5- Bardağı taşıran damla

284 27 31
                                    

Kyuhyun yurda geldiklerinde sessizce direk odasına doğru yönelerek diğerlerini arkada bıraktı.
"Ryeowook un dilini koparacağım! Söyle ona eve gelmesin!"
Eunhyuk Donghae ile birlikte salondaki masaya yerleştiği sırada Donghae kahkaha atmaya başladı.
Çalıştıkları salondan eve gelirken Ryeowook un radio programını açmışlardı, Ryeowook bu geceki yayında yine Eunhyuk ve aralarındaki en çirkinin o olmasıyla ilgili şeyler zırvalamıştı. Diğerleri bunu her zamanki gibi eğlenceli bulmuş olsa da Eunhyukta her zamanki gibi sinir olmuştu.
"Hey şuna alınmayı ne zaman keseceksin?"
"Hiçbir zaman kesmeyeceğim."
Eunhyuk Kyuhyun un odasına doğru baktıktan sonra gözlerini ve sesini kısarak devam etti.
"Onun neyi var? Ne oldu birden?"
Donghae de bakışlarını kapalı olan kapıya doğru çevirdiğinde mırıldandı.
"Anlamadım ki. Birden yüzü düştü."
"Sorsak mı ?"
Donghae ona doğru döndüğünde kararsızdı.
"Bence bırakalım kendi haline. Söylemek isterse söyler zaten."
"Ahh cidden bu ne zaman bitecek Donghae? Onu üzgün ve çaresiz görmek canımı sıkıyor. Ne zaman eski günlerimize döneceğiz?"
Eunhyuk sıkıntıyla saçlarını karıştırırken içinde söylediklerinin çok daha fazlasıyla boğuşuyordu. Dile getirmek istemediği bir korku vardı. Tıpkı diğer üyelerin de içini kemirdiği gibi Eunhyuk ta Kyuhyun için endişeleniyordu. Hafıza kaybı yaşamasını çoğu zaman eğlenceye çevirip aralarında gülüşselerde her gün biraz daha yaklaşıyorlardı gerçeğe. Sorun Kyuhyun un eskisi gibi olup olamayacağı değildi. Kyuhyun un her zaman öğrenmeye açık bir kişiliği olmuştu. Bu yeteneğiyle birleştiğinde şimdiden bir çok şeyi geri kazanmıştı zaten. Sorun bunu herkesten saklayacak olmalarındaydı. Elbet bir yerde Kyuhyun yalnız kalacak ve hatırlayamadığı bir şeyle yüz yüze gelecekti. İşte o zaman on yıldır kendini verdiği ve fazlasıyla emek harcadığı idol kimliği sıkıntıya girecekti. İnsanlar bunu öğrendiklerinde onun herkese yalan söylediğini düşünecek ve bir çok kişi tarafından dışlanacaktı. Listenin başında elbette medya vardı. Ve elf.. Yine de onun yanında olacak mıydı o zaman? Kendini aldatılmış ve kandırılmış hissetmeyecek miydi?
"Hyuk.. O günlere geri dönemesekte birarada olduğumuz sürece biz hep iyi olacağız.."
"İyimser bir balkabağından farkın yok Donghae."
Eunhyuk baş parmağıyla onun alnını hafifçe ittirdi.
"Kendini bozma sakın yoksa seni kaynatır yerim."
Donghae sevimli bir şekilde ona sırıtırken dış kapı sert bir şekilde açılınca ikili şaşkınca o yöne doğru döndü. Gecenin bir yarısı bu denli gürültü yapan kişiyi merak etmişlerdi. Kangin kapıda göründüğünde meraklı bakışları ondan bir açıklama bekliyordu.
"SIÇTIĞIMIN İŞİNE DE BÖYLE HAYATA DA BAŞLAYACAĞIM ARTIK!"
Kangin elindeki anahtarı ani ve hızlı bir hareketle koltuğa fırlattı. Masada oturan ikiliyi es geçerek mutfağa girdi ve dolaptan soğuk suyu çıkararak bardağa doldurdu. Sinirden elleri titriyordu ve suyun neredeyse yarısını yere dökmüştü. Eunhyuk ve Donghae ne yapacaklarını bilemediklerinden bir an için bakıştılar.
"Hyung ne oldu?"
Sonunda Eunhyuk çekingen bir tavırla sormuştu.
Kangin onu duymazdan gelirken bardağı tezgaha bırakarak yere çöktü ve başını kollarının arasına alarak içine kapandı. Sakinleşmeye çalışıyordu. Titreyen sadece elleri değildi. Kalbide hızını alamıyormuşçasına çarpıyordu. Donghae yerinden kalkarak onun yanına ilerledi ve yere oturarak koluna dokundu.
"Hyung.."
Kangin herhangi bir tepki vermezken dış kapı bir kez daha sert bir şekilde açıldı.
"KANGİN!"
Eunhyuk menajerin gür sesiyle yerinde sıçrarken onu daha önce hiç bu kadar sinirli görmediğini düşünüyordu. Siyah çerçeveli gözlüklerinden ateş kusacakmış gibi görünen adam salona girdiğinde gözlerini Kangine sabitleyerek ona doğru hızlandı. Eunhyuk ayağa fırlarken bir an için onun Kangine vuracağını düşündü. Fakat menajer yerde oturan ikilinin başına geldiğinde durdu ve bağrınmaya başladı.
"DÜŞÜNCESİZ HERİFİN TEKİSİN BİLİYORSUN DEĞİL Mİ! NE BOK YEMEYE ADAMA VURUYORSUN YA SEN NE SANIYORSUN KENDİNİ. HENÜZ DÜZELMİŞ BİLE SAYILMAYAN İMAJINI YERLE BİR ETTİN RESMEN."
Kangin ani bir hareketle ayağa kalkarken Donghae yi yerde yalnız bıraktı.
"UMRUMDA DEĞİL TAMAM MI. İMAJIMDA SENİN BOKTAN SAHİP ÇIKIŞLARINDA UMRUMDA DEĞİL."
Donghae şaşkınlıktan neredeyse yarım metre açık kalan ağzını toplayarak Eunhyuk un yanına geçti. Menajer onlardan hatta diğer menajerlerinden bile yaşça büyüktü. Her zaman onlarla içten bir şekilde ilgilenir ve gözkulak olurdu. Hepsi, ki buna Kangin de dahil ona minnettardılar.
"SANA DUR DEDİM. ADAMIN SENİ KIŞKIRTMAK İÇİN LAF SÖYLEDİĞİNİ GÖRMEDİN Mİ YA. DELİRECEĞİM KANGİN NASIL BU KADAR ÖZENSİZ VE VURDUM DUYMAZ OLABİLİRSİN."
Kyuhyun odasından çıktığı sırada en az diğerleri kadar şaşkın ve tedirgindi. Tartışmaları evi inletiyordu resmen.
"BENİM DOĞAM BU ANLIYOR MUSUN HERKESİN TANIDIĞI KANGİN BU. VURDUMDUYMAZIM RAHATIM ASABİYİM VE MENAJERİNİN ONUN YERİNE TARTIŞTIĞI KİŞİYİ KOLLADIĞI BASİT BİRİYİM."
"TANRI AŞKINA KANGİN ADAM PATRON. İSTESE SENİ DE BENİ DE ÜLKEDEN SÜRER! ALTTAN ALAMAZ MIYDIN! SANA RESMEN YEM ATTI VE SENDE HAZIRDA BEKLİYORMUŞ GİBİ ATLADIN."
"ÇÜNKÜ HALA GURURUM VAR HYUNG!"
Kangin kelimeleri vurgulayarak yanıtladı. İkisinin de siniri yatışacak gibi görünmüyordu.
"GURURUNA BAŞLATMA ŞİMDİ. KAMERA AÇIKTI! SABAH BAŞKAN HABERLERDE O HALİNİ GÖRÜNCE GURURUN MU KURTARACAK SENİ!"
Dış kapı tekar gürültülü bir şekilde açılırken Leeteuk ve Heechul koşarak salona girdi. Sesleri yukarı kata kadar ulaşmış ve onların telaşla aşağıya inmelerine neden olmuştu.
"KURTULMAK İSTEMİYORUM! YETTİ ARTIK. KİMSENİN BENİM HAKKIMDA NE DÜŞÜNDÜĞÜNÜ UMURSAMIYORUM AMA BU KARŞIMA GEÇİP BENİMLE DALGA GEÇEBİLECEKLERİ ANLAMINA GELMİYOR."
"İkinizde sakin olun. Bütün apartman inliyor."
Leeteuk endişeli bir şekilde araya girmeye çalışırken Heechul Kangin in yanına geçti.
"BEN SAKİN OLAMIYORUM ARTIK. BIKTIM BENCİLLİKLERİNİZLE UĞRAŞMAKTAN."
Menajer bir yandan elleriyle saçını karıştırıyor diğer yandansa söylenmeye devam ediyordu.
"Ne oldu?" Diye sordu Heechul ikisine.
"NE OLCAK BEYİMİZ İKİ LAFI KALDIRAMADI VE KOSKOCA MBC KANALININ PATRONUNA YUMRUK ATTI."
Kangin bunun üzerine arkasını dönerek cama doğru ilerlediğinde ciddi anlamda kendini kontrol edemiyordu. Yaptığı şeyin doğru olmadığının bilincindeydi fakat adam bariz bir şekilde ileri gitmişti. Geçmişte yaptığı hataların yüzüne vurulmasına alışmıştı fakat bu kez üzerine iki laf edip gülüşüp kapatılacak bir muhabbet ortamı oluşmamıştı. Adam resmen yayın ortasında onunla dalga geçmiş ve Kangin in sinirlerini yerle bir etmişti.
"Oturun da şunu adam akıllı anlatın."
Leeteuk sakin bir şekilde konuştuğunda endişesini ertelemeye ve durumu anlamaya çalışıyordu.
"NE DÜŞÜNÜYORDUN BUNU YAPARKEN SÖYLESENE. BAŞINA GELEN ONCA OLAYDAN SONRA HİÇMİ AKILLANMADIN."
Kangin dişlerini sıkarken yanaklarından süzülen yaşların farkında değildi. Heechul onun ağladığını görünce şaşkın bakışlarını Leeteuk a çevirdi. Bu kesinlikle ilk kez şahit olduğu bir görüntüydü.
"Hyung sakin ol lütfen." Leeteuk bir kez daha şansını denedi fakat menajer sakinleşecek gibi değildi.
"EVDE BENDEN OYUNCAK BEKLEYEN BİR ÇOCUĞUM OLMASA BİR SANİYE DURMAM BURDA. GÖTÜNÜZÜ TOPLAMAKTAN VE SİZİN YÜZÜNÜZDEN AZAR İŞİTMEKTEN SIKILDIM ARTIK."
Heechul ona doğru döndüğünde sinirlendiğini hissediyordu.
"Hyung sinirlisin diye hepimizi gömmene gerek yok."
"DAHA İKİ GECE ÖNCE BARDAN TOPLADIĞIM ADAM MI SÖYLÜYOR BUNU. ÇOK DAHA FAZLASINI HAKEDİYORSUNUZ."
"HAKETTİĞİMİZİ YAŞAMAMIZA İZİN VER O ZAMAN. ARKAMIZI TOPLAMAK YERİNE YANIMIZDA OL. ADAM GÜLEREK BANA LAF SOKARKEN SEN DE KULAĞIMIN DİBİNDE ONA HAKETTİĞİ YUMRURĞU ATINCA BANA KÜFÜR ETME."
Menajer her zaman onların yanında olmuştu zaten. Bunu Kangin de çok iyi biliyordu fakat bu kez durum farklıydı. Adam kanal sahibi olabilir, ondan fazla parası, bağlantısı olabilirdi ama sonuç olarak ikiside insandı ve Kanginin setteki diğer herkesin önünde ondan laf yemek zoruna gitmişti. Böyle bir durumda menajerden destek almayı umarken bir de ondan azar yemiş ve kendini koca bir kalabalığın içinde yapayalnız hissetmişti. Konuşurken yüzünü diğerlerine dönmüş ve yanağına süzülen yaşları görmelerini sağlamıştı.
Hepsi en az Heechul kadar şaşırmıştı. Kanginin sinirli bir yapısı olduğundan daha önce bir çok kez sinirli haline denk gelmiştiler fakat ağlaması.. Bu sadece Kyuhyun un yabancısı olduğu bir görüntü değildi.
"KANGİN KAMERA AÇIKTI DİYORUM. HER ŞEYİ ÇEKTİLER DİYORUM. O GÖRÜNTÜLERİ KULLANMAYACAKLARINI MI SANIYORSUN. LEE SOMAN BUNU ÖĞRENDİĞİNDE NE OLACAK. LAN KÜFÜR EDİYOSAM KENDİM İÇİN Mİ EDİYORUM. BİTİRDİN DİYORUM BİTİRDİN BU SEFER KİMSE KURTARAMAZ SENİ ONUN ELİNDEN.BU YAPTIĞIN SON ŞEY OLACAK VE KOVULACAKSIN! AMA RAHAT ADAMSIN SEN PARDON UMRUNDA DEĞİLDİ DİMİ."
Kangin ağzına doluşan tüm kelimeleri geri yollayarak yutkundu ve Heechul onu durdurmaya çalışsada ondan kurtularak hızla kendini Eunhyuk un odasına kapadı. Çarpan kapı sesinin peşinde getirdiği sessiz dakikalar salonu sararken menajer de hızla yanlarından ayrılarak kapıya ulaştı ve evden çıktı.
Salonda kalan beş adam öylece birbirlerine bakakaldı.

Masal mıyım? Gerçek miyim?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin