3

94 14 53
                                    

    

     "Rose öyledir. Parasını verdiğin sürece ölü rolü bile yapar. "

     "Yalnız bu Yibo var ya dolandırdığımız herkesten daha keriz çıktı. Babası fotoğraflarını gösterdiği halde inanmamış. Cidden çok saf hahahaha. Neredeyse üzülücem. Bu salakla evlenen çocuğa da yazık. Acıyorum ona. Fotoğraflarını gördüm kaymak gibi çocuk. Gay olsaydım kesinlikle yatmak isterdim..."

     Yibo daha fazla dayanamadı. Adamın sözünü kapıya atılan tekmeyle yarıda bıraktı.

     "EŞİMLE İLGİLİ BİR KELİME DAHA EDERSEN SENİ ÖLDÜRÜRÜM ANLADIN MI?" 

       Bunları söylerken yumruğunu adamın suratına indirdi. Lina korkudan çığlık atıyordu. Yibo yumruklarını arka arkaya suratına indirirken adamı tanınmayacak hale getirdi. Yüzü tamamen kan içindeydi adamın.

     Kafede bulunan müşteriler bu gürültüleri duyarak odanın kapısına doluştu. Ne olduğunu herkes merak ediyordu. Kafenin sahibi Yibo'nun çocukluk arkadaşıydı. Hemen olaya müdahele etti. Yibo'yu adamdan zar zor ayırdı. Yibo'nun gözü dönmüştü. Kimseyi görmüyordu. Müşterilerden biri polise haber vermişti. On beş dakika sonra polisler gelip üçünü de karakola götürdü. İfadelerin ardından soruşturma yapılacaktı. Onlar ifade verirken dedektifler de hepsinin haklarında araştırma yapıyordu. İkisinin dolandırıcılıktan sabıkası olduğunu öğrendiler. Haklarında şikayetçi olan mağdurlar vardı. Yibo da yaşananları anlatınca iki dolandırıcı tutuklandı. Rose için de arama ve tutuklama emri çıkarıldı. Polis hemen sorgulamaya aldı onları. İkili suçlarını anında itiraf etmişti. Polis ikisine güzel bir oyun oynamış ve itiraf etmelerini sağlamıştı.

     Bu tuzağa profesyoneller düşmezdi. Ama bu iki kurnaz sadece aptalları kandırıyorlardı. Bu yüzden polisin 'sevgilin itiraf etti onu sen zorlamışsın' demesiyle çözülmüşlerdi.

      Lina ve sevgilisi nitelikli dolandırıcılık suçundan tutuklanarak mahkemeye sevk edildiler.

     Yibo'nun dünyası başına yıkılmıştı.

     Aracını sürerken düşünüyor, öfke ve hüzünle kendine de kızıyordu. Enkazın altında kalmıştı. Lina'nın sevgisi, aşkı yalandı. Her şey yalandı. Bu cümle beynini oyuyordu. Babası haklıydı ama o babasına inanmamıştı. Aylarca babasını suçlamış, ona öfkelenmişti. Aşktan bu kadar mı kör olmuştu gözleri? Kendi babasını, ailesini düşman görecek kadar kör olmuştu hem de.

     O adam söylediğinde haklıydı. Aptaldı Yibo. Hem de su katılmamış bir aptal. Kördü gerçeği göremeyecek kadar kördü. Babası elinde fotoğraflarla geldiği halde inanmamayı seçmişti. Gerçekleri duymamak için sağır da olmuştu. Sonunda gerçekler ortaya çıkmıştı işte.

     Düşüncelerde kaybolmuş halde bara doğru sürdü aracını. Bu halinin tek ilacı geçici de olsa içkiydi. Bayılana kadar içmeliydi. Belki acısı bir nebze olsun azalırdı. Arabayı park edip bara girdi. Sabaha kadar içmek istiyordu.

     Zhan ise evde saatlerdir Yibo'yu bekliyordu ama ondan hiç haber yoktu. Çabuk geleceğini, çok önemli bir konu konuşacaklarını söylemişti. Saat öğleden sonra dört olmuştu bile. Aramalarını da açmıyordu Yibo. Bir süre sonra telefonu tamamen kapanmıştı.

     Acaba arkadaşının durumu çok mu kötü? En azından bir mesaj atmaya bile vakti yok mu? Umarım arkadaşı iyidir ve Yibo da.

     Düşünerek evin içinde volta atıyordu. Öğlen yemek yememiş ilaçlarını da almamıştı. Zaten son bir kaç haftadır düğün telaşıyla ilaçlarını almayı unutmuştu. Ama şu an hiç bir şey düşünecek durumda değildi. Sadece Yibo'yu merak ediyordu.

Unexpected Love ♡ YizhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin