" The Neighbourhood - Compass. "
Telefonumdan yükselen yumuşak tonlu alarm sesi ile gözlerimi aralayınca doğrulmadan telefonuma elimi atıp alarmı kapattım. Ağır bir uykum olmadığı için en ufak sese bile uyanırdım, gürültülü seslerden de rahatsız olduğum için bu tarz bir alarm seçmiştim. Saatin 20:03 olduğunu gördükten sonra yerimden kalkma zahmetine girdiğimde ilk işim ayılmak amacıyla elimi yüzümü yıkamak olmuştu. Sonrasında üstüme siyah bol bir tişört altıma da aynı şekilde siyah bir şort geçirdikten sonra başıma bir şapka geçirdim. Bunu genellikle tanınmamız zorlaşsın diye Jisoo ile birlikte yapıyorduk. Dolabımızın bir kısmı sırf şapkalarla doluydu.
Üstümü ve saçımı halledikten sonra kenarda bir süredir beni bekleyen gitarıma yönelince tebessüm ettim. Gitar kılıfının kollarını dikkatlice omuzlarımdan geçirdiğimde sırtımda duran gitarla birlikte aşağı kata inerken Jisoo ve Lisa'ya saat kaçta buluşacağımızı söylemeyi unuttuğumu fark etmem ile başımı geriye atıp sıkıntılı bir nefes verdim. Sonrasında hızlıca telefonumu elime alıp ikisine de aynı mesajı attım.
Jisooya_ & Roseannepark
Chat.Roseannepark: Saat 20:30 gibi buluşalım.
Lisa'da geliyor, bir arkadaşını
getirecek. Şaşırma diye söylüyorum.(Gönderildi.)
────────────────────────────
Lalalalisa_m & Roseannepark
Chat.Roseannepark: Saat 21:00 gibi buluşalım.
(Gönderildi.)
&
Mesajı attıktan sonra evden çıkmak için kapıya adımladım. Biraz daha vaktim vardı fakat ben erkenden oraya varıp, sahilin keyfini tek başıma çıkarmak istiyordum. Yolda yavaş yavaş yürürken gözüm çocuk parkına takıldı. Salıncakta tek başına sallanan ufak bir kız çocuğu görünce adımlarım durmasa bile yavaşlamıştı, sonrasında tamamen durdu ve bedenimi karşı taraftaki çocuk parkına çevirdim.
En fazla 7-8 yaşlarında olabilecek bir çocuğun orada tek başına durması beni huzursuz etmişti doğrusu. Oldukça bol bir vaktim yoktu fakat ona vakit ayırabilirdim, karşıya geçip çocuk parkına girdiğimde birçok anı gözümün önünden bir film şeridi gibi geçmeye başlasa da durmadan ilerledim. Çocukluk anılarım ile iyi ya da kötü başa çıkmak zorundaydım. Çocuğun yanındaki salıncağı boş gördünce sırtımdaki gitarı kenara koyup salıncağa yanına yerleştim. Bu salıncağın güvenliği olmadığı için rahatça sığmıştım. Daha çok 10 yaş üstü adına yapılmış bu salıncaklara yetişkinler de sığabiliyordu rahatlıkla. Ayağımla kendimi hafifçe itip sallanmaya başlayınca küçük kızın gözlerinin bana dokunduğunu hissediyordum. Ben de başımı o yöne çevirince gülümsedim.
"Merhaba." yabancılarla konuşmamak gerektiği maddesi aklında iyice yer edinmiş gibi bana cevap vermeyince gülümsemem büyümüştü. Bunu yapması iyiydi.
"Bir yabancıyla konuşamazsın değil mi?" soruma karşılık sesini çıkarmasa da yavaşça başını aşağı yukarı salladı.
"Aferin sana, hep böyle ol. Ben bir yabancıyım fakat istersen bana güvenebilirsin. Bazen yabancılar bile yarana merhem olabiliyor." bu konuşma küçük kızın dikkatini çekmiş olacaktı ki ela tonlarındaki gözleri yüzüme çıktı.
"Ama seninle konuşmamalıyım." beni tanımadığı için hâlâ konuşmamakta ısrarcı olması üzerine salıncaktan doğrulup onun önüne çömeldim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝘤𝘩𝘦𝘳𝘪𝘦 𝙗𝙮 𝙨𝙚𝙣𝙩𝙧𝙚𝙥𝙞𝙖
Fanfiction"Neden sürekli bu sokaktan geçiyorsun?" Birkaç saniye sonra sesini işittim. "Anlamadım?" Tahmin ettiğim gibi bir kadındı. "Burası hep uzatmadır, neden ana caddeden kısa yolu kullanmak varken bu sokaktan geçiyorsun?" "Geçtiğim yolların hesabını sana...