Bölüm 4 •Mevt•

4 1 0
                                    

Olayları bir çocuğun gözünden okuduğumuz için hızlı geçiyor. Büyüdükçe detaylar daha da artacak.

“Bir minicik kız çocuğuBak, duruyor orada hâlâ Anlatamam gördüklerimi O neşeli çocuğa

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

“Bir minicik kız çocuğu
Bak, duruyor orada hâlâ
Anlatamam gördüklerimi
O neşeli çocuğa...”

Babamın doktorunu çağırdık ve hem babamı, hem de Afer’i kontrol etti. Afer benden soğuyacak diye çok korkuyordum. Annem ve ben endişeyle Afer’in yanına gittik.

“İyi misin Afer? Ben... Ben çok özür dilerim, babamın eve geleceğini bilmiyordum.”

Afer başını salladı. “Senin bir suçun yok ki, Levlâ. Neden kendini suçluyorsun?”

Omzumu silktim. “Ne bileyim... Eğer seni eve olmasaydık bütün bunları yaşamayacaktık. Az daha boğazın kesiliyordu, vazonun parçaları isabet ediyordu mesela...”

Afer içtenlikle gülümsedi. “Evet, çok korktum kabul ediyorum ama eğer beni evinize almasaydınız mutfakta kek yapamayacaktık, gülüp eğlenemeyecektik,  yıllar sonra bir annenin varlığını hissedemeyecektim.”

Erken büyümek bu olsa gerek...

Tam bir şey söyleyecekken babamın içeriye kafasını uzattığını gördüm. Korkuyla Afer’in önüne geçerken bana öfke ve tiksintiyle baktı, sonra da hiçbir şey demeden geçip gitti. Rahatlayarak olduğumuz yere oturduk tekrardan.

Hiçbir şey söylemeden sıkıca sarıldım ona. Öz olmasa bile bir annesi vardı artık.

“Her şey için çok teşekkür ediyorum ama Rüya evde beni bekliyor. Onu çok yalnız bıraktım, korkar şimdi.”

“Sorun değil,” dedim gülümseyerek. Afer evden çıkarken annemle beraber onu uğurladık.

“Kendine dikkat et, Rüya’ya onu çok sevdiğimizi söyle. Hoşça kal.”

“Olur, teşekkür ederim. İyileştiği zaman buraya getireceğim onu.”

“Çok seviniriz.” Annemle beraber arkasından el salladık.

Buraya nasıl gelmişti bilmiyorum ama çok mutlu olmuştum. Elimde onun getirdiği günlük vardı. İçine pek çok anıyı, acıyı yazacağım o günlük...

Uzun uzun baktım arkasından. Sanki o zamanlar hissetmişim bu çocukla bir hikâyemiz olacağını, yollarımızın ortak olduğunu. O da arada dönüp ardına baktı, beni görebilmek için.

Gittiğinde kapıyı kapatıp içeri geçtik. Son yaşadığımız şey kötü olsa da bütün günün huzuru içimdeydi. Zaten babam da Afer’den önce çıkıp gitmişti. Odama çıkıp günlüğümü masanın üstüne bıraktım ve daha sonra annem beni duşta yıkadı. Üstüm başım çamur içindeydi günlerdir ve saçlarım çok dolaşmıştı.

Banyom bittiğinde annem saçlarımı tarıyordu.

“Anne,” dedim ve “Saçlarımı örer misin?” diye rica ettim.

İzler ve Kırıklar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin