8

101 10 100
                                    

     Yaklaşık on bir saat sürdü yolculukları. Özel uçakda oldukları için rahattılar. Yemeklerini yemişler, sohbet etmişlerdi. Arada da uyumuşlardı. On bir saat yolculuk bitmezdi yoksa. Zhan uyandığında başı Yibo'nun omzundaydı. Bir süre Yibo'yu izledi. Uyurken bile çok yakışıklıydı. O kadar yakındı ki yüzü kirpiklerini sayabilirdi ve bu yakınlık kalbinin ritmini bozuyordu.

     Bir kaç dakika sonra Yibo uyandı ve uykulu uykulu etrafa bakmaya başladı. Ne kadar tatlı olduğundan haberi var mıydı acaba?

     Yibo kaptanla konuştuktan sonra Zhan'ın yanına döndü.

     "Zhan yarım saatten daha az yolumuz kalmış. Hadi kalk hazırlanalım."

     Birlikte özel giyinme kabinine gittiler. Yibo Zhan için kıyafetlerini seçerek ona uzattı.

     "Zhan hadi üstüne değiştir. Yakında iniyoruz." Diyerek çıktı ve onu kabinde yalnız bıraktı.

     Yibo yolculuğa çıkmadan uyarmıştı zaten. Kalın giysiler al diyerek. Zhan meraktan ölmek üzereydi. Nereye gelmişlerdi acaba?

      Valizlerimize kalın giysiler koymamı istemişti Yibo. Sanırım soğuk bir yere geldik.

     Uçak  yere indikten sonra Yibo ve Zhan dışarı çıktılar. Özel araçları pistte hazırdı. Görevli hemen bavullarını alıp arabaya yerleştirdi.

     Zhan uzaklarda görünen sonsuz beyazlığa bakarken gözleri parlıyordu.

     "Yibo... Sen nasıl? Çok teşekkür ederim çok mutluyum."

     "Beğenmene çok sevindim. Annenle konuştuk ondan öğrendim kar ve kayak yapmayı çok sevdiğini."

     "Anneme bak sen hiçte belli etmedi."

     "Sana sürpriz yapmak istediğimi söyledim."

     "Peki biz şimdi neredeyiz?"

     "Fransa Cenevre'deyiz. Birazdan araçla yola çıkıp Chamonix-Mont-Blanc kayak merkezine ulaşacağız. Yaklaşık bir saat kadar sonra. Buraya karar vermem çok uzun sürdü, sürekli araştırdım ve sonunda burayı seçtim. Beğendin mi?"

     "Demek sürekli bilgisayarla uğraşmanın sebebi buydu. Çok beğendim, kayak yapmak için sabırsızlanıyorum."

     "Çok güzel, harika. Bugün dinleneceğiz. Yarından itibaren bir hafta buradayız. "

     Zhan öyle mutluydu ki gözlerinin içi gülüyordu. En sonunda kendini tutamayıp Yibo'nun boynuna atladı ve sıkı sıkı sarıldı.

     "Teşekkür ederim. Seni seviyorum Yibo." dedi anın heyecanıyla farkında olmadan.

     Yibo kaskatı kesildi. Zhan'ın hislerini biliyordu ama bunu Zhan'ın ağzından duymak çok garip hissettirmişti. Rahatsız değildi sadece afallamıştı ve kalbi çok hızlı atıyordu. Düşünmeyi bırakıp kollarını boynuna sarılmış eşinin beline doladı.

     Bir süre daha öyle durduktan sonra üşümeye başlayınca ayrıldılar. Zhan'ın burnu soğuktan kızarmıştı. Olabilirmiş gibi çok daha tatlı görünüyordu ve bu Yibo'nun kalp sağlığı için hiç iyi değildi.

     "Ha.. Hadi araca binelim. Artık eve gitmeliyiz hava çok soğuk."

     Zhan başıyla onaylayınca Yibo'nun ayarladığı arabaya bindiler.

     Bir saatlik yolculuktan sonra bir villanın önünde durdu araç. İkili araçtan inip villayı incelediler. İki katlı villa çok güzeldi ve kar manzarasıyla birlikte büyüleyici bir görüntü oluşturuyordu. Burası aslında bir dağ eviydi. Ultra lüks yapılmıştı.

Unexpected Love ♡ YizhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin