Hayat çözülmesi gereken bir Sorun değil. Yaşanması gereken bir gerçektir.
Søren Kierkegaard
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Keyifli okumalar🌒
*******
Bir insan deli gibi ağladığı ve acı çektiği gecenin ardından sabah kalkıp biraz makyaj ve bakımla sanki o geceyi hiç yaşamamış gibi görünebilir'di.
Ama keşke gerçekten o acıyı sadece makyajla silebilse.
Şu an aynaya baktığımda güçlü, güzel ve sarsılmaz bir kadın görüyordum.
Ama gerçekler asla öyle değildi.
Üstüme giydiğim su mavisi fır fırlı mini elbise sanki benim için özel olarak tasarlanmış gibi üstüme cuk diye oturmuştu.
Su dalgası halinde şekillendirdiğim saçlarımı elimle düzeltirken boy aynasından kendimi süzüyordum.
"Hangisini sürmeliyim?" Diyen Bade'nin sesiyle ona döndüm.
Evet bu gün o fuhuş çetesinin içine gireceğimiz gündü. Bu yüzden Bade'yle birlikte tesisteki hazırlanma odasında o şerefsizlerin istediği gibi olmaya çalışıyorduk.
"Bordo." Diye benden önce davrandı kapı pervazına omuzunu yaslayarak bizi izleyen Tuna.
"Hayır kırmızıyı sür," dedim.
Pencerenin önündeki deri koltuklar da oturmuş ve elinde kuru yemiş olan Meyra." Bence Pembe." Dediğinde Bade göz devirdi.
"Of size bir şey danışan'da kabahat." Diyerek kırmızı ruju dudaklarına sürmeye başladı.
Makyaj masasındaki lavanta özlü parfümü alıp boynuma sıkarken sırıttım." Sonuç olarak benim istediğim rengi sürdün." Dedim kibirli bir edayla.
Bade'nin üstüne giydiği siyah deri ve askılı elbise vücut hatlarını ortaya sererek oldukça sexy bir görünüm vermişti.
O'nun göğüsleri benim göğüslerim aksine oldukça diri ve dolgundu. Bu yüzden elbise ona daha fazla yakışmıştı.
En fazla omuzunun üstüne kadar uzanan bebek sarısı saçlarını tepesinde sımsıkı bir at kuyruğu yapmıştı. O kadar sıkı yapmıştı ki gözleri koreliler gibi çekilmişti. Mavi gözlerini kamufle etmek için taktığı kahve rengi lensler onu daha gizemli biri olarak gösteriyordu. Bir'de buna ek olarak yaptığı koyu renk göz makyajı onu aşırı kadınsı yapmıştı.
Tekrar aynadan kendime bakınca O'nun kadar güzel olmasa da ben'de güzel olmuştum bence. Ama benim O'nun gibi keskin yüz hatlarım yoktu. O'nun aksine daha çocuksu bir yüzüm vardı. Yuvarlak yüzüm ve biraz tombul olan yanaklarım gerçekten beni bir çocuk gibi gösteriyordu. Bundan şikayetçi değildim. Sevimli olmakta güzel bir şeydi.