. Derinleştirmeden bırakınca dudağımın kenarını öptü.

Saç diplerim bırakıp başımı aynaya doğru indirdi. "Hasta olmayacaksın." Bunu kabul etmeyen ses tonuna çekildim. O saçlarımın kuruyan yerlerini bile tekrar kuruturken ben sadece aynadan odaklanmış seksi yüzüne baktım.

Bana attığı kaçamak bakışlar ile adeta yere doğru akıyordum. Bir elini de belime sarmıştı. Ayakta kalmama destek veriyordu. Hayatımda yaşadığım en iyi seks deneyimini hocan ile yaşayacaksın deseler inanmazdım.

...

"Ne demek dolabında kadın iç çamaşırı var." bedeninden destek alıp onun bana verdiği simli iç çamaşırına bakıyordum.

Tek kaşımı Dwayne Johnson gibi kaldırıp ona baktım. Elbisemi bana küçük bir kız çocuğu gibi hissetmemi sağlayarak giydirmiş, sütyenimi bile bağlamıştı. Şimdi tek sorun külottu. Hayvan gibi külodumu yırtmıştı.

Benim tatlı pembe kilodum. Huzur içinde yat.

"İhtiyacın olur diye-"

Elimdeki simli külodu kaldırıp adamın gözünün önünde salladım. "Buna mı? Bari üzerinde avokado olsaydı. Ya da beyim eller falan."

Beyim eller mi?

Hanım ellerin türevi. Gözünün önünde salladığım küloda bakmadan bakışlarımız buluştu. Gözlerini kıstı. "Avokadolu mu istiyorsun?" Ciddiye alabilirdi.

Başımı salladım. "Şimdilik bunu giyemez misin? Simli seversin sanmıştım." Sesi yumoş sıvı deterjan gibi yumuşamıştı. Yüzüm gevşedi. Dudaklarımda durduramadığım bir gülüş belirdi.

"Etiketi üstünde." dedi. Önceki dediklerine paralel olarak. Etiketini farketmiştim. O da farkettiğimi farketmişti. Pazısına tutunup biraz geri gittim. Kasıklarıma yayılan acı ile dişlerimi sıkmak zorunda kalmasam daha mutlu olacaktım.

"Ağrı kesici istemediğine emin misin?" Annesi aşağıdayken bir de ağrı kesici içemezdim. Başımı iki yana salladım. Kolundaki damarlara takılınca gözüm, terledim. Fetişim olduğunu sanmıyordum. Fakat bu adamdaki damarlar çok orantılı görünüyordu.

"aşağı inelim de."

"Ada." Beni kendine yasladı. Başı ile yana indirdiğim elimi işaret etti. "Annem şu an söz konusu olamaz." Benim anam beni yerdi şu ana kadar. Kaşlarımı hafifçe çattım. Gözler çatılan kaşlarıma takıldı.