Çantamı kenara attırarak kendimi yatağın üstüne attım. Telefonumu elime alıp wifi ikonuna tıkladığım an bunu geri dönüşü olmadığı aklıma geldi. Ama artık çok geçti. Geri dönüşü yoktu. Ve artık yüz bin sohbetten genlen üç yüz bin mesaj vardı. Birde kendinden geçen bir telefonum.
Daha yeterli kişiye bile göndermediğimi düşününce ağlamak istiyordum. Telefonumun bir süre kendine gelmeyeceğini anlayarak bıkkınlıkla yataktan kalktım ve üstümü değiştirip rahat bir şeyler giydim.
Tekrar telefonumun başına geldiğimde onu kendine gelmiş bulmaktan mutluluk duyuyordum.
Hiç mi hiç WhatsApp'a girmek gelmiyordu içimden. Ama yapacak bir şey yok, bastım yeşil ikona.
Zaten yavaş olan telefonum gelen mesajların etkisiyle daha bir yavaşlamıştı. Kırk saniye boyunca ekrana mal mal bakıp yüklenme ekranının gitmesini beklemiştim.
Mesaj ekranı gelince önce şöyle bir göz attım. Önemli birinden mesaj var mı diye. Yoktu. Konuştuğum pek kimse de yoktu ne bekliyorum ki?
İnsanlar genel olarak kendi cevaplarının başkalarıyla paylaşılıp paylaşılmayacağını soruyordu. Ne kadar malsınız. Biz o formda ad soyad soruyor muyuz! Bunu düşünemiyor musunuz?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HARİKULADEYİM
Teen FictionTexting olarak başlıyor sonra normal hikaye olarak devam ediyor. Harika, TÜBİTAK projesine katılmasıyla hayatına yeni insanlar girer. Böylece Harika'nın geçmişini öğreniriz. Harika ve çilekeş olan hayatı geleceğe doğru çilekeş olmaya devam etse de y...