Konuşmak ve söylemek.
Bu iki kelime birbirinin çok benzeridir fakat aralarında dağlar kadar fark vardır.
Konuşursun fakat bazen söyleyemezsin. Söylersin fakat konuştuğunu bilmezsin. Çok tezattı bu ikisi.
Benim için de aslında öyleydi. Çoğu zaman konuşurdum fakat istediklerimi söyleyemezdim. İçimde o kadar söylemek istediğim şeyler vardı ki.. Ama yeri değildi.
Bir fark daha...
Söylemek istediklerin yeri geldiğinde söylenir ama konuşmak her an yapılır. Her an konuşur ama her an söyleyemezsin. İşte bundan nefret ediyordum.
Söyleyemediklerim konuştuklarımı aşmıştı çünkü.
Ben konuşmak istemiyordum, ben artık söylemek istiyordum.
Dipnot: Neden Küllere Boyanmak? Bir ateşi söndürdüğünüz zaman ondan geriye küller veya közler kalır. O an ateş söndü dersiniz fakat aslında unuttuğunuz bir şey vardır. O küllerin içinde ufak bir kıvılcım kalmış olabilir. Sizin söndüğünü sandığınız ateş, tekrar yanıp harlanabilir. O yüzden küller, içindeki ateşi saklar. Bir insan içindeki yanan ateşi gizlemek için küllere boyanır.
Yeni bir kurgu, yeni bir hikaye. Umarım beğenirsiniz.
Başladığınız tarihi lütfen buraya not ediniz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küllere Boyanmak
Teen FictionBu ben değildim, biliyordum fakat kurallar artık değişmişti. Ortada dönen bir oyun vardı ve kartlar bana uzatılmıştı. Hepsinin üzerinde resimleriyle birlikte isimleri yazıyordu. Önüme atılan diğer bir kanlı kartta ise Defne'nin adı vardı. Hepsini ya...
