⋆。˚ ❀ * ࿐ ࿔ ˚:⋆ ✧・゚Minho'nun ağzından;
Benimle hastaneye gelmesi... Belki onun için basit bir davete icabetti ama benim için çok şeydi.
Onu sedyeye yatırıp çift serumluk damar yolu açtıktan sonra serumlarını açtım, acıyla buruşan yüzüne baktım.
"Endişelenme Jisung, birazdan rahatlarsın."
Jisung, buğulu boncuk gözleri ile başını aşağı yukarı salladı.
"Benim... Hastaneye yatmam uygun mudur?"
Jisung'un sorduğu soru kalbimi kıpır kıpır ettirmişti.
Hastanede kalacak, tedavi olacaktı. Tek başına da olsa, tek başına değildi işte; ben vardım. Eşi şimdi yanında değilse, belki de hiç olmamalıydı.
Onun yanında ben olmalıydım.
"Senin için ayarlayacağım." Dedim, odadan çıktım.
Önce yatış için gerekli formları ayarladım; refakatçi yerini kendi bilgilerimle doldurarak. Hemen ardından kemoterapi için risklerin ve işlemin yazıldığı onay formunu hazırladım.
Jisung'un ismini yazarken parmaklarım titriyordu.
Ama odaya elimde kağıtlarla geri döndüğümde tek yapacağı imza atmaktı.
⋆
Jisung'un ağzından;
Daha serumum bitmeden doktorum odaya geri döndü. Elindeki kağıtları gördüğümde ona gülümsedim.
"Belgeler hazır." Dedi gülümseyerek. Ardından masadan bir kalem aldı, yanıma geldi. "Ağrıların nasıl?"
"Daha iyiyim." Dedim. Yalan söylüyordum.
Minho'nun ağzından;
Yalan söylüyordu.
Yine de bozmadım. Uzandığı yerden doğrulmasına yardım ederken acıyla yüzünü buruşması kalbimi söküp alsa da sonunda doğruldu.
Önce yatış formunu eline aldı. Bir göz attıktan sonra kalemi isteyerek bana döndü.
"Refakatçi yerine kendi adınızı yazmışsınız." Dedi.
"O önemli değil, prosedür öyle. Refakatçi olmak zorunda değil yani, ama mümkün olduğunca kalacağım."
Teşekkür ederken sesi titredi. Gerçekten mahçup hissediyordu.
Titreyen parmaklarıyla kağıdı imzaladığında önünden aldım, tedaviyi onaylayan kağıdı uzattım.
Jisung'un ağzından;
Tedavi kağıdını gördüğümde şaşırmıştım. Onam formu hastanede göreceğim tedaviyi değil, kemoterapiyi onaylıyordu.
Kemoterapiyi onaylamayacaktım ki, yanlış anlamıştı.
Kafamı kaldırdım, hevesle bana bakan gözlerinin içine baktım. "Kemoterapi görmeyeceğim."
Gözlerindeki ışık bir anda söndü, kaşları çatıldı. "Ne?"
"Sadece ağrılarım ve serumlar için hastanede kalmak istiyorum. Kemoterapi..."
"Jisung, tedaviyi red mi ediyorsun?"
Cevap verirken gözlerine bakamazdım. Başımı öne eğdim. "Evet."
"Sebep?"
"Kemoterapi boktan bir şey. Görmek istemiyorum. Saçlarımın dökülmesini ya da..."
"Jisung tedaviyi reddedersen ölürsün. Bunu benden daha iyi biliyorsun. Tanrı aşkına... Ne demek oluyor şimdi bu? Ölmek mi istiyorsun? Her şeyi geride bırakmak bu kadar kolay-"
"Kanserin zamanlaması belki de bir şanstır." Dedim sesim titreyerek. "Tedavi olmayacağım."
"Jisung öleceksin!"
Sesi oldukça kuvvetli çıkmış, tüm odada yankılanmıştı. Bağırılmasından nefret ediyordum. Korkarak gözlerimi yumdum, titreyerek geriye doğru sıçradım.
"Üzgünüm." Dedi sesini düşürmeye çalışarak. Ama öfkesi biraz bile dinmemişti, anlıyordum. "Bağırmamalıydım, özür dilerim."
"..."
"Ama... Jisung sorun ne? Neden ölmek istiyorsun?"
"Sorma. Sormayacağını söylemiştin..."
Minho'nun ağzından;
Sormayacağımı söylemiştim; eşini ya da tedaviyi... Ama bu soru tedavi hakkında değildi ki...
"Ne olursa olsun... Jisung... Quokka...."
Jisung bir anda kafasını kaldırdığında sonunda onunla tekrardan göz göze gelebilmiştim.
Şaşkınca yüzüme baktı. "Sen... Nereden biliyorsun? Bunu lisede diyorlardı bana..."
"Aynı lisedeydik Jisung."
"Ben..." Başını tutarak öne eğildi. "Önceki kemoterapiden sonra... Pek bir şey hatırlayamıyorum."
"Demek o yüzden..."
"Tanışıyor muyduk önceden?"
"Tanışıyorduk Jisung."
Sonunda bir hamle yapmam gerekiyordu.
Dikildiğim yerde dizlerimin üzerine çöktüm, titreyen elinin parmak uçlarını sanki bir kelebeğe dokunuyormuş gibi incitmeden tuttum.
"En yakın dostumdun. Hatta..."
"Hm?"
"Sana çok aşıktım."
"Aşık mıydın?"
"Aşıktım. Ama sana açılmaktan çok korktum. Şimdi de korkuyorum ama... Seni bir daha kaybetme korkusu daha ağır basıyor; sonsuza kadar..."
"Ama..."
"Eğer eşinle sorunların varsa evliliğini sonlandır. Her sonun bir başlangıç olduğunu unutma. Pes etmeyelim, savaşalım Jisung. Sonuna kadar savaşalım ve yeni bir başlangıç yapalım. Beni sevmesen, erkeklerden hoşlanmasan bile sorun değil. En yakın arkadaşımla da ilgilenebilirim. Lütfen, bir daha düşün. Sıfırdan... Sıfırdan başlayalım."
Jisung'un yüzünün düştüğünü hatta gözlerinin hafifçe dolduğunu görüyordum.
Öbür elindeki tedavi formunu bana doğru uzattı. "İmzalamayacağım."
Gözlerimi yavaşça kapattım, derin bir nefes aldım.
Ağlayışı şiddetlendiğinde üzerine gitmemeye karar verdim. En azından hastanede yatacak, tüm gün gözümün önünde olacaktı. Onu ikna etmeye kararlıydım.
Yanına oturup omzumda ağlamasına izin verdim.
Odadan çıktığım gibi yatış işlemlerini tamamlayacak, bir süredir biriken yıllık iznimi kullanıp tüm günümü ona ayıracaktım.
Ama önce göğsünü sıka sıka omzumda ağlamasını bekleyecektim...
⋆
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevgilerle, Han Jisung | Minsung ✓
FanficHayatımın bittiğine emindim. Ama Minho denen adam, bana hayatımı geri vermeye çok kararlıydı. [Minsung, dram]