V. Bölüm: Kalem

197 30 1
                                    

Bu bölümü okurken Muse'dan Starlight şarkısını dinleyebilirsiniz.✨

"Hwang Hyunjin'in babasının bu okulu ayakta tutan şirketin sahibi olduğunu bilmiyor muydun? Cidden dedikodulardan haberin yokmuş."
"Ciddi olamazsın." dedim Minho'ya.
Başını onaylarcasına salladı. "Okulun sahibi desek yeridir."
"Abartıyorsun, Minho." dedi Han.
"Hayır, abartmıyorum. Bu Hyunjin'in zengin olmasını da açıklıyor."
Minho haklı olabilirdi. Son model telefonu ve pahalı giysileri vardı. O gerçekten zengindi. Ve babasının okul yönetiminde payı olduğunu düşünürsek neden hep yüksek notlar aldığını da anlayabilirdik. Babası öğretmenlere para veriyor olmalıydı. Bu durumda Hwang Hyunjin istediği kişiyi okuldan attırabilirdi de.
"Kolunda son model saat var herifin. Kesin zengin. Şüphesiz zengin. Bu da babasının zengin olduğu anlamına geliyor dolayısıyla." dedi Minho. Haklı olduğu için suratına yapışmış gururlu bir sırıtış vardı.
"Bir keresinde onun uçlu kalemini çalmıştım." dedi birden Han. "Ama efsane bir kalemdi ha. Ahh, cidden zengin sanırım."
"Çalabileceğin onca pahalı şey varken gidip uçlu kalemini mi çaldın?" diye soru Minho.
"Birinci sınıftım. Beynim o kadar büyük hayaller için çalışmıyordu."
"Bir yıl öncesinden bahseyoruz." dedim gülerek.
Han gözlerini devirip ayağa kalktı ve odasına gitti. Kısa bir süre sonra elinde pahalı bir kalemle döndü. "Al. İşte bu kalem."
Uzattığı pahalı kalemi elime aldığım anda burnuma para kokusu geldi. Ağır ve kaliteli bir şeydi. Üstelik boyutu kusursuzdu ve elime tam oturuyordu.
"Bunu bana ver." dedim.
"Gördün mü?" dedi Han. "Harika bir kalem."
"Kaça verirsin?"
"Bekle internetten fiyatına bakayım." dedi ve telefonunu aldı.
"Hadi ama. Ben senin arkadaşınım. Üstelik bunu para vermeden almışsın. Bana beleşe vermen gerekiyor!"
"10.000 won. Alıyor musun?"
"Yuh! 1.000 won'da anlaşalım."
"Arada çok ama çok fark var Lix."
"Arkadaşınım ben senin."
"İyi." dedi ikna olmuş bir şekilde. "Senin olsun. Zaten çalışmıyor."
"Hey! Çalışmıyorsa para vermem." dedim.
"Verme o halde." dedi umursamaz gibi.
İç geçirdim ve kalemi cebime koydum.

Ve endişelenmeye başladım. Şu Hwang Hyunjin olayı kafama fena halde takılmıştı. Beni okuldan attıramazdı değil mi? Ya da bunu yapmazdı.
Ona hiçbir şey yapmamıştım. Sadece rolümü oynamıştım.
Ama bu bir nevi taciz sayılır mıydı?
Hayır.
Hayır sayılmazdı.
Öyle değil mi?
Oyunculuk yapıyorduk, yani öpüşmemiz sahteydi. Tacizle bir alakası yoktu. Ama yinede kendimi suçlu hissediyordum. Ondan saklanmak istiyordum. Ve işin aslı bugün gün sonunda tiyatro salonuna gidecektim. Yeni üye olduğumu düşünürsek başkan -Hwang Hyunjin- kesinlikle benimle tanışmak isteyecekti. Eğer ona gerçek adımı söylersem Veronica olayının uydurma olduğunu ve aslında bir erkekle öpüştüğünü anlardı.
Tanrım!
Gereksiz kafama takıyorsum. Sadece oluruna bırakmalıydım.

That's My Juliet | Hyunlix ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin