9 - Unutan Taraf ~ Part 1

205 21 6
                                    

Not: Selam. Hikayemin artık bir OST u var. Şarkının melodisi ve sözleri beni esir aldı diyebilirim. Bölümü bu şarkı eşliğinde yazdım ve baktım uzadıkça uzuyor ikiye böldüm^^
Hikayeme cuk diye oturan bu şarkıyı bana önerdiği için @-AstreA- 'ya minnettarım ve bu bölümü ona ithaf ediyorum. ^^

İyi okumalar^^

"..
Evet ihtiyacım var hatıralara..
Bana bakan yüzünü bu şekilde unutamam ki.
Ben seni unutamayacak kadar çok sevdim.
Seni kolayca unutup gidemem.
.. "

Kyuhyun alt tarafı Amber a bulunduğu yerin adresini yazacaktı fakat Leeteuk ısrarla aramaya devam ettiğinden bir türlü yazamamıştı. Sonunda mesajı yazabildiğinde telelefonu sakince masaya bıraktı. Neyse ki aramaktan vazgeçmişti meraktan deliye dönmüş Leeteuk.
Kyuhyun yalan söylediği için ve bu şekilde ortadan kaybolduğu için fazlasıyla huzursuzdu. Yalnız kalmak isteyerek onlardan kaçmasının özel bir nedeni yoktu. Asıl kaçtığı kişi kendisiydi aslında. Duygularına, anılarına ve sevgisine sahip çıkamayan kendisi.. Bir başına oturduğu şu bankta kendini sıkışmış hissediyordu. Düşünceleri soyutluk hissinden sıyrılmış somut bir şekilde ona dört bir yandan baskı yapıyordu. Sadece huzursuz muydu? Hayır. Üzgün, utanmış, ve çaresizdi. Kendini bırakıp gözlerini kapasa hiçliğe karışacakmış gibiydi. Sahi bu neden mümkün değil di ki? Her insanın dileği mutluluk barındırmak zorunda değil ya. Yok olmak ve hiçliğe karışmak isteyenlere neden karşıydı bu dünya? Şu an buradan yok olup gitse tek tanığı rüzgar olurdu ve oda istediği kadar fırtına koparsın kimseye söyleyemezdi nereye gittiğini. Kyuhyun uyandığı günden bu yana güçlü olmaya ve yitik bir hafızayla sanki onun değilmiş gibi kendi hayatını, sesini, arkadaşlarını, ve yeteneklerini  geri yüklemeye çalışıyordu. Kimseye belli etmeden tekrar 'Kyuhyun' olarak yaşamaya devam etmesi buna bağlıydı fakat o artık Kyuhyun değildi. Nasıl oymuş gibi davranabilirdi ki? Leeteuk un ve diğerlerinin onun için nasıl çabaladığını düşünürken minnettarlığın yanında bir şey daha hissediyordu. Hiçlik. Onların yardımıyla bir çok şarkının koreografisini ve sözlerini ezberlemiş olabilirdi hatta ellerinde olan yüzlerce videodan bir çok anı hiç yaşamamış, yabancı biri gibi hafızasına kaydedebilirdi.. Ama ona tüm bunları yaşarken ne hissettiğini söyleyecek biri yoktu. Ritmik iç çekişlerini devam ettirirken aniden karar değiştirerek telefonunaldı Leeteuk u geri aradı. Zaten habersizce ortadan sıyrılma fikri başından beri içine sinmemişti. Onlara ihanet etmiş gibi hissediyordu kendini. Onu sıkıştıran düşüncelerin arasından bunu elemek akıllıca olabilirdi çünkü diğerleri zaten fazlasıyla ağır geliyordu.
Leeteuk telefon ikinci çalışta açtı.
"Kyuhyun! Nerdesin?"
Kyuhyun onun ses tonundaki tüm sinir kabarcıklarını hakediyordu. En azından bunun bilincindeydi. Nedese haklıydı abisi.
"Hyung.. Yalan söylediğim için özür dilerim."
Leeteuk onun özrünü duymazdan gelerek ısrarla tekrarladı sorusunu.
"Nerdesin?"
Kyuhyun sıkıntıyla iç çekti ve güçsüzce mırıldandı.
"İyiyim merak etme. Sadece biraz yalnız kalabilir miyim?"
Leeteuk kısa bir süre hattın ucunda sessiz kalsada yanındakilerin sesleri duyuluyordu.
~Nerdeymiş..
~Hyung ne olmuş..
Kyuhyun gözlerini kapadı. Ağlamak istiyordu.
"Bunu sadece söylemen gerekirdi Kyu. Birden ortadan kaybolmakta ne?"
Hangi birini söyleyebilirdi ki.. Yapamıyorum, bunu başaramıyorum derse eğer onu cidden anlarmıydı? Kimi sevdiğimi hatırlamıyorum hyung! Derse sadece  biraz acınası görünürdü hepsi bu. Onu gerçek anlamda anlayacaklarını düşünmüyordu. Hangisi daha önce hafızasını kaybetmişti ki? Bunun nasıl hissettirdiğini bilemezdiler.
"Kyuhyun nerde olduğunu söyle yanına geleceğim."
"Hyung biraz yalnız kalmama izin ver lütfen."
"Bu şekilde iyi olacağına emin misin?"
Hayır. Kesinlikle iyi olmak gibi bir beklentisi yoktu yalnızlıktan.
"Bilmiyorum."
Leeteuk yine kısa bir an sessiz kaldı ve ardından kabullenerek sakince konuştu.
"Kyuhyun, ablan burda seninle konuşmak istiyor. Telefonu ona vereceğim. Ve tamam istediğin gibi olsun ama aradığımda o telefonu açacaksın anladın mı!"
"Tamam hyung."
Kyuhyun ablasının neden onun yanında olduğunu merak etmişti.
"Kyuhyun! Seninle kahvaltı yapmaya geliyorum ama bir bakıyorum ortada yoksun. Neden? Ne oldu bana söyle lütfen."
"Bunaldım. Ama merak etme, haber vermediğim için üzgünüm."
"Yanına gelmek istiyorum."
Ahra'nın ağlamaklı ses tonu Kyuhyun un canını acıtmıştı.
' Neden o kazada ölmedim ki?'
İnsanları üzmeye hakkı olduğunu düşünmüyordu. Bunu gerçekten istemiyordu ama istemsizce onları üzüyordu.
"Yapma lüften. Sakın ağlama. Seni arayacağım tamam mı? Sadece biraz yalnız kalmak istiyorum."
"Bunu istemiyorum. Gözlerini dikmiş beni izleyen bu adamlarda senin orda yalnız kalmanı istemiyor. Ve sen.. Bunu sende istemezdin Kyuhyun."

Masal mıyım? Gerçek miyim?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin