ADI AŞKMIŞ

20 5 2
                                    

Bara'ın sorduğu soru ile zaman kavramını kaybetmiştim.Bir şeyler soruyordu ama ne soruları duyuyordum ne de anlıyordum.Sadece aklımdan geçen ne cevap vereceğimdi.

Baran Dicle'yi alel acele dışarı çıkarıp bakışlarını bana yöneltti.Gözlerindeki öfke beni öldürecek gibiydi.Hâlâ bir cevap bekliyordu benden.Bense hâlâ ne söyleyeceğimi düşünüp duruyordum.Odanın ortasında çakılıp kalmıştım resmen.

"Elif bir cevap verecek misin? Kim o asker? Ne sordu sana? Sana niye bağırdı?Baran aklından geçenleri tek tek soruyordu ama karşısında cevap verecek cesareti bulamıyordum kendimde.Daha doğrusu ne cevap vereceğimi bilmiyordum.

Az önceki kavgamız bitti derken bir yenisi başlamıştı.Baran'ın öfkeli bakışları bendeydi.Bir iki adımla yanıma hiddetle yaklaştı ve kolumu kıracak kadar kuvvetli bir şekilde tuttu.Canım o kadar çok yanmıştı ki buna rağmen yine de ses çıkarmadım.

"Sadece bir kaç soru sordu hepsi bu" dedim bana inanıp sorgulamamasını umarak.

"Ne gibi sorular? Kimin hakkında sorular sordu?Yüzündeki öfkeyi zerre bastırmadan sormuştu Baran.

"Benim hakkımda sorular sordu.İnan yanlış bir şey yapmadım ve söylemedim"dedim sesimdeki acizliğimi his etmiş miydi?

"Sen ne alaka Elif?Nerden tanıyor da seni,soru sorma gereği duydu sana?Ne sordu? Dedi Baran yine öfkeli çıkan sesi ile.

"İnan tanımıyorum. Oda beni tanımıyordu.Ama.." Sonrasını anlatıp anlatmamak arasında gidip geliyordum. Her şeyi anlatsam Toprak'a zarar verebilirdi.Berfin'e olanlardan sonra Toprak'a da zarar vermesi büyük bir olasılıktı.

"Köyde görmüştüm ilk kez.İhbar gelmiş köylüleri sorguluyordu orda gördü beni. O gün babam yüzünden çok ağlamıştım. Askerde anlamış gibiydi yardım edebileceğini söyledi ama kesinlikle yardım falan istemedim." Dedim korkuyla. Olanı biteni bilmesi gerekecek kısmını anlatmıştım.Daha fazla sorgulamasın istiyordum.kolumu bırakıp bir adım geri gittiğinde bıraktığı kolumun sızısı yüzümü buruşturmuştu. Gözümden bir damla yaş süzülmüştü sadece.

"Peki bu gün seni üzecek kadar ne söyledi o asker?"Bir suçluyu sorgular gibi sorguluyordu beni Baran.

"Buraya neden geldi beni nasıl buldu inan bilmiyorum.Sadece içine sinmeyen şeyler olduğunu söyledi. Bana bir şey bilip bilmediğimi sordu.Hiç bir şey bilmiyorum dediğimde de bana çok sinirlendi. Bende korktum ve bana inanmadığı için üzüldüm Hepsi bu."Dedim.Yalan söylemiştim. Toprak'ı korumak şu an için yapmam gereken tek şeydi.

Bana yardım etmek istemişti.Tek suçu buyken Baran'ın ona zarar vermesini göze alamazdım.

"Hepsi bu kadar mı?" Dedi tereddüt ediyordu bana inanıp inanmamak arasında kalmıştı sanki.

"İnan doğruyu söylüyorum tanımıyorum daha önce görmedim."Dedim ikna olmasını isteyerek gözlerine baktım.

"Tamam ama yine gelirse ve benden saklarsan olacaklardan ben sorumlu değilim. Zaten bundan sonra değil sana yaklaşmak bu köye bile adım atamayacak!"Dedi sesindeki öfke beni oldukça korkutuyordu. Kesin bir şey yapacaktı. Baran Toprak'a zarar vermeden benim Toprak'ı uyarmam lazımdı. Kendini ne olur ne olmaz koruması gerekiyordu.Ama bunu nasıl yapacaktım zerre bilmiyordum.

Baran bir iki adımda yanıma geldiğinde düşündüklerimi bir kenara bırakmıştım.Gözlerime bakıp bir iç çekti.Sonra kollarını bana uzatıp sıkıca sarıldı.O an nefesim kesilmişti .

"Sana dokunmadı demi?Bana onu öldürmemem için bir şey söyle."Dedi boğuk çıkan sesiyle.

"Hayır dokunmadı."Dedim nefes almaya çalışarak

ELİFHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin