11

62 4 5
                                    

         

     A-Jin derin bir nefes alıp en başından beri yaşadığı her şeyi anlattı Haikuan'a. Hem ağlıyor hem anlatıyordu. 

     Haikuan ise duyduklarıyla kahroluyor, ağlıyor, öfkeleniyordu. O pisliği eline geçirip parçalara ayırmak istiyordu. Masum bir çocuğa neler yaşatmışlardı böyle?

     Tüm yaşattıklarına rağmen o cani kadını kurtaracak kadar iyi kalpli olduğu için bu çocuğa tekrar aşık olmuştu.

     Anlatıp bitirdikten sonra merakla Haikuan'ın ne diyeceğini bekliyordu A-Jin. Kendini her türlü hakarete, tiksinti dolu bakışa, terkedilmeye hazırlamıştı. Bedenine dolanan kollarla neye uğradığını şaşırdı.

     "Özür dilerim. Sen bunca acıyı yaşarken yanında olamadığım, seni kurtaramadım için özür dilerim. Keşke çok uzun zaman önce tanışmış olsaydık. Keşke seni o cehennemden kurtarabilseydim." dedi Haikuan perişan halde.

     A-Jin sarılışına karşılık verip ensesindeki saçlarını okşuyordu.

    "Senin suçun değildi. Lütfen kendini suçlama. Bizim suçumuz değildi."

    "Değildi sevgilim."

     "Sevgilim mi?"

     "Evet sevgilim. Sevgilim değil misin?"

     "Öyle miyim?"

     "Teklifimi kabul edeceğini söylemiştin. Etmiyor musun?"

    "Hayır hayır... Yani teklifine hayır değil. Teklifine evet... "

     "Anladım anladım sevgilim. Sakin ol." dedi sesli gülerken.

     "Teşekkür ederim."

     "Ne için?"

     "Tüm bunlara rağmen benden tiksinmediğin, beni hala sevdiğin için."

     "Senden niye tiksineyim ki? Sana bunu yaşatanlardan tiksiniyorum ve nefret ediyorum. Sana söz veriyorum bebeğim bundan sonra üzülmene izin vermeyeceğim. Seni mutlu etmek için elimden geleni yapacağım."

     Aradan bir ay geçmişti. A-Jin hastaneden çıkmış kapıda duran sevgilisine sarılmıştı gülümseyerek.

     Gülüşerek otoparka gitmiştiler ki karşılarında gördükleri kadınla A-Jin'in gülüşü kayboldu.

     Kadın hafif topallayarak onlara doğru yaklaştı.

     "A-Jin oğlum.." dedi dolu gözleriyle.

     "Sakın! Sakın bana öyle seslenme.. Ben senin oğlum değilim."

     A-Jin adeta kükrüyordu. Gözleri nefret doluydu.

     "Lütfen beni affet oğlum. Çok pişmanım. Özür dilerim.."

     "Lütfen elimden bir kaza çıkmadan defol! Sakın bir daha karşıma çıkma."

     "Lüt... Lütfen affet anneni. İnan çok pişmanım oğlum."

     "Sana defol git dedim. Benim annem falan değilsin sen. Ben sana yalvarırken neredeydi anneliğin ha? Neredeydi? Pişman olmuşmuş çokta umrumdaydı."

     "Beni ameliyat eden, beni kurtaran doktor senmişsin."

     "Ben sadece görevimi yaptım. Sana özel bir şey değil. Kim olursa olsun kurtarırdım ve kurtaracağım. Şimdi sana son kez söylüyorum. Hayatımdan defol git! Bir daha karşıma çıkma."

Unexpected Love ♡ YizhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin