BÖLÜM 8

17 2 0
                                    

İyi okumalar oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum...

"İNMEM DEDİM" diyerek cesura çirkefleşmeye devam ederken İlkay abi yanımıza gelerek

"abi bir sorun mu var?" dediğinde cesur tam ağzını açmıştı ki;

"var İlkay abi bu abin bana çirkef dedi ben olay çıkarıp sana yumruk atmışım. ben çirkef miyim?" dedim en tatlı bakışlarımı atarak İlkay abi ne diyeceğini bilmeyerek bana bakmıştı. sonunda cesurda yumruk yemekte vardı. ama benden de yemek vardı. kararsızlıkla cesura döndü.

"abi kırk katır mı kırk satır mı? "diye sorduğunda oda kararsızdı. cesur çirkef olmadığımı bir kere kabul ederse bunun bir daha dalgasını geçemeyeceğini biliyordu. o yüzden kabul etmiyordu.

" İlkay bu deli sana yumruk atmadı mı?"

" ama açıklamalarım vardı. attım ama atmam gerekiyordu."

" fark etmiyor attın çirkefsin işte "dediğinde elini tutup sertçe ısırmıştım. hafif bir inleme kazandığımda elini bırakmıştım. "çıkmıyorum işte" dediğimde eline bakarak

" beni ısırdın. bak işte çirkefsin. ayrıca yanımda çocukta oluyorsun. herkesin yanında kimseden korkmadan diklen benim yanımda beş yaşında kız çocuğusun " dediğinde gözlerimi büyüttüm.

" ben çocuk yada çirkef değilim." dediğimde İlkay abi "yenge biraz öylesin" dediğinde gözlerimi ona çevirmiştim. "İlkay abi git yoksa bir yumruk daha yiyeceksin" dediğimde yanımızda anında uzaklaşmıştı.

"hadi in güzelim." dediğinde omuz silkerek

"eğer laflarını geri alırsan inerim. birde akşam masaj istiyorum." dediğimde gülmüştü.yvaşça eğilerek etrafı kolaçan edip bir kaç bakış atıp dudaklarımı naifçe öpmüştü anında elim ensesine kayarak öpücüğüne karşılık vermiştim. öyle tatlı öyle naif öpüyordu ki. yavaşça dudaklarımdan ayrılarak

"yanımda istediğin şekilde olabilirsin. ben senin çocukluğunada çirkefliğinede bayılıyorum. ayrıca akşam masajın en güzel şekilde yapılacaktır güzel bebeğim" dediğinde kıkırdamıştım.

" tamam inelim ama rujumu bozdun" dediğimde gülmüştü. aynayı indirip düzeltirken oda bana gülerek bakıyordu. koca vücudu bütün kapının girişini kaplıyordu. işim bittiğinde arabadan inmek için raheketlenmiştim. elimi tutarak indiğimde gülümsemiştim.

"sabah huysuzluğunun sebebi az öpmemiş . bak öptüm anında uslu kızım haline geri döndün dediğinde kııkırdıyrak koluna vurmuştum. haklı olmasına gıcık oluyodum.

girişe doğru ilerlerken parlak dudaklarını gördüğümde anında durdurmuştum. parmak uçlarımla dudaklarını temizlerken "rujum bulaşmış parlıyor." dediğimde gülmüştü. etraftakilerin bize baktığını hissediyordum. ama umrumda değildi.

hiç bir zaman önceliğim başka insanlar olmamıştı. her zaman önceliğimi cesura verirdim kısaca kralı gelse umursamayan biriydim. elimden tutarak bana yön verdiğinde büyük bir kağıdan geçerek avlu denen yere gelmiştik. kış daha bitmediği için dışarıda kuru soğuk olmasına rağmen burası gayet sıcaktı. tabi cesur için problem olmadığı için ona her yer sıcaktı.

avluya girdiğimizde büyük bir masa kurulmuştu. çok güzel gözüküyordu. cesur beni bir tarafa doğru yönlendirdiğinde bir grubun oturduğunu gördüm. cesurun ailesiydi. hafiften heyecanlanmaya başlamıştım. yaşlı ama dinç bir adam ayakladığında herkeste kalkmıştı.

şu ana kadar sadece fotoğraflarını gördüğüm cesurun tıpatıp aynısı olan cesurun babası Behram beydi. cesur elimi yavaşça bırakarak babasının yanına adımlayarak elini öpmüştü. sert bir sarılmada yaşamışlardı. bense onlara gülerek bakıyordum.

UMAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin