39

9.1K 660 155
                                    

Kaşlarım çatık bir şekilde karşıdan bir ses gelmesini bekliyordum ama beklediğim soru kesinlikle bu değildi. "Ne diyecektim ben ya?" Kendi kendine sorduğu soruyla çatık kaşlarım bir anda havalandı. "Niye aradığını mı unutun sen?"

Hızlıca "Yok canım," diyerek dediğim şeye karşı çıktı. Bencede yok canımdı, insan saniyesinde ne için aradığını unutur muydu? "Ben şey için aramıştım."

Hayır fazla bir seçenekte yoktu, kesin yine gereksiz bilgilerinden birini söylemek için aramıştı. Bunu bile bile, kendilerini konuşmaya teşvik etmek için "Ne için?" Diye sordum.

"Şey için," yine hangi saçmalıktan beni haberdar edeceğini düşünürken "Sesini duymak için." Demesiyle gecenin ikinci şokunu yaşadım.

Doğru duyduğumdan emin değildim. Emin olmak için tekrar sormam lazımdı. "Sesimi?"

Düşünceli sesiyle beni onaylayarak. "Sesini," dedi. Arkasından derin bir nefes aldı. "Gözlerini görmeyi de çok isterdim de sesine şükür edeceğiz."

Şaşkındım ama bu laf sokmama engel değildi, "Sen o bokları yemeden önce düşünecektin. Hem sen emin misin bana Yunanistan kralının bir maymun tarafından poposundan ısırılarak öldüğünü söylemek için aramadığından?" Bunu diyeceğinden de çok emindim halbuki.

Soktuğum lafı duymamış gibi telefonun arkasından gülen sesi duyuldu. "Yok," dedi sesinden gülümsediği belli olan bir sesle. "Ben hep gereksiz bilgiler veren bir insan mıyım Allah aşkına? Sesini özlemiş olamaz mıyım?"

"Olabilir misin?" Tatlı tatlı konuşurken etrafımı yine laf sokma perileri sarmıştı. İğneleyici bir sesle "Böyle giderse de daha çok özlersin." Dememin sebebide onlardı.

Tekrar sinirlerimi tepeme çıkarmayı başarmıştı. Tam telefonu kulağımdan çekip kapatacakken "Balkona bir çıksana." Diyen sesini duymuş ama durmayıp kapatmıştım.

Yatağımın üstünde ki hırkamı sırtıma alarak balkona çıktım. Hava soğuk olmasa da üstümde ki geceliklerle çıkmak iyi bir fikir değildi. Yağızı arayan bakışlarım aşağıda gezinirken sokak lambalarının aydınlattığı sokakta bir kaç kişiyi görmüş ama Yağız olmadıkları belli olduğu için fazla üzerlerinde durmamıştım.

Kendi kendime "Nerede bu adam?" Diye söylernirken yan tarafımdan gelen sesle sıçrayarak o tarafa döndüm. "Buradayım."

Cidden oradaydı, balkonda oturmuş önünde ki gördüğüm kadarıyla dördüncü şişenin sonuna doğru geliyordu.

Emine teyzelerin evinde ne işi olduğunu sorgularken aklımda olan soruyu dile getirdim. "Senin ne işin var orada?" Kaşlarım çatıldı. "İçtin mi sen?"

"Yoo," omuz silkti. "İçmiş gibi miyim?"

Aynen öyleydi. "Yok canım," dedim dalga geçercesine "Estağfirullah sen hiç içer misin, ben içmişimdir."

Kaşlarını çatma sırası ondaydı. "Yaren?" Aynı soruyu soran bu sefer oydu. "Sen içtin mi?"

Şakayla karşılık söylediğim şeyi ciddiye almıştı. Bu haline sinirden gülerek "Evet Yağız ben içtim." Dedim. Sorduğum iki sorunun ilkini cevaplamış, ama en önemlisini cevaplamamıştı. "Ne işin var senin burada?"

Sanki evinde olan ben değilmişim gibi "Asıl senin ne işin var burada?" Diye sordu.

"Ev benim."

"Öyle mi?"

"Öyle."

Bakışlarını etrafta gezdirmeye başlayacak "Benim ne işim var o zaman burada?" Diyerek buradan ne işi olduğunu sorguladı. Ama fazla uzun sürmemişti, kafası ağrıyormuş gibi gözlerini kapatarak kafasını oturduğu koltuğa yaslarken "Ne önemi var Allah aşkına?" Diye sordu. Önemi olmadığı söylenemezdi. Burada ne işi olduğunu bilmeden meraktan çatlardım.

Eski Sevgilim •Texting•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin