32. BÖLÜM

1K 78 22
                                    

İyi okumalar bal böcüşleri.

Abi beğendiğiniz bir polisiye kitabı var mı?

Birde kadın savcının olduğu bir kitap var mı?

Bu aralar bu iki konuya taktım bir kaç kitap okudum ama artık ne okuyacağımı bilemiyorum o yüzden size danışmak istedim.

——-

Demir Güneş'ten

2 gün önce.

Bir dava üzerinde çalışıyordum, cinayet davası.

Bir kadın acımasızca katledilmişti. Bedeninde tamı tamına 12 kurşun izi vardı. Evet, dile kolay 12 kurşun izi.

Yelda Alkan...

Bir cinayete kurban giden kadın.

Katil'i nerede mi? İşte orası bilinmezliklerle dolu bir çukur. 

Ben bu çukurun her ne olursa olsun dinine kadar gideceğim. O kadın katili tarafından acımasızca vurulurken, katil belki de memnuniyetle izlemişti karşısındaki görüntüyü. Ama kadın? Bedeninde bulunan 12 kurşun izini memnuniyetle izleyebilmişmiydi?

Elbetteki hayır!

Kadın orada canıyla cebelleşirken katil durmadan göndermişti, kadının vücuduna mermileri.

O kadın yerinde benim kardeşimde olabilirdi.

Benim biricik inatçı, ama bir o kadar da tatlı Begüm'ümde olabilirdi.

Belkide bu yüzdendir, bu davaya sıkı sıkı sarılmam.

Bu davanın katilin aleyhine olana kadar savaşacaktım, her şeyimle. Ve bunu polis olduğum için değil. Şu an da toprağın altında soğuktan kemikleri titreyen kadın için yapacaktım.

Kapının tıklatılmasıyla düşüncelerimden sıyrıldım "Gel." Dedim. Kapının aralanmasıyla Barlas'ı gördüm. Odaya tamamen girip konuşmaya başladı.

"Komiserim, Yelda Alkan davası için bir şahit olduğunu iddia eden bir kadın geldi."

Oturduğum koltuktan kalkarak Barlas'ın yanına gittim "Katile bir adım yaklaşmamız için önemli bilgiler söyler bize inşallah."

Barlas "Umudumuz, o yönde komiserim." Barlas ile birlikte odamdan çıkarak kadının yanına gittik.

Tahminimce yirmili yaşların daha başlarındaydı.

"Hanımefendi," Diyerek bakışlarının bana dönmesini bekledim. Beklentim gerçekleşince devam ettim "Daha rahat konuşmak için sorgu odasına gidelim."

Kadın başını sallayarak oturduğu koltuktan kalkarak beni takip etmeye başladı.

Sorgu odalarının olduğu kata geldiğimde gördüğüm polis memuruna döndüm "Hangi sorgu odası müsait?"

"Üçüncü sorgu odası müsait, komiserim."

"Eyvallah." 

Üçüncü sorgu odasının önüne geldiğimde kapıyı açarak ilk önce kadının girmesini bekledim. O girdikten sonra bende girdim ve ardımdan kapıyı kapattım.

Odanın içerisinde bir masa ve karşılıklı bulunan iki sandalye bulunuyordu. Kadın hâlâ ayakta dikilirken "Buyurun." Diyerek elimle sandalyeyi gösterdim.

Kadın oturduktan sonra bende sandalyemi çekerek oturdum. Yelda Alkan dosyasını önüme aldıktan sonra bakışlarımı kadına çevirdim.

"İsminiz nedir?"

NE AŞİRET AİLE MİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin