Hepinize merhaba, yeni bölümümüze hoş geldiniz. Nasılsınız iyi misiniz? Umarım iyisinizdir. Benden Sevgili Asker'i basmamı isteyenleriniz var. Arkadaşlar SA(Sevgili Asker) gelişmiş bir kurgu değil ve benim yazım dilimde iyi değil. Aynı zamanda bu hemen olacak bir şey de değil. Bedavaya kitap bastıramıyoruz. Bazıları okunma sayısına ve takipçiye göre alıyor. Evet benim en büyük hayallerimden birisi bastırmak, ama bunu zaman gösterecek. Daha fazla uzatmadan iyi okumalar<3...
OY VE YORUM!
11.Bölüm: Sen istersen:
Helikopter inince Yavuz önde ben arkasından tim de benim arkamdan inmeye başladı. Askeriyenin bahçesinde yan yana dizildik. Karşıdan Albay geliyordu hemen esas duruş aldık. Yavuz, albay önümüze gelince bir adım öne çıkarak bağırdı.
"Üsteğmen Yavuz Kızıltürk, emredin komutanım." dedi. "Söyle üsteğmen." dedi albay. Yavuz elini anlından indirip yanına koydu. "Gittiğimiz çatışmada bir takım olaylar oldu komutanım, özel konuşabilir miyiz?" dedi Yavuz. Albay başını salladı. "Tek seninle mi?" dedi. "Hayır komutanım, Şeyma teğmen ile birlikte." dedi. Albay kaşlarını çattı. "Şeyma teğmen özel görevde ya yavrucuğum kafana güneş mi geçti senin?" dedi Albay.
Bir adım öne çıktım. " Teğmen Şeyma Güren." dedim. Albay bana döndü. "Alaca? ne işin var senin burada?" dedi. "Komutanım görevde bir takım olaylar oldu." dedim. Albay başını timin sonuna çevirdi. Gözleri Selim'in bedeniyle buluştu. Yavuz'a döndü. "bu kim ve neden askeri kıyafetli?" dedi. "Komutanım kendisi Astsubay başçavuş Selim Gezgin. Orada kampa sızmış askerlerimizden biri. Bize yardımcı oldu." dedi Yavuz.
Albay başıyla onayladı. "Dinlenebilirsiniz. Şeyma ve Yavuz hazırlandıktan sonra odama gelin." dedi ve geriye dönerek gitti. Yavuz timin karşısında durdu. "Dinlenebilirsiniz, dışarı da serbest." dedi. Aynı anda "Emredersiniz komutanım." dedik. Tim dağılınca bende kendi odama doğru yol aldım. Yavuz peşimden geliyordu, hissediyordum. fakat dönüp ona bakmadan ilerlemeye devam ettim.
Odamı anahtarımla açtım ve içeri girdim. Yavuz da kendi kapısını açıyordu. Hemen kapıyı kapattım. Derin bir nefes aldım. Şırnak'taydım, Yavuz yanımdaydı ve tim iyiydi. Her şey güzel ilerliyordu. Dolabıma doğru ilerledim. Sivil giyinecektim çünkü buradan sonra beste teyzemlere gitme gibi bir planım vardı. Teyzemler artık biz de yaşamıyorlardı. Kendilerine ev tutmuşlardı. Orada daha rahat edeceklerini ve benim rahat olmamı istemişler, Yavuz bana ben yokken olan her şeyi anlatmıştı.
Üzerime kenarları siyah, krem renginde bir crop. Altıma ise beyaz kot pantolon giymiştim. Gözlüklerimi çantama koydum ve kol çantamın içine de cüzdanımı koydum. Tam telefonumu da alıp çıkacaktım ki telefonum çalmaya başladı. Arayana baktığımda sadece numara vardı. Önemlidir diye açtım.
"Alo" dedim. "Alo, Şeyma kızım sen misin?" bu ses bana bir yerden tanıdık geliyordu. "Şeyma benim de sizi çıkaramadım, kimsiniz?" dedim. "Tanımaman normal baya zaman geçti aradan, Gülnaz ben hani şu havalimanında karşılaştığımız." dedi.
Doğru ya, bu benim havalimanında karşılaştığım teyzeydi. Arayacaktım fakat aramayı unutmuştum. "a evet hatırladım Gülnaz teyze, kusura bakma seni daha arayamadım. Görevdeydim." dedim. "Ne kusuru kızım asker kızsın tabi ki görevlere gidiyorsun. Bu yüzden darılmam sana aksine gurur duyarım." dedi.
"Çok teşekkür ederim. Nasılsınız? İyisinizdir inşallah." dedim. "İyiyim kızım ben sen nasılsın." dedi. "İyiyim bende sağ olun." dedim. "Sizli bizli konuşmak istemediğimi söylesem sınırımı aşmış olurum değil mi?" dedi.
"Yok ne haddime sınırımı aştığınızı söylemek, tabi ki de konuşmayalım." dedim. "Özlettin be deli kız." dedi. Gülümsedim. "Bende seni özledim Gülnaz teyze, sen Şırnak'taydın değil mi?" dedim. "Evet kızım Şırnak'tayım, zaten burada yaşıyorum." dedi. "ne güzel, yanınıza uğrarım bir ara." dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevgili Asker
Ficción General"Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir." Ailesi dağılmış. Cesur, acımasız bir kadın Türk Askeri Ailesiyle birlikte mutlu yaşayan ailesine nazik fakat konu vatanı ise sert, acı...