20

85 10 14
                                    

                 Final

     "Yibooooooo." diye bağırarak uyandı Zhan. Eli kalbinde nefes nefeseydi. Bu sırada A-Jin, Zhan'ın bağırmasın duyup korkuyla girmişti odaya.

     "N-ne oldu Zhan? İyi misin? Neden bağırdın?"

     "B... Ben çok kötü bir kabus gördüm. Ne gördüğümü hatırlamıyorum ama Yibo zarar görüyordu. Çok korktum A-Jin. Yibo iyidir değil mi?" diye sordu Zhan gözlerinde yaşlarla.

     "Sakin ol Zhan. Sadece kabus görmüşsün. Yibo iyidir merak etme. Haikuan onun yanında. Şimdi arar öğrenirim için rahatlar."

      A-Jin telefonundan sevgilisinin numarasını bulup aradı. Bir kaç kez çaldıktan sonra karşı trafdan cevap gecikmedi.

     "Alo bebeğim? Nasılsın? Zhan nasıl? Bir sorun yok ya?"

     "Hayır yok. İyiyiz. Zhan bir kabus görmüş Yibo için endişeli. Yibo yanında mı?"

     "Şey... Yibo bugün erkenden evden ayrılmış. Bir planı varmış ama ne olduğunu bilmiyorum. Bir terslik çıkmazsa bir kaç saate döneceğini yazmıştı bana bıraktığı notta."

     Zhan merakla kardeşine bakıyordu. Kalbinde bir sızı vardı ve geçmiyordu. Aksine git gide büyüyordu. Bu sırada Zhan'ın telefonu çalmaya başladı. Zhan uyanıp telefonu aldı. Yibo arıyordu. Zhan heyecandan ne yapacağını bilemedi. Hemen aramayı cevapladı.

    "Alo? Yibo iyi misin?" diye sordu endişeyle.

     "Alo? Wang Yibo'nun nesi oluyorsunuz acaba?"

     "Ben... Eşiyim. S-siz kimsiniz? Yibo nerede?"

     "Eşiniz bir trafik kazası geçirdi efendim. Şimdi ameliyatta. Bilincini kaybetmeden önce sizi sayıklayıp duruyordu. Bu telefonda önemli bir ses kaydı olduğunu ve mutlaka size ulaşması gerektiğini söyledi."

     Zhan duyduklarıyla kalakalmıştı. Gözlerinden yaşlar durmaksızın akıyordu. A-Jin de merakla ve endişeyle kardeşine bakıyordu.

    "Ha-hangi hastane?" diye zorlukla sordu Zhan. Bunu duyan A-Jin elinden telefonunu düşürdü. Haikuan da duymuştu hastane lafını ve merakla ne olduğunu soruyordu.

     Hemşire hastanenin ismini verdikten Sonra olaylar çok hızlı gelişti. Zhan ve A-Jin hemen hastaneye geldi. Haikuan da Yibo'nun ve Zhan'ın anne babasına haber verip hep birlikte hastaneye koştular. Yibo ameliyattan çıkmamıştı daha.

     Zhan perişan bir haldeydi. Zar zor ayakta kalabiliyordu. Sakinleştirici ilacını almamış olsa çoktan yığılıp kalırdı.

     Tüm aile hem dua ediyor hem de Zhan'a destek olmaya çalışıyorlardı.

     "Sakin ol kardeşim. Yibo iyi olacak merak etme. Doktor sana fazla stresi yasakladı unuttun mu? Hadi otur artık ve sakinleşmeye çalış. Kendin için bile değilse bebeğin için yap bunu."

     "Bebek mi? Ne bebeği?" diye şaşkınlıkla sordu bayan Xiao.

    A-Jin ve Haikuan kısaca anlattılar yaşananları. Herkes şaşkınlıkla dinliyordu. Zhan da çok şaşırmıştı. Kesinlikle böyle bir şey beklemiyordu. Anne babalar torunları olacağı için sevinemiyorlardı bile.

     Bu sırada bir hemşire yaklaştı ve sordu.

     "Bay Zhan hanginiz?"

     "Benim. " dedi Zhan. Sesi ağlamaktan çatallaşmıştı.

     Hemşire cebinden ekranı çatlamış bir telefon çıkarıp ona uzattı. Yibo'nun telefonuydu bu.

     "Telefonda konuşmuştuk. Eşiniz size vermemi istedi. Kazadan sonra bile sıkı sıkı tutmuş bırakmıyordu. Geçmiş olsun. Merak etmeyin eşiniz çok yakında iyileşir."

Unexpected Love ♡ YizhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin