19

53 8 3
                                    

    

     "Hepsi benim suçum." 
 
     "Hayır Yibo senin bir suçun yok."

     "Hayır ge benim suçum. Eğer bu kadar korkak olmayıp Zhan'a gerçekleri anlatsaydım bu hale gelmezdik. Bu kadar üzülmezdim. Güya onu üzmemek için yalan söyledim. Sonucunda daha çok acı çekiyor. Ben onun sevgisini hakketmiyorum."

     "Öyle deme. Bunların yaşanacağını bilemezdin ki. Siz birbirinizi seviyorsunuz ve mutlu olmayı hakediyorsunuz. Suçlu Wen Chao denen o pislik ve biz onun suçunu kanıtlamalıyız. Bu sayede Zhan bize inanacak. Başaracağız eminim. Sadece bir yol bulmalıyız."

    "Haklısın ge. Düşünelim ve bir yol bulalım." dedi Yibo kararlılıkla.

     Bu yanlış anlaşılmayı düzeltip yıldız gözlüsünden özür dileyecekti tüm yalanları için. Gerekirse yalvaracak ve bir şans daha isteyecekti. Yıldız gözlüsü onu affederdi mutlaka değil mi? Her şeye sil baştan başlar yalansız bir ilişki kurarlardı. Tüm bunları başarabilmek istiyorsa önce kanıt bulması gerekiyordu.

     İkisi de odalara çıkıp yataklarına uzandılar. Uyku tutmuyordu ikisini de. Bir süre sonra Haikuan uykuya daldı.

     Yibo ise hala bir çözüm düşünmekle meşguldü. Şafak sökene kadar gözüne uyku girmedi. Tüm gece defalarca düşünse de aklına sadece bir tek yol geliyordu. Bunu yapmaktan başka çaresi yoktu. Yataktan kalkıp komodindeki telefonunu eline aldı. İstediği numarayı bulup aradı. Açılınca kulağına götürdü telefonu.

     "Yardımına ihtiyacım var."

     A-Jin erkenden kalkıp banyodaki işlerini bitirdi ve odadan çıktı kardeşini uyandırmamaya özen göstererek. Günlerdir çok yorulmuştu. Biraz daha uyuyup dinlenmeye ihtiyacı vardı.

     Mutfağa gidip kendine bir fincan kahve hazırlayıp içti. Şimdi ayık hissediyordu kendisini. Kahvaltı hazırlayıp Zhan'ın uyanmasını bekledi. Beklerken ne yapabileceklerini düşünüyordu. Zhan'ın sesiyle düşüncelerinden sıyrıldı.

     "Ne düşünüyordun öyle? Kaç kere seslendim duymadın."

     "Hiç. Önemli bir şey değil. Dalmışım öyle. Hadi kahvaltı yapalım. Daha doktora gideceğiz."

     "Tamam."

     İki kardeş birlikte kahvaltı yaptılar. Zhan ne kadar sofrayı toplamaya yardım etmekte ısrar etse de A-Jin izin vermedi. Bulaşıkları hallettikten sonra A-Jin Zhan'ın geçen defa gittiği doktordan randevu aldı.

       Bir kaç saat sonra

     İki kardeş hastaneden döndü ve sessizce koltuklara oturdular. İkisinin de aklında doktorun söyledikleri vardı.

     'Bay Zhan size geçen sefer de söylemiştim. Hamileliğiniz riskli. Düşük tehlikesi var. Stresten uzak olmanız, sağlıklı beslenmeniz gerek. Yazdığım ilaçları bile kullanmamışsınız. Anlaşılan bir şeyler yaşamışsınız ve durumunuz daha da ciddileşmiş. Böyle durumda hastalarıma bebeği aldırmalarını tavsiye ederdim... Ama size bunu size söyleyemem. Çünkü kürtaj ayını geçmişsiniz. Bu durumda sizin hayatınız da riske girer. Lütfen bu sefer yazdığım ilaçları kullanın ve her hafta kontrole gelin.'

     "İkinizde iyi olacaksınız kardeşim. Merak etme ben size çok iyi bakacağım." dedi A-Jin tereddüt etmeden.

     Bunu söylesede kalbi çok acıyordu kardeşini kaybetme düşüncesiyle. Biliyordu ki bebeğine bir şey olursa kardeşi yaşasa bile yaşıyor olmayacaktı.

Unexpected Love ♡ YizhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin