⋆。˚ ❀ * ࿐ ࿔ ˚:⋆ ✧・゚Jisung'un ağzından;
Serum yerken uyuya kalmışım. Ancak Minho gelip de başımdaki serumu sökerken sesine uyandığımda anladım.
Gözlerimi açıp kırpıştırarak ona baktığımı fark ettiğinde bana dönüp gülümsedi. "Sanırım uykusuzsun." Dedi yumuşak bir sesle.
"Yok aslında..." Diyebildim ben de cevap olarak.
"Hastalığını bu kadar kafaya takma Jisung. Uykusuz kalıp da güçsüz düşmeni istemeyiz." Serumu kolumdan sökmüş, sedyenin yanındaki sandalyeye oturmuştu.
Yattığım yerden doğrulurken gülümsedim. "Serum biraz ağırlaştırmış olmalı." Dedim.
Yalan söylüyordum.
Minho'nun ağzından;
Yalan söylüyordu.
Boncuk gözlerine baktığımda yorgunluğunu çok rahat görebiliyordum. Fiziksel değil, ruhu yorgun gibiydi.
Sanki bu çocuk yıllardır hep mutsuzdu.
Yine de onun doktoru olarak özel hayatını sorgulayacak halim yoktu. Tebessüm ettim. "İlaçlarını düzgün kullandın mı?"
Masum çocuk, başını aşağı yukarı salladı.
"Peki eşin, durumu ona izah ettin mi?"
Karşımda utanıp sıkılışını izlerken sorduğum sorudan bin pişman olmuştum.
Birkaç kem kümden sonra toparlanıp cevap verdi. "Saat farkından dolayı görüşemedik. Bugün mutlaka söyleyeceğim." Dedi.
Başımla onayladım.
"Biraz dinlen." Dedim gözlerimi ondan kaçırmak için elimde bitmiş serum tüpüyle masaya dönerken. "İlaç ağır olduğundan baş dönmesi yapabilir."
"Başım dönmüyor."
Hala arkam ona dönükken konuştum. "Olsun, biraz bekle. Tamamen iyi olduğunda gitmene izin vereceğim."
"Peki..." Dedi çatlayan zayıf sesiyle. "Teşekkür ederim."
Bir anlığına nefes almaya ihtiyacım varmış gibi hissediyordum. Başımla onaylarak odadan çıktım, duvara yaslandım.
Kafamın içinde lanet düşünceler dönüyordu.
Eşine söylemesi gerekiyordu, derhal başlamamız gerekiyordu aksi takdirde ölümle burun buruna olduğunu anladığında her şey için çok geç olacaktı.
Ama bir yakını olmadan bunu öylece yüzüne söyleyemezdim.
Pekala, yarına kadar bekleyeceğim dedim kendi kendime. Eğer yarın da tek başına gelirse mutlaka detayları tüm ciddiyetiyle ona anlatacağım.
⋆
Jisung'un ağzından;
Doktorun odasından çıktıktan sonra kollarımı tutarak hastanenin içinde yürümeye başladım. Uyardığı gibi hafif bir baş dönmesi, bir de üşüme hissediyordum.
Aslında ne demek istediğini anlıyordum.
Net bir kemoterapi olmasa bile, bu da zor bir tedaviydi ve yalnız gelmemem gerekiyordu.
Ama lanet olsun, benim Pilwon'dan başka kimsem yoktu ki.
Eve gider gitmez yeniden telefonumu elime aldım, Pilwon'u aradım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevgilerle, Han Jisung | Minsung ✓
FanfictionHayatımın bittiğine emindim. Ama Minho denen adam, bana hayatımı geri vermeye çok kararlıydı. (Minsung, dram)