⋆。˚ ❀ * ࿐ ࿔ ˚:⋆ ✧・゚Minho'nun ağzından;
Jisung uyuduğunda odasından çıkıp Chan'ın yanına gittim. En son ağzıma sıçmış olması önemli değildi, hala ona ihtiyacım vardı.
Zaten o da yaptığından pişman olmuş, Jisung uyandıktan sonra tekrar iletişime geçmişti.
Chan beni odada bir arkadaşıyla bekliyordu.
Yüzümde kocaman bir gülümseme ile yaklaştım, beklediğim kişi olmasını umarak tokalaştım. "Hoşgeldiniz."
Chan yüzümün gülüşüne bakıyordu. O da ister istemez tebessüm etmişti.
"Hoşbuldum." Dedi iri yarı, yapılı vücudunu beyaz önlükle saklamış adam.
Chan söze girdi. "Sana bahsettiğim onkoloji uzmanı Seo Changbin."
Yanlarına oturmamla derin bir planlama sohbetine başlamıştık yine. Changbin çoktan Chan'dan her şeyi öğrenmiş, Jisung'un raporlarına ve sonuçlarına bakmış, bir tedavi programı hazırlamıştı.
Dosyayı direkt önüme sürdü ama okumama izin vermeden anlatmaya başladı. "Ameliyat sonrası sonuçları beklediğimden iyi geldi, çok ince çalışmışsınız."
Gülümsedim.
Changbin devam etti. "3 kür ile başlamayı düşünüyorum bay Lee. İlk küre en kısa zamanda başlayalım. Toplamda beş dakika sürecek bir işlem ama yan etkileri uzun sürecek. Bu yüzden ikinci kür için iki hafta kadar beklememiz gerekecek."
Başımla onayladım.
Devam etti. "Üçüncüsünü ise ikincisinden bir ya da bir buçuk ay sonra uygulayacağız, yan etkilerin hastayı ne kadar yıprattığına göre karar veririz. Ama seviyesi düşünüldüğünde üç kür işe yaramayabilir. Dördüncü küre ihtiyaç duyulduğunda süreç uzayacak, yan etkiler kötüleşecek."
"Üç kür yeterli olmaz mı?"
Changbin bana garip bir ifadeyle baktı. Benim de bir doktor olduğumu bilmesine rağmen sorduğum soru ona epey anlamsız gelmişti.
Yine de sabırla açıkladı. "Bahsettiğimiz hastalığın bir nezle olmadığını biliyorsunuz bay Lee. Kanserden bahsediyoruz. Asla kesin bir şey söylememiz gereken hastalık yani. Nasıl size umut verebilirim?"
"Haklısınız..." Derken başımı öne eğmiştim.
Hayır, profesyonel bir doktor değildim. Çaresiz bir hasta yakınıydım.
⋆
Jisung'un ağzından;
Gözlerimi açtığımda Minho yanımdaydı; her zamanki gibi. Saat gece yarısını geçiyordu ve hasta yatağında, bana sarılarak uyuyordu.
Hafifçe kıpırdandığımda gözlerini araladı. "Jisung'um..." Diye fısıldadı. "...her şey yolunda mı?"
"Göğsüm ağrıyor."
Elini göğsüme, ameliyat yerine götürdü ve avucunu dayayıp hafifçe okşamaya başladı.
Biraz olsun hafifleyen ağrımla mırıldandım.
"Sana bu gece ilaç veremem." Dedi Minho. "Yarın ilk kemoterapimizi alacağız."
Kemoterapimiz... Çoktan biz olmuştuk sahi.
Ameliyatın üzerinden üç hafta geçmişti çoktan ama dikişlerin yeri bile hala ağrıyordu, kemoterapiye dayanabilir miydim bilmiyordum.
Gerçi başka şansım da yoktu.
Başımı omzuna sürterek aşağı yukarı salladım, onu onayladım.
Minho'nun ağzından;
Jisung'a yarın kemoterapi alacağını söylediğimde hiç tepki vermemiş, şaşırmamıştı. Ama doğru ya, süreci biliyordu; daha önce yaşamıştı.
Onu rahatlatmam gerekiyordu ama gergin bile değildi sanki.
Tam bir şey söylemek için ağzımı açtığımda onun sesini duymamla sustum.
"Yarın saçlarımı keselim mi?"
Hayır, bu soru olmazdı işte. Şimdi bu soruyu duyamazdım. Duymak istemiyordum, konuşmak istemiyordum. En sevdiği renkten ya da korktuğu hayvanlardan konuşmak istiyordum. Saçlarını kesmekten bahsetmek istemiyordum.
"Ben..." Diye fısıldadım, cümlenin devamını getiremedim.
"Sorun değil." Dedi yüzüme bakarken. Gülümsüyordu.
Neden gülümsüyorsun Jisung, gülümsemenin zamanı değil ki şimdi... Benden böyle bir şey istedikten sonra nasıl gülümseyebilirsin ki?
Devam etti. "Nasılsa saçlarım dökülecek. Parça parça dökülünce çirkin duruyor."
Başımı sallayıp onu onaylamaktan başka yapacak hiçbir şeyim yoktu.
Jisung sanki en sevdiği oyuncağı verilmiş gibi saf bir mutlulukla gülümsedi. Saçlarını kesmekten bahsederken...
Sarıldı, yeniden gözlerini yumdu...
⋆
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevgilerle, Han Jisung | Minsung ✓
FanficHayatımın bittiğine emindim. Ama Minho denen adam, bana hayatımı geri vermeye çok kararlıydı. (Minsung, dram)