"Ey can;
Hiç kimseye
Hak ettiğinden fazla,
Değer verme.
Ya onu kaybedersin
Yâda kendini mahvedersin."
Hz. Mevlana.
Keyifli okumalar ⛰️
*******
Arabanın buğulu camından dışarı bakarken itiraf etmeliyim ki bu kadar güzel bir yer beklemiyordum.
Ormanın içinde bulunan kocaman beş yıldızlı bir oteldi burası. Oldukça rüstik aynı zamanda moderen Bir yerdi. Geniş avluda kocaman iki tane su fiskiyesi vardı.
Gerçekten çok güzel bir yerdi. Kuzey görev de olduğumuz için mi bilinmez ekstra bir ciddiyet takınarak tıpkı bir şoför gibi arabadan inip kapımızı açınca tam iniyordum ki Akif'in." Bekle,"demesiyle duraksayarak ona döndüm.
Akif elini siyah ceketinin içine atınca pür dikkat kesildim. Ama iki tane dijital saat çıkartınca gözlerim kısıldı. Akif elini bana doğru uzatarak."bileğini ver." Dediğinde bir an tereddüt etsem de sorgulamadan bileğimi uzattım." Bu saat acil bir durum sırasında devreye girerek benim bileğimdeki ve tesise sinyal göndericek." Dedi saati takarak.
"Bana yok mu?" Diye sordu kapının yanında dikilen Kuzey.
Akif elini bileğimden ayırarak kuzey'e döndü." Seninkini torpido gözüne koydum."
"Peki nasıl devreye girecek? Düğmeye falan basmamız gerekiyor mu?" Diye sordum saati kurcalarken.
"Evet... Kendini tehlikede hissetiğin an yandaki düğmeye basarak bana ve ekibe sinyal göndermiş olucaksın. Tabii aynısı benim içinde geçerli. Veyahut kalp atışların anormal bir şekilde düzensiz çarparsa yine aynı şekilde bana sinyal gelecek." Dediğinde onu başımla onaylayarak gözlerimi dikkatle incelediğim saaten ayırdım.
"Hadi inelim artık." Diyen Akif eliyle önden çıkmam için işaret etti.
Kuzey inmem için elini uzatınca dudaklarımı birbirine bastırarak elini tutarak arabadan inince hafif esen rüzgar saçlarımı uçurarak beni rahatsız etti. Hemen ardımdan inen Akif yanımda durunca heybetinden dolayı iki adım geriledim.
Akif'in keskin bakışları kuzey'e dönerken." Sen arabayı otoparka park et, çok fazla da göze batma. Senin için de bir oda ayarladım. Resepsiyondan oda kartını alırsın." Dediğinde kuzey'in gözleri öfkeyle kısıldı. Akif'in ona fazlalık gibi muamele etmesi onu sinir etmiş gibiydi.
Ama yine de."emredersiniz komiserim." Dedi kaskatı bir sesle.
Kuzey'in soğuk bakışları bana dönünce gerginliğini dağıtmak isteyerek sıcacık bir gülümseme gönderdim. Bu işe yaramış olucak ki gözlerinde ki soğukluk bir cam gibi kırıldı." Hadi." Diyen Akif'le birlikte otele doğru yürümeye başladık.
Akif bana kolunu uzatırken dümdüz bir şekilde önüne bekıyordu." Koluma gir." Dediğinde koluna bir bakış atarak derin bir nefes alıp ince kolumu O'nun kaslı kolundan geçirdim.
Yavaş ve kendimizden emin adımlar atarken." Şimdi ne yapıcaz? Otelde yüzlerce müşteri var özellikle nasıl dikkatlerini çekip onlara yanaşıcaz?" Diye mırıldandım.
Akif'in dudağı hafifçe kıvrılırken." Merak etme, bizimle özel olarak ilgilenecekler." Derken bakışları bana döndü." Onlar için ekstra iyi bir avız çünkü." Gözlerindeki ifade insanı duraksatıyordu. O kadar kendinden emin ve sarsılmaz duruyordu ki...
