Merhaba,
Ben Deniz Karaca. İstanbul ' da ailemle beraber yaşıyorum. 25 yaşındayım ve mimarım. Küçüklükten beri tek hayalim mimarlıktı ve gerçekleştirdim. Fakat şuan aynada bir yıkıma bakıyorum. İnşa ettiğim herşey birer birer yıkılıyordu. Bir ay önce baş ağrısı nedeniyle hastaneye gittim ve beynimde tümör olduğunu öğrendim. Ve kaldı iki ayım. Anne ve babamın bundan haberi yok çünkü böyle bir haber nasıl verilirdi bilmiyordum. Ne diyecektim anne baba ben ölüyorum. Yok yok anne baba iki ay ömrüm kaldı. Ne diyecektim ki? Yani kızlarının ölüm haberini vermek pek de kolay değil. Bir aydır yürüyen ölü gibiydim. Kendim bile daha yeni algılayabildim onlara nasıl anlatırdım. Aynada ne kadar süredir kendime baktım bilmiyorum. Annemin sesi geldi aşağıdan
" Kızım kahvaltı hazır hadi uyan " dedi.
" Tamam geliyorum anne " dedim ve aynadan gözlerimi çektim.
Ayağa kalktım ve son bir kez daha baktım. Göğsümde bir doğum lekesi vardı. Gözlerim orda sabitlendi kaldı. Sonra zayıflamış vücuduma baktım . Kilo kaybetmiştim. Dolaba doğru ilerledim. Kapağı açtım ve üzerime rahat birşeyler giyip aşağıya indim.
Babam bana sarılıp yanağımdan öptü.
" Günaydın güzel kızım " Dedi.
" Günaydın babacığım " Diyip yanağına öpücük kondurdum.
Annem bize doğru bakarak kıskanç bir bakış attı.
" Kıskanıyorum ama " Dedi.
Koşarak yanına gittim kocaman sarıldım ve öptüm. O da bana sarılıp öptü.
Sonra sofraya oturduk. Sessizce kahvaltımızı yaptık. Sofrayı toplayıp odama çıktım. Telefonuma bi bildirim sesi geldi açıp baktım. Ezgi ' den mesaj gelmişti.
- Aşko bugün bizde toplanalım Ceren' de geliyor beraber film falan izleriz . Ne dersin?
Evden çıkasım yoktu. Ama son zamanlarımı da evde oturarak geçirmemeliyim. Cevap yazdım.
- Hazırlanıp geliyorum.
Yazdım ve dolaba ilerledim. Beyaz ince askılı bir crop giydim ve altıma da kot şort giydim. Biraz yüzüme makyaj yaptım. Yüzüme sahte gülümsememi taktım ve artık hazırdım.
Aşağıya indim ve annem ile babama Ezgi' ye gideceğimi söyledim. Onlar da dikkat etmemi söylediler ve evden çıktım.
Ezgi'nin evi bizim evle arası arabayla 30 dakika sürüyordu. Arabaya bindim bir şarkı açtım. Sözleri şöyleydi.
Kanat gibi yaramı , yaramı dağlarım
Yanar içim yine de saklarım
Geçmez sözün bi ' bana geçmez
Gücün yetmez
Koşar gibi ölüme atlarım
Ezip geçer yine de kalkarım
Yetmez gücün bi' bana yetmez
Sözün geçmez , gücün yetmez
Öyle dertli dertli bakma
Gören olmaz , gören olmaz
Kalbinden söyler ama duyan olmaz
Duyan olmaz.
O kadar dalmışım ki evin önüne gelmiştim bile. Arabayı park edip indim. Kapıyı çaldığımda Ezgi açmıştı. Boynuna atladım sıkıca sarıldım. O da bana sıkıca sarıldı. Arkasından Ceren geldi ve hep beraber sıkıca sarıldık. Onlara öyle bir sarıldım ki kemiklerini kırabilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İZ
RomantizmÜç aylık ömrünüz kaldığını öğrendiniz fakat gittiğiniz tatilde hayatınızın aşkıyla tanıştınız. Peki şimdi ne olacak? Savaşacak mısın yoksa pes mi edeceksin ?