Ay n'aber? Nasılsınız? Okullar kapandı fakat ben üzülüyorum. Okulda çok eğleniyorum ve beni güldüren tek yer diyebilirim. Umarım benimle aynı fikirde olanlar vardır. Bu arada 4.bölüm benim yazarken en çok eğlendiğim bölümdü. Umarım sizde okurken eğlenmişsinizdir. Daha fazla uzatmadan. İyi okumalar<3
5.Bölüm: ABİM
Yavuzla yatağın üzerinde oturmuş dinleniyorduk. Odanın kapısı kilitlendikten sonra açmayı denemiştik fakat başarısız olmuştuk. Daha fazla denemeden tekrar işlerimize dönmüştük. Odayı yerleştirmiştik.
"Komutanım kapı kilitli olmasa size bir kahve, çay yapardım da maalesef." dedim. Bakışları bana döndü. "Önemli değil Alaca da şu teyzenler ne zaman gelirler?" dedi. "Komutanım teyzemi aradım. Odada kitli kaldık gelin bizi çıkarın dedim. Kadının bana tek dediği şey 'Hala teyzene şaka mı yapıyorsun Şeyma?' oldu." dedim. Güldü Yavuz.
"Küçükken böyle yalanlar söylemeseydin şuan dışarıdaydık." dedi. Yavuz'a döndüm.
"Komutanım Allah aşkına nerden bilebilirdim? Müneccim miyim ben?" dedim.
Kahkaha attı. "Çocukluğunda yalanlarla dostmuşsun demek ki." dedi. Bakışlarım durgunlaştı. "Öyle" dedim. Hemen bana döndü. "Yanlış bir şey mi söyledim Alaca?" dedi. Başımı iki yana salladım. "Yok sen bir şey yapmadın." dedim.
5-10 saniye düşündükten sonra aklına gelmiş olacak ki onunda bakışları durgunlaştı. "Özür dilerim Alaca. Sana bundan bahsetmemeliydim. İnan bana bir daha asla ne söylerim ne de söyletirim." dedi. Tebessüm ettim. "Boş ver artık eskisi kadar canımı yakmıyor." dedim.
Başını salladı ve o da benim gibi gözlerini Karşıdaki duvara dikti. "Ben sana 1 ay dinleneceksin dedim ama dinlemeyeceksin değil mi?" dedi. Güldüm. "Maalesef komutanım. Askeriyeye gelmem ama bu dışarda olmayacağım anlamına gelmiyor." dedim. "Bende zaten albayın seni 1 ay seni dinlendireceğini düşünmüyorum. En fazla 2 haftaya askeriyede olursun" dedi. Güldüm.
"Bende öyle düşünüyorum komutanım. Daha ilk görevimden vuruldum." dedim. O da güldü. "Acaba vurulmayı nasıl becerdin?" dedi. Umutsuzca başımı salladım. "Keskin nişancı olduğum için hep önüme dönük olmak zorundayım. Arkamdan gelmiş şerefsiz. Beni vurunca bende direkt onu vurdum. Omuzumu vurulduktan sonra zorlamamalıydım fakat içeride siz vardınız. Bana güvenerek girdiniz. Siz çıkana kadar kontrol etmeye devam ettim. Çıkınca da daha fazla dayanamadım." dedim.
"Ne diye kendini zorluyorsun ki? Telsizden bize de söylemedin." dedi. "Komutanım ben kendimi zor tutmuştum zaten konuşmaya takatim yoktu." dedim. Başını salladı. "Uykun geliyorsa uyu ben beklerim. Hastasın zaten teyzenler gelince uyandırırım." dedi. "Normalde kabul etmezdim ama yorgunum komutanım. Teyzemler gelince bana haber verin" dedim.
Onayladı beni. "İyi geceler Alaca" dedi. "Size de iyi geceler Komutanım." dedim ve yatağın bir ucuna kıvrıldım.
Rüyamda annem önümdeydi. "Anne..." dedim. Annem bana gülümsedi. "Kızım. Bul onu" dedi. Kaşlarımı çattım. "Kimi?" dedim. "Üvey abin Alp Doğu'yu bul. Bırakmayın birbirinizi sakın. Gözümü arkada bırakmayın." dedi. "Üvey abim mi?" dedim. Annem benden uzaklaşıyordu.
"Abini bul. Alp Doğu" dedi ve kayboldu.
"Alaca, uyan kabus görüyorsun." diye derinlerden bir ses geliyordu. Hemen nefes nefese uyandım. Yavuz baş ucumda endişeyle bana bakıyordu. "Sakin ol, sadece bir rüyaydı." dedi. Konuşmaya çalıştım. "Alp Doğu" dedim. Anlamayan gözlerle bana baktı. "O kim" dedi.
"Yavuz bana Alp Doğu'yu bulur musun?" dedim. "Tabi ki bulurum da o kim?" dedi. "Üvey abim" dedim. "Üvey abin mi?" dedi. Başımı salladım. "Tamam buradan çıktığımız gibi bulacağım söz" dedi. Bulurdu. Yavuz'a güvenebilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevgili Asker
Ficción General"Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir." Ailesi dağılmış. Cesur, acımasız bir kadın Türk Askeri Ailesiyle birlikte mutlu yaşayan ailesine nazik fakat konu vatanı ise sert, acı...