Merhabaa. Yeni bölüm ile sizlerleyiz. Keyifli okumalar dileriz. 🤍
●
Kalktıktan sonra şişkinlik hissettiğim için bahçeye doğru yürümeye başladım. Yanımda hissettiğim hareketlilik ile yavaşça sağıma baktım ve Alptekin ile göz göze geldim. Şimdi niye yanıma gelmişti ki? Ben zaten yürüyemeyecek kadar şişkindim, Yüzbaşı'nın yanında yığılıp kalırsam her gün başıma kakardı.
"Bir şey mi oldu Yüzbaşı'm?" diye sorduğumda çoktan bahçeye çıkmış, bir banka geçmiştik.
"Bahçeye çıkmam için bir şey mi olması gerekiyor Yüzbaşı'm?"
"Bahçeye çıkman için bir şey olması gerekmiyor ama yanıma gelince bana bir şey söyleyeceğini düşünmüştüm."
"Ne gibi bir şey?" Hafif sırıtarak söylediği sözler ile tepemin tası atmaya başlamıştı.
"Bir şey olduğundan değil, operasyon ile ilgili olduğunu düşünmüştüm ama size laf söylemeye gelmiyor."
"Anladım Yüzbaşı'm. Siz de beni yanlış anlamamışsınızdır İnşallah." Yüzbaşı masum bakışlarını bana dikmişti.
"Yok, hayır yanlış anlamadım Yüzbaşı'm. Ben artık eve gideyim. İyi akşamlar size."
"Size de iyi akşamlar Yüzbaşı'm. Yarın görüşürüz."
"Görüşürüz." diyerek kalkıp yürümeye başladım. Galiba biraz kızınca mahçup olmuştu. Herneyse bu beni ilgilendirmiyor. Ayrıca bana attığı tokatı hala unutmadım. Biraz daha kibar bir adam olması lazım.
Kendi kendime düşünürken arabama binmiş ve çalıştırmıştım. Trafik yine çok yoğundu ve ben çok yorgundum. Trafiği asla sevmiyordum ama bu saatler böyleydi maalesef.
●
Kendime kahve yaparken duşa girmenin iyi geleceğini düşündüm. Kahvem bitsin duşa girip çıkardım ve yatardım. Evde yine Bengi yoktu. Bengi'ye ve onun işine gerçekten saygı duyuyorum. Aslına bakarsak doktor ve asker meslekleri çok da farklı sayılmaz. Bizim de oldukça fazla nöbete kaldığımız oluyor. Nöbetten çıkınca da haliyle bitap düşüyoruz.
●
Hızlı bir duş alıp hemen çıktım. Ama sanırsam duşta yaramı incittim. Canım epeyce yandı. Aslında acı eşiğim mesleğimden de olsa gerek yüksektir fakat aklımda fazlaca düşünce vardı. Bu da muhtemelen dikkat dağınıklığına yol açtı. Bengi olsaydı pansumanımı kontrol ederdi ama geç gelecekti ve benim dinlenmem gerekiyordu. Onu bekleyemezdim. Ayrıca pansumanımı kendi başıma yaparsam bir hafta boyunca Bengiciğimin dırdırını çekerdim. Bu durumda en iyisi yarın askeriyede pansuman yaptırmaktı. Çünkü sabah erken kalktığımda Bengi uyuyor olacaktı. Sözde ev arkadaşıyız ancak birbirimizi göremiyoruz bile.
●
Hızlı ve sessiz bir şekilde kahvaltımı yaptım ve yine aynı sessizlikle masayı topladım. Odama gidip üniformamı giydim, saçlarımı düzelttim. Bengi'yi de kontrol edip evden sessizce çıktım.
Apartmanın bahçesinde beslediğimiz köpeklerin mamalarını ve sularını yenileyip arabama bindim. Ankara'nın sessiz ve hareketli olmadığı bir semtinde oturuyorduk. Gerçi taşındığımızdan bu yana epey bir vukuat olmuştu. Ben de ilgilenmek durumunda kalmıştım.
Radyodan bir şarkı açtım ve trafikte ilerlemeye devam ettim. Arkada olan beyaz araba mahalleden çıktığımdan beri arkamdaydı. Takip edildiğimi düşünüp plakayı zihnimin bir köşesine sıkıştırdım ve biraz daha hızlandım. İlerideki ikinci girişten onun önüne çıkacaktım ama o beni şaşırtarak sol tarafa döndü ve gözden kayboldu. Takip edildiğimi anladığımı anlamış olmalıydı. Karargahta plakayı sorgulatmayı da aklıma kazıyıp yola devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İzler Kalır
Action"Soysuz köpek! Ne yaptın lan sen? Türk askerini vurmaya utanmıyor musun? Ölmek için yalvaracaksın." diyerek saçımdan sürüklemeye başladı. Bir yandan omzumun acısı bir yandan saçımdan sürüklenmenin hırsı ile çevik bir hamle ile kolunu ters çevirip bü...