12

68 9 4
                                    

Kısa süreli yolculuktan sonra kocaman bir parka gelmişlerdi. Etrafta çeşit çeşit ağaç ve bitkiler vardı. Sessiz ve huzurlu görünüyordu.


"Burasıda Central Park. Gerçi sen onu da biliyorsundur." dedi Yibo.

Tek kaşını kaldırıp gözlerini kısarak Zhan'a bakıyordu.

Zhan onun bu haline kahkahalarla gülmek istiyordu ama etraftaki insanları rahatsız etmemek için kendini tuttu.

"Öğrenmeyi sevdiğimi söylemiştim. Üniversitedeyken turizm bölümüyle ortak derslerimiz vardı. Turistik yerlerle ilgili bilgiler anlatılıyordu. İlgimi çektiği için bir çok ülkenin turistik yerlerini araştırdım. Bu şehri de araştırmıştım. Sen öyle heyecanla anlatınca bölmek istemedim. Sesini dinlemeyi seviyorum."

Yibo karşısındaki tatlılığa dayanamayıp yanaklarını mıncırmaya başladı.

"Zhan niye bu kadar tatlısın ki? Yanaklarını ısırmak istiyorum."

"Olmaz. Etrafta bir sürü insan var. Ev..."

Zhan telaşla Yibo'yu durdurmak istedi. Etrafta bir sürü insan vardı, çok utanıyordu. Demek üzere olduğu şeyin farkına varınca hemen konuşmayı kesti.

"Hmm demek evde ısırabilirim?" dedi Yibo sırıtarak. Yibo Zhan'ın ne demek üzere olduğunu anlamıştı. Ondan kaçmazdı.

Zhan yüzünün cayır cayır yandığını hissediyordu.

"Tamam bir şey demedim say. Yine kıpkırmızı oldun. Hadi parkı gezelim. Burayı da çok seviyorum. Sessiz ve huzurlu. Bazen şirket işlerinde bunaldığımda buraya kaçardım."

"Çok güzel gerçekten."

İkili el ele parkta dolaştılar bir süre. Kimsenin olmadığı sakin bir yerde çimlerin üzerine uzandılar. Gökyüzünü izlediler sessizce.

Üç gün boyunca müzeler, köprüler akla gelebilecek bir çok turistik yeri gezdiler birlikte.

Yibo çok mutluydu sevdiği sokakları sevdiği kişiyle el ele dolaşmaktan.

Bazen evden çıktıklarında pişman olduğu da oluyordu tabi. Sebebi basitti. Eşi çok güzeldi ve yakışıklıydı. Her yerde dikkat çekiyordu.

Başkalarının biricik bebeğine ağızlarının suyunu akıtarak bakması Yibo'yu çıldırtıyordu.

Daha iki gün önce gittikleri galeride bir kaç turist eserlerin fotoğrafları yerine eşinin fotoğraflarını çekiyorlardı. Yibo nasıl çıldırmasın ki?

Zhan da sanki ona inat poz vermeye başladı. Hatta bir kaç kişi Zhan'a manken olup olmadığını bile sordu.

Bu konuda haksız sayılmazlardı. Zhan mankenlere taş çıkartacak bir fiziğe ve güzelliğe sahipti.

"Yibo yine nerelere daldın?"

"Hiç öylesine bakıyordum uzaklara."

"Sen öyle diyorsan. Saat kaçta gideceğiz?"

"Akşam beş civarı yola çıkarız. Trafik yüzünden saat altıda restorana varmış oluruz herhalde."

"Yiboo beni götürdüğün için bir sorun çıkmaz değil mi? Sonuçta bu Üniversite arkadaşlarınla buluşma yemeği ve ben hiç birini tanımıyorum." dedi düşünceli bir halde Yibo' ya bakarak.

Yibo ve Zhan bugün öğlene kadar gezmişlerdi. Bir restoranda yemek yerken Üniversite arkadaşlarından biri arayıp akşam saat altıda her zamanki restoranda buluşma yemeği olacağını söylemişti. Biraz alışveriş yaptıktan sonra eve döndüler dinlenmek için.

Unexpected Love ♡ YizhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin