2. Bölüm

1.3K 84 44
                                    

Herkese merhaba. 2. Bölüm ile birlikteyiz. Umarım beğenirsiniz. Aşağıdaki yıldızımızı parlatırsanız seviniriz. Hoşça kalın.

Yüzbaşı Alptekin Uluöz'den

Irak sınırı
Hazan Karahan, Ankara... Nasıl böyle bir hata yapabilmiştim? Birkaç aydır aradığımız kırmızı kodlu terörist Fadi'yi yakalamak için kendimi çok kaptırmışım. Başka bir timle çalışacağımızdan bahseden dosya son dakika gönderilmişti. Benim de ayrıntılı inceleme vaktim olmadı. Teröristlerin arasına sızmış olan askerin bilgilerini atlamış olmam fazla aptalcaydı. Ben Yüzbaşı Alptekin Uluöz, amatörce hatalar yapamazdım. Fakat yaptım.

"Komutanım Fadi kaçmış." Efe'nin telaşlı sesini duydum.

"Alan taraması yapılmadı mı asker?"

"Yapıldı komutanım ancak Fadi'nin izini bulamadık."

Hazan Karahan'ın yere yığılmak üzere olduğunu görünce onu tutmaya çalıştım ancak ısrarla bana değil yere tutunuyordu. Kalbim acıdı. Hazan'ın bilinci kapandı. Onu kucağıma aldım ve timdekilere seslendim.

"Sancak Timi'ne haber verin. Üsteğmen Hazan Karahan yaralandı. Bizim en yakın şehir hastanesine ulaşmamız gerekiyor. Albaya Fadi'nin kaçtığını ben söyleyeceğim."

"Emredersiniz komutanım."

Üsteğmen Hazan Karahan'dan
Şırnak

Yavaşça gözlerimi açınca omzumda keskin bir sızı belirdi. Hastane odasındaydım. En son olanları hatırlayınca içimi öfke doldurdu. Sadece aklımda o adam vardı.

Kapı açılınca o tarafa dönmeye çabaladım. Omzum sargılıydı ve onunla dönmesi zordu.

"İçeri girebilirsiniz." Kapıdan giren ilk kişi hemşireydi.

"Hazan iyi misin? Hazan gözlerini açmışsın. Fadi'yi elimizden kaçırdık biliyor musun?" Faruk art arda cümlelerini sıralarken başım çatlayacak gibiydi.

"Hazan Hanım'ı yormayalım lütfen." hemşire hanım elindeki dosyaları karıştırırken Faruk'un beni rahat bırakmasını kibarca dile getirdi.

Kapı tekrar açılınca hepimiz kapıya doğru döndük. Gelen diğer timden bana tokat atan askerdi.

"Hazan Hanım yanlış anlaşılmadan dolayı gerçekten kusura bakmayın. Albay bizi-"

"Hayır bal gibi de kusura bakacağım tabii ki! Siz bana tokat attınız ayrıca ben ne diye siz diyorsam? Sen bana tokat attın! Kimsin lan sen?"

Sanırım fazla gaza gelmiştim ben bu gazla tekrar Irak'a gidip bu teröristleri gebertebilirdim. Irak demişken Fadi kaçmıştı ya. Bizim operasyonumuzun amaçlarından biri de Fadi'yi tahtalı köye göndermekti.

"Ben Yüzbaşı Alptekin Uluöz. Albay Erdinç Arslan bizi tez Ankara'ya çağırıyor. Senin timin -Sancak Timi- önden gitti. Burada Sancak Timi'nden sadece Faruk kaldı. Benim timimden de -Tuğra Timi- sadece ben kaldım.

Gözlerim Faruk'a kaydı. O da bana tebessüm etti. Üç yıldır timdeki en yakın arkadaşımdı. Az fena değildi kerata.

Hemşire hanım son kontrollerimi yaptı. "Düzenli pansumanlarınızı yapmayı unutmayın Hazan Hanım."

"Çok teşekkür ederim hemşire hanım. İyi günler."

Hastanede çıkışımı yapmıştık. Askeri araçla havalimanına doğru gidiyorduk. Albay'ımız Erdinç Arslan
çok acil bizi Ankara'ya çağırmıştı. Muhtemelen Fadi'nin kaçması ile alakalı olacaktı. Kimseden çıt çıkmıyordu. Büyük ihtimalle herkes iç hesaplamasını yapıyordu.

İzler KalırHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin