hepsi senin yüzünden

246 54 40
                                    


⋆。˚ ❀ * ࿐ ࿔ ˚:⋆ ✧・゚

Minho'nun ağzından;

Jisung o kağıdı imzaladığında bütün çilelerin biteceğini sanmıştım.

Ama daha yeni başladığımız gerçeği bir tokat gibi yüzüme çarpıyordu şimdi.

Parmaklarımın arasında Jisung'un titrek elleriyle imzaladığı kağıtla beraber doğruca doktor odasına girdim. Tahmin ettiğim gibi, şehrin en iyi operatörlerinden birisi olan en yakın dostum Chan'ı masasının başında bulmuştum.

Kağıdı kaldırıp salladım. "İmzayı aldım Chan."

Chan aptal ve çocuksu hevesim karşısında gözlerini devirdi. "Çok bağlanıyorsun Minho." Diye söylenirken yerinden kalkıp elimdeki kağıdı alarak bir göz atmıştı.

Ardından yüzüme bakarak konuştu. "Toplantı yapalım."

Sözlerini başımla onayladım. Üç kişi yeterliydi, üçüncü kişinin kim olduğunu da çoktan biliyordum. Hızlıca ona bir mesaj attım, birkaç saat sonraki toplantı için sözleştik.

Jisung'un ağzından;

Minho, doktorum odadan çıktığında çok garip hissediyordum.

Ben ölmek istemiyor muydum? Neden Minho'nun tebessümünü, yüzündeki o çocuksu mutluluğu gördüğümde içim ısınmış gibi hissetmiştim?

Hayır, tamamen mutsuz değildim belki ama sonuçta depresyondaydım. Tutunacak bir dalım kalmamıştı ya da-

Düşüncelerim bölündü. Yine oydu. Yine karamsarlığa, kapkaranlık dünyama gömülecekken odaya girmiş, tüm kara bulutlarımı dağıtarak gülümsemişti.

Son zamanlarda üzülmeme bile izin vermeyecek kadar yakınlarımda, aklımda ya da boşluklarımdaydı.

Minho, son zamanlarımın hepsi onundu.

"Ben geldim Jisung." Dedi içeriye girip kapıyı arkasından kapatırken.

"Hoşgeldin." Derken kontrol edemediğim bir şekilde gülümsemiştim.

Neden gülümsüyordum ki, mutlu bile değildim.

Tebessümü hiç sönmeden yanıma gelmiş, her zaman oturduğu baş köşemdeki sandalyeye oturmuştu.

Gözlerini gözlerimle buluşturduğunda kırpmıyordu bile. Normalde donuk bakan keskin gözleri hafifçe kısılmış, ortalarına birer ışık süzmesi kondurulmuştu.

Asla pes etmiyordu.

Pes etmediğinde sonunda geriye çekilenin ben olduğumu da öğrenmişti, yakamdan düşmesine imkan yoktu artık.

Sonuna kadar gidecektim; onun yüzünden.

Kaşlarım yavaşça çatıldı, yüzünü kuşku bürürken çatılan kaşlarıma baktı. "Bir sorun mu var?" Diye sordu.

"Senin yüzünden."

Minho'nun ağzından;

Duyduğum buydu. "Senin yüzünden." Boş bulunmuş, ne demek istediğini anlamamıştım.

"Ne demek o?" Diye sordum.

"O aptal kağıdı senin yüzünden imzaladım. Sen ve senin aptal umudun yüzünden." Sesi düştü ama devam etti. "Ameliyatta ölürsem senin yüzünden. Acı çekersem, ağlarsam, saçlarım dökülürse ve sonunda ölürsem de senin yüzünden."

Ne demek istediğini şimdi anlamıştım.

Gülümsedim, eline doğru uzandım.

Çekmemişti elini, tutmama izin vermişti.

Sevgilerle, Han Jisung | Minsung ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin