Selamlar. Nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Size yepyeni bir bölümle geldim. Bu bölüm de ağlama komasına girebiliriz. AMA ANNELERİ NASIL KIYDI ÇOCUKLARINA. Çocuklarıma şefkat da gösterdikten sonra bence artık bölümümüze geçebiliriz. Hepinize iyi okumalar<3
Sevgili Asker Instagram hesabı: sevgiliaskeroffical
OY VE YORUM LÜTFEN
12.Bölüm: Değerli
Şeyma'dan
Bedenimi saran kollar ve boynuma çarpan nefesler ile uyanmıştım. Yavuz başını boynuma gömmüş, kollarını ise sanki bir yere gidecekmişim gibi bedenime sarmıştı.
Onu uyandırmak istemiyordum ama şuan ki durumumdan dolayı kalkamazdım. Yavuz da bir askerdi ve her an uyanabilirdi. Bunu bildiğimden ses çıkarmadım.
Tekrardan ben de başımı Yavuz'un saçlarına gömmüştüm. Yavuz'un saçları arasından karşı duvardaki saatte baktım. Gördüğüm saatte gözlerim kocaman açıldı.
Saat 12.00 olmuştu!
Yavuz'a baktığımda hala uyuyordu. İlk kez bu kadar uzun süre uyuduğuna şahit olmuştum. Saat 12 olmuştu ama benlik sıkıntı yoktu. Yavuz da belirli bir şey söylememişti. O yüzden uyumasın da sakınca yoktu.
Ellerim Yavuz'un saçlarına gitti. Tüy gibi dokunuşlarla okşadım. Yavuz kedi gibi boynuma sürtündü. Hoşuna gidiyordu. Yüzüm de bir tebessüm belirdi.
Ellerim saçlarından yanağına indi. İşaret ve orta parmağımın tersiyle yüzünü okşadım. Yavuz'un gözleri bu hareketimle aralandı.
Başını göğsümden kaldırdı ve direkt gözlerime odaklandı. Dudaklarıyla yanağımdan öptü. Ellerinden birini saçlarıma götürdü ve okşar gibi geriye attı.
"Günaydın" dedim. "Günaydın güzelim." Dedi Yavuz. "Kalkmamız lazım, uyuyorsun diye karışmadım ama saat 12.00 oldu Yavuz." Dedim.
"O kadar oldu mu?" Dedi. Başımla onayladım. Ellerini bedenimden geri çekti ve elleriyle yüzünü sıvazladı. Hafifçe toparlandı ve yatağa oturur pozisyona geldi.
Yavuz'un kalkmasıyla ben de oturur pozisyona geldim. Yavuz eline telefonunu almıştı. Arkasına geçtim ve kollarımı boynuna sardım. Yavuz hemen bir eliyle elimi tutmuştu.
Yanağıma öpücük kondurmuştu. Elini elimden çekti ve telefonunun kamera bölümüne girdi. Karşımızda ayna vardı. Telefonun kamerasını çevirdi ve aynadaki yansıması çıktı. Ben telefona bakarken Yavuz fotoğraf çekti.
"İlk fotoğrafımız, nasıl?" Dedi. Çektiği fotoğrafı bana yaklaştırdı. Çok güzel çıkmıştık. "Çok güzel çıkmışız Yavuz'um. Bunu bana atsana." Dedim.
Yavuz'un bedeni ellerimin arasında kasıldı. Telefonun üzerindeki parmakları öylece kaldı. Kaşlarımı çattı ve yüzüne eğildim.
Yüzüne eğilmemle Yavuz'un dudaklarıma yapışması bir oldu. Elleri bedenimi sardı. Telefonunu kenara attı ve beni kucağına aldı. Ellerim de onun ensesine gitmişti.
Yavuz'un ansızın öpmesini beklemiyordum. Yavuz usul usul belimi okşuyordu. Dudaklarımızı ayırdım. Anlımı, anlına yasladım. Nefeslerimiz birbirine karışıyordu. "Kahvaltı edelim, dışarı çıkalım. Bütün gün yatakta kalamayız." dedim.
Yavuz cevap vermek yerine anlımdan öptü ve üstünde benimle birlikte doğruldu. Yavuz'un üstünden doğruldum ve üzerimi düzelttim. Yavuz da kalkmış lavaboya gidiyordu. İçeri geçtim ve kahvaltı hazırlamaya başladım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevgili Asker
Ficción General"Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir." Ailesi dağılmış. Cesur, acımasız bir kadın Türk Askeri Ailesiyle birlikte mutlu yaşayan ailesine nazik fakat konu vatanı ise sert, acı...