Bismillâhirrahmânirrahim
24 Kasım 2032
"Bugün güne yine dışarıda ki karları izleyerek başladım. Yolculuğumun son günüydü. Trende ki o kadar yolcu arasından en güzel yerde olduğumu düşünüyordum.
Yerim tam ortalarda ve diğer bölümlere göre genişti. Üstelik bu kısımda benim dışımda yolcuda olmadığı için çok rahattım. Askere gittiğimde bir daha bu kadar rahat olamayacağımı düşündüğümden dolayı bu bana ayrı bir keyif veriyordu...
Tren beni İstanbul'dan Diyarbakır sınırına kadar götürecekti. Muhtemelen bir kaç saat yolumuz kalmıştı. Sonunda onca imtihan, sözlü mülakat gibi şeyleri atlatıp bu işi meslek boyutuna getirebilmiştim.
İlk başta Diyarbakır'da 6 ay kadar "Jandarma Komandoluk Kursu" adlı bir kurs görüp kendimi geliştirerek ondan sonra göreve başlayacaktım. İlerleyen zamanlarda da çeşitli böyle kurslara katılıp kendimi daha da geliştirme düşüncem olsa da bunu zaman gösterecekti.
Şimdi mutluyum ve geleceğimden de umutluyum... Güzel günlerin beni ve hatta insanlığı beklediğini düşünüyorum...
Şimdilik görüşmek üzere İstanbul ve sevgili annem..."
İmza: Ahmet
6 Mart 2036
Asker olduğum ilk zamanları hatırlıyorum, vatan uğruna savaşıp insanları kurtarma hayalleriyle yanıp tutuşuyordum. Geçmişimin ve içimde ki karanlık izleri belki bir nebze olsun bu şekilde silebilirdim diye düşünmüştüm...
Komando asker olabilmek için ilk kez kurs görmeye giderken anneme ulaştırmak üzere trende mektuplar tutuyordum... O zamandan bu zamana takvim yapraklarında çok gün geçmese de benim için sanki 10 yıllar geçmiş gibiydi...
Bugün ise belki dünde ki gibi dahi geçiremeyeceğim yarınlarımın veyahut da bir kaç dakika içinde hiç yarın diye bir şeyimin gelmeyeceği bir dünyadayım...
Muhtemelen şehrimize şu anda bombalar atılıyor, siren sesleri çalıyor... Erkeklerimiz panik içinde olabildiğince silahlanma gayretindeyken, kadınlarımız da onlara yardım etmek için çabalıyorlardı...
Bu zamana kadar ki askerliğimde dahi çok anı ve duygu yaşamışken sadece şu an olan içimde ki korku, heyecan ve diğer bir sürü karışık duyguların hiçbirisini belki tüm askerliğim boyunca yaşamamıştım...
Ardımda onlarca askeri, tankı, uçağı olan bir ordu olsa da karşı tarafta çeşitli silahlarıyla, tanklarıyla, uçaklarıyla ve türlü türlü zırhlılarıyla binlerce düşman askeri duruyordu...
Korku nedir bilmezken insanın da bazen çok korkabileceğini hatta belki korkudan altına dahi hafif kaçırabileceğini şimdi anlıyordum...
Hala daha vatanı için en ön saflarda mücadele etmeye çalışan bu gencinden razı mısın, öpücüğünle onu tekrardan buralara yollayabilir miydin anne? Yoksa bu halimi görsen benden utanır mıydın?..
Bu düşünceler ve dahasıyla içimde de farklı bir "savaş" verirken aslında her insanın "yalnız birer asker" olduğunu anlayabiliyordum...
Sen yalnız bir askersin Ahmet... Yalnız bir asker...
Artık içimde ki savaşımın dışında birazda dışarda ki savaşı düşünme vaktim gelmişti... Yunanistan bize karşı savaş açmış; Amerika, İsrail gibi devletler de haliyle Türkiye'ye savaş açıldığı için kimin savaşı açtığına, haklı haksıza bakmadan direk onları desteklemişti...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yalnız Asker
SpiritualKafamı düşmanları kolaçan etmek için yere indirdiğimde bir grup düşman askerinin sanki arkalarında biz yokmuşuz gibi geldikleri yöne doğru delicesine koştuklarını gördüm... Geri çekiliyorlardı lakin bu geri çekilme düzgün bir geri çekilme değildi...