Özel bölüm..

2.5K 292 72
                                    

Aslında özel bölüm yazmak aklımda yoktu ama o kadar yorumun üstünde kendimi yazmaya mecbur hissettim diyelim... azıcıkta zorla yazıyor olabilirim ama hadi bakalım.

Yarın Allah izin verirse yola çıkıyorum bolca dua edin ballarımmm

Bakışlarım üstümde ki gelinlikte gezinirken anılar bir bir zihnime düşüyor, yaşadığımız onca şey gözümün önünden geçip gidiyordu. Koskoca bir yıl geçmişti onca şeyin üstünden. Çoğu zaman kahkahalarla geçirdiğimiz bir koca yıl.

Ne değişmişti hayatım da? Fazla bir şey değil.

Hayatımın adamı diye adlandırdığım beyle bugün düğünümüz vardı. Annem hala İzmir'de yaşıyor Lahmacun ve Ayran ile hayatına devam ediyordu. Kedilere alerjisi olan biriyle iki kedi aynı evde olmuyordu, bu sebepten bir kaç ay önce kedilerim temelli bir şekilde anneannelerine gönderilmişti.

Ben ise Yağız'ın aylar önce hediye ettiği restoranı işletmeye, hayalimin peşinden gitmeye başlamıştım.

Sıla memlekete dönmüş, özel olarak düğünüm için bugün İstanbul'a gelmişti. Değişen başka bir şey ise Ceyhun'un da Sılanın peşinden gidip orada ki şirketi yönetmeye başlamış olmasıydı. Dahası Sılayı da bir şekilde sekreteri yapmıştı şeytan.

Hayatımda değişen en büyük olaylar bunlardı, gerisi aynı tas aynı hamamdı.

Arkamda ki kapı açıldı, bakış açıma bir adet halinden şikayetçi Yağız bey girdi. "Yaren ben bu papyonu takmayayım." Bıkkın bir nefes vererek dünden beri papyon kavgası ettiğim adama döndüm. "Bana bir kez daha çocuklar gibi papyon takmayacağım dersen seni o papyonlar boğarım Yağız," dedim tehdit edercesine. "Nasıl yapacağımı sorma bende bilmiyorum."

Ona döndüğüm an huysuz ifadesi dağılmış, yerini beğeni dolu ifadesine bırakmıştı. Islık çalarak yanıma gelip elini belime yerleştirdi. Gözleri uzun uzun benimkilerde oyalandıktan sonra ayna da yan yana duruşumuza baktı. Ben beyaz gelinlik o siyah damatlık içinde yakışmadığımızı söylesem yalan olurdu. Ayna da ki bakışlarımı yanımdaki adama çevirdim. "Oku üfle nazarın değmesin."

O ise kaşlarını çatarak bana döndü. Çatık kaşlarına rağmen gülümsüyordu. "Değmez benim nazarım."

"En son bunu dediğinde güzelim elbisem yırtılmıştı." Çok beğenerek aldığım bir elbiseyi Yağıza gösterip fikrini almıştım. Oda çok beğendiğini söylemişti, ertesi gün ise dolabı açayım derken elbise bir yere takılmış, yırtılmıştı.

Bu adam da kesin nazar vardı. Maşallah dediği beş dakika yaşamıyordu.

"Yaren sana bir şey diyeceğim ama evlendiğimiz an nikah memurunu çevirip 'boşayın beni şu adamla' demeyeceksin."

Söz veremezdim, bunu dediyse kesin hoşnut olmayacağım bir şey yapmıştı. "Ne yaptın Yağız?"

"Söz ver."

"Veremem."

"O zaman ben işimi garantiye alayım, evlendikten sonra söyleyeyim."

Yüzümü buruşturdum, ben Yağızı kendinden daha iyi bilirdim. "Elbisemi yırtan sendin değil mi?"

Ses yoktu, bu bir nevi evet demekti. "Allah seni ne yapmasın Yağız."

"Bak bu sefer gerçekten yanlışlıkla oldu."

"Hadi be oradan," hızla ayrılıp iki elimi hesap sorarcasına belime yerleştirerek karşısına geçtim. "Nasıl yırttın, nasıl kıydın elbiseme?"

"Ya şimdi şöyle oldu," tam konuşmaya başlamıştı ki, bakışlarımdan hiçbir sebebin onu kalamayacağını anlamış. "Ben bir konuklara bakayım." Diyerek kaçmaya çalışmıştı.

Eski Sevgilim •Texting•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin