I. Bölüm: Romeo & Juliet

459 40 23
                                    

Bu bölümü okurken Taylor Swift'in Love Story şarkısını dinleyebilirsiniz.💫

"Hey sen!"
"Ben mi?"
"Evet, sen. Akıcı İngilizce konuşabilir misin?"
"Şey... Evet. Ben Avustralyalıyım."
"Harika. Hemen gel buraya."

Yaşlı kadın kolumdan tutup beni çekiştirdi. Ona itiraz etmedim ve peşinden gittim. Elime bir kağıt tutuşturdu.

"Şey... Bu nedir?"
"Hemen oku. Ezberin iyi mi?"
"Emin değilim. Sanırım iyi..."
"Harika."

Beni bir sandalyeye oturttu ve aynaya doğru çevirdi. "Sen Juliet'i oynayacaksın." dedi birden bire.

"Affedersin, ne?" dedim hayretle.
"Saçın uzun. Kimse senin erkek olduğunu anlamayacak. Romeo bile. Sana harika bir makyaj yapacağım. Sadece sabit dur."

Kadın elindeki fırçayı suratıma sürdü ve aceleyle fırçayı pembe renkli bir palete batırarak devam etti.

"Neler oluyor bilmiyorum ama ben bunu yapamam."
"Yapacaksın. Yapmalısın. Sana ihtiyacımız var tatlım. Bana adını söyle."
"Felix."
"Bundan sonra Juliet'i sen oynayacaksın, Felix. Aptal Juuly sandalyeden düşerek ayağını kırmayı bir şekilde başarmış. Başka oyuncumuz yok ve bir ton veli dışarıda seni bekli."

"B-beni mi?"
"Aynen öyle."

Bu sefer fırçayı göz kapaklarıma sürmeye başladı. Sanki fırçayı gözümün içine sokmak ister gibi aceleyle ve sertçe yapıyordu.

"Repliklerini oku, Lix. Bu işi mahvedemezsin." dedi kadın eline sulu bir ruj alıp.

"Tanrım.." diye mırıldandım sadece.
"Dudaklarını kıpırdatma. Rujun taşsın istemezsin."

Dudağıma sürdüğü soğuk sıvı şeyi silip atmak istedim.
"Bakın, başka birisini bulmalısını-"
"Al işte. Bana acilen ıslak mendil getirin. Ve makyaj temizleyici." diye bağırdı kadın. Ardından elini beline koyup beklemeye başladı.

"Affedersin tatlım. Ne diyordun?"
"Ah...şey ben başka birisini bulmanız-"
"Lanet olası bir ıslak mendil istedim. Nerede kaldı?!" diye kükredi birden. Kadın tapuklu ayakkabısını yere çarpa çarpa hızla ilerledi ve bir ıslak mendil alıp geldi.

"Dudaklarını sakın kıpırdatma." dedi ve mendille dudaklarımdan taşan ruju silmek için kullandı. "Harika."
"Başka birisini bulun lütfen." dedim en sonunda. Kadın geri çekildi ve yüzüme dikkatlice baktı.

"Tanrım, dudaklarının üzerinde küçük küçük kıllar var."

Bıçağa benzer bir şeyi eline aldı ve yüzüme sokulup tüyleri almaya başladı.
"Ben ciddiyim.."
"Replikleri oku tatlım. Kısa bir süren var."

En sonunda pes ettim ve İngilizce replikleri okumaya başladım. İkonik sahnelerdeki replikleri zaten biliyordum. "Ah, Romeo Romeo! Neden Romeo'sun sen?" gibi saçma replikleri nedense biliyordum işte. Ancak bu 5 dakikalık bir zamanın bana yeteceği anlamına gelmiyordu.

Kadın makyajı bitirdiği an elime bir elbise tutuşturdu. "Bunu giy. Umarım bedeni uyar."

"Uyacağını sanmıyorum. Başka birisini bulmalısınız. Örneğin gerçek bir kız."
"Sende kız güzelliği var tatlım. Bu işi harika yaparsın. Zaman kaybetmeden giyinsen iyi olur on dakika içinde o sahnede olmalısın."

Kadın beni bir giyinme kabinine kadar götürdü ve ben elbiseyi giymeye çalışırken bana replikleri sesli okudu. Ses tonlamalarından ve yüz mimiklerinin öneminden bahsetti.

That's My Juliet | Hyunlix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin