Yeni bölüm ile herkese merhaba. Bu bölümümüzü bizi her hafta destekleyen ve çok mutlu eden Silan136463 a armağan ediyoruz. 💚💚●
Fadi'nin kısa süre de olsa titrediğine şahit oldum. Korkuyordu hem de çok.
"Alptekin, sorgusuna sen gir. Benim Hazan ile küçük bir işim var." Albay'ın konuşması üzerine Alptekin ile göz göze geldik. Benimle ne hakkında konuşacağını ikimiz de biliyorduk. Alptekin'e hallederim edası ile kafa salladım.
"Emredersiniz Albayım. Yürü aşağılık herif."
Alptekin sözleri biter bitmez Fadi'yi de alıp odadan çıktı."Hazan otur şuraya. Seninle biraz konuşalım."
"Hangi konuda olduğunu biliyorum Albay'ım."
"O zaman soruşturma geçirebileceğini biliyor olmalısın."
"Albay'ım bab- yani Noyan Karahan'ı yakalayan kişi benim. Ben babamı normal bir iş adamı sanıyordum hem de yıllarca. Onun pis işlerle alakalı olduğunu bilmiyordum. Yemin ederim öğrenseydim yapacağım ilk iş onu kendi ellerimle içeri atmak olurdu." Konuşurken gözlerimin dolmasına engel olamadım.
"Babanın şirketinde şuan bir ekip var. İnceleme yapılıyor. Seninle ilgili en ufak bir şeyde zaten haberimiz olacak. Onu yakalayanın sen olduğunu biliyorum. Hiçbir şeyi bilmediğini de düşünüyorum. Yavuz'un takas olarak Noyan'ı verdiğini de biliyorum. En kısa sürede bulunacak. Sen bu süre zarfında yanlış bir hareket yapma. Ne demek istediğimi anlıyorsun. Şehir dışı falan yok yani. Biliyorsun bunları."
Kendimi çok kötü hissediyordum. Sanki içinde ufak bir şüphe vardı bana karşı. Hatta bizi bilerek bile oraya yollamış olabilir. Bunları düşünürken konuştum.
"Öyle bir harekette bulunmayacağıma emin olabilirsiniz Albay'ım."
"Şimdilik çıkabilirsin Hazan."
"Emredersiniz Albayım." Baş selamı verip odadan çıktım.
Burada kalmak istemiyordum. Aslında Fadi'nin sorgusuna girmek istiyordum fakat bu hareket bile Albay'ın gözüne batabileceği için yapamıyordum. Gitmeden önce Mirza'ya bakmak istiyordum. O yüzden revire doğru yürümeye başladım.
Revire yürürken bazı askerlerin suçlayıcı ve eleştirel bakışlarına maruz kaldım. Ama buna bile sesimi çıkaramadım. Ben böyle biri değildim. Kendimi koruyan, savunan biriydim ama Noyan Karahan'ın yaptığı bu hareket beni ben olmaktan çıkarmıştı.
Kapıyı çalıp içeri girdim. Mirza sedyede uzanıyordu, Emre'de başında serumunu kontrol ediyordu. Mirza beni görünce doğrulmaya çalıştı ama hemen konuştum.
"Hayır hayır Mirza. Yatmaya devam et. Kalkmana gerek yok."
"Olur mu öyle şey Yüzbaşı'm?"
"Bal gibi de olur. Ben sana bakmaya geldim. Ne durumda bizimki Emre Bey?"
"Kendisi iyi. Çok büyük bir yara değil. Malzeme yeterliydi, Mirza da hastaneye gitmek istemeyince burada hallettim. Ayrıca Yüzbaşı'm bana bey diye hitap etmenize gerek yok. Rahat olabilirsiniz." Emre'nin samimi konuşması beni mutlu etmişti.
"Teşekkür ederim Emre ama sen de bana ismimle seslenmelisin."
"Bunu yalnızca sizin tim varken yapabilirim. Başkası duyarsa özellikle Albay kızabilir."
"Pekala haklısın. Geçmiş olsun Mirza, güzelce dinlen ve aramıza dön."
"Emredersiniz Yüzbaşı'm."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İzler Kalır
Action"Soysuz köpek! Ne yaptın lan sen? Türk askerini vurmaya utanmıyor musun? Ölmek için yalvaracaksın." diyerek saçımdan sürüklemeye başladı. Bir yandan omzumun acısı bir yandan saçımdan sürüklenmenin hırsı ile çevik bir hamle ile kolunu ters çevirip bü...