-2-

22 7 0
                                    

" The Neighbourhood - W.D.Y.W.F.M? "

Öğlene doğru saat 12.30 sularında üstüme çıkıp güzel uykumu yarıda bölen jisoo karşısında sadece kaşlarımı çatmış enerjisinin bitmesini bekliyordum. Sanki yıllardır bu günü bekliyormuş gibi hâlâ tepinmeye devam etmesi bir yandan komik geliyordu fakat uykum vardı.

"Lan bir kalk üstümden dana."

"Çok ayıp Chaeyoung evine gelen misafirini aç mı bırakacaksın?" diye yönelttiği soruya karşılık şaşkınca ona baktım.

"Misafir mi? Pardon da ortada misafir göremiyorum ben. Bu evin duvarları benden çok seni görüyor jisoo hanım."

"Duvarlar görebiliyor mu?"

"Tek kelime daha edersen seni iterim." dememle yüzünde oluşan sırıtışı çok net gördüm.

"Kelime."

"Benden günah gitti." onu güçlükle üstümden ittirip kendimi de aşağı attığımda bu sefer onun üstünde ben vardım. Roller değişmiş gibi şu an o çırpınıyordu ve ben bundan zevk alıyordum.

"Ya Chaeyoung! Tamam hadi kalk da kahvaltı yapalım ne olur."

Birkaç kez daha onu gıdıklayıp çırpınışlarına şahit olduktan sonra üstünden kalktım ve esnedim. Sabaha bu kadar enerjik başlamamız güzeldi tabii fakat yarıda kalan şeyler vardı, o da uyku. Bu yorgunluğu kahvaltı ile kapatabileceğimizi düşünüyordum. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra mutfağa geçip güzelce kahvaltı sofrası hazırlamaya başladım. Bu kahvaltının bizi tatmin etmeyeceği büyük bir gerçekti fakat bunu da halledecektim, kahve içmeye götürecektim. Bizim için de bir değişiklik olurdu.

Nihayet prensesimiz aşağıya inmeye tenezzül edip yanıma uğrarken çoktan kahvaltıyı hazırlamış olduğumu görünce yanağıma bir öpücük bıraktı.

"Yürü git yalaka, tek başıma hazırladım kahvaltıyı."

"Ev sahibisin Chaeyoung hazırla bir zahmet." diye dalga geçtiğinde dilimi çıkardım. Hazırladığım kahvaltıyı birlikte masaya yerleştirince kahvaltıya başladık.

"Bugün kahve içmeye çıkalım kahvaltıdan sonra."

"Tamam olur, çıkarız." yanıtıyla ağzına bir zeytin aldı.

"Benim her yerim ağrıyor var ya." deyip elimi boynuma atarken ovuşturdum. Her yerim tutulmuş gibiydi ve bu ağrılardan nefret ediyordum.

"Masaj yaptırmaya gidelim mi?"

"Gerek yok o kadarına da bir ağrı bandı alalım. Biraz acı verici."

"Alırız sincap."

Bu kısa konuşmanın ardından kahvaltımızı çok geçmeden yapmış masayı da toplamıştık. Şimdi yapmamız gereken üstümüzü değiştirmek ve evden çıkmaktı. Ben sıradan bol bir pantolon ile sweat kombinlerken, Jisoo yırtık pantolon ve bol bir sweat kombinlemişti. Akşama kadar kalırız diye aldığımız ceketler ile evden çıkarken arabama doğru ilerledik.

Jisoo yolcu koltuğuna ben de sürücü koltuğuna yerleşince güzel bir yer arama çabasına girdik. Bulduğumuz şirin bir Cafe'ye yolu tutarken şarkı açtım.

"Senin şu şarkı işi nasıl gidiyor chae? Çok konuşamadık bu konu hakkında."

Bir şarkı çıkaracaktım evet, çoğu kişi bu yönde bir yeteneğim olduğunu ve şarkı çıkarmam gerektiğini söyleyince bu düşünce ister istemez bilinçaltımda yer edinmişti. Ben de denemekten zarar gelmez diye bir arkadaşım yardımıyla demo kayıtlara başlamıştım.

 𝘤𝘩𝘦𝘳𝘪𝘦 𝙗𝙮 𝙨𝙚𝙣𝙩𝙧𝙚𝙥𝙞𝙖Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin