İade-i Ziyaret Diyelim

460 68 14
                                    


Seyran motorsiklette Yiğit'in arkasında giderken hala sinirliydi. Ferit'in ona yapmaya çalıştığı şey çok adiceydi. Daha yeni ona yardımcı olmuştu hem de onun odasında görülmek pahasına. Resmen kendisini kullanmış, yetmemiş aşağılamıştı.
O saatte Nehir'i arayıp sokağa çıkarmak istememişti. Aklına ilk Yiğit geldi. Yiğit kendisine karşı ilgisini saklayamasa da Seyran Belki de ben yanlış anlıyorumdur diye düşünüyordu. Öyle veya böyle Yiğit onun arkadaşıydı. İhtiyacı olduğunda hemen gelmişti. Beraber deniz manzaralı küçük bir kafeye gelmişlerdi. Tepede bir yerdi. Mütevazı ama çok güzeldi.

Yiğit motorsikletten indi ve Seyran'ın inmesine yardımcı oldu. "Sana sormadan buraya getirdim ama..."
"Yok önemli değil. Zaten evdekiler dışarıda olduğumu biliyorlar." dedi Seyran sesindeki siniri bastırmaya çalışarak.
Telefonu yine çalmaya başlamıştı. Motorsikletteyken de defalarca çalmıştı ve Seyran duymazlıktan gelmişti. Mesaj kısmına bakınca Ferit'in mesajlarını gördü.
"Neredesin Seyran?"
"Aç şu telefonu."
"Seyran yeter aç dedim."
"Seyran! Dedeme ne diyeceğim ben! Aç şunu!"
Gerizekalı diye söylendi Seyran. Şimdi gelmişti aklına dedesine ne söyleyeceği.
Yiğitle birlikte manzarayı ayaklarına seren bir masaya geçtiler.
"Burası self servis seyran. Ne içersin gidip alayım."
"Bilmiyorum ki... Sert bir kahve iyi olabilir aslında."
Seyran'ın sinirden başı ağrıyordu ve sert bir kahvenin iyi geleceğini düşündü. Yiğit kahveleri almaya gitmişti bile.
O sırada tekrar Ferit aramaya başladı.
"Of of ne var ya! Ne var!" diye söylenerek açtı telefonu.
"Ne oldu ne var?"
"Ne demek ne var Seyran? Neredesin sen?"
"Sana ne Ferit! Sana hesap mı vereceğim bir de!"
"Kızım dalga mı geçiyorsun sen benimle! Hesap vereceksin tabii ki. Benimle çıktın evden!"
Seyran dayanamayıp bir kahkaha attı. "Aynen ya seninle çıktım ve hiç bilmediğim bir mekanda tek başıma bırakıldım! Neyin hesabından bahsediyorsun? Bunu da söyleyebilecek misin dedene?!"
"Tamam Seyran uzatma. Neredeysen Abi'yi gönderiyorum gelip alacak seni."
"Hiç öyle bir şey olmayacak. Ben arkadaşımla vakit geçireceğim. Sen de ne halt yersen ye. Dönüş saatimizde dönerim ben. Teşekkürler benim yerime de izin almış oldun. İstesem de arkadaşımla çıkamazdım gece muhtemelen."
Seyran Ferit'in damarına basmak onu iyice sinirlendirmek istiyordu.
"Bana bak kızım. Kimdi o zibidi bilmiyorum ama sen bizim yanımızda kalırken öyle motorlu itlerle dolaşamazsın." Ferit kasktan dolayı Yiğit'i tanımamıştı. O veya bir başkası Seyran'ın bu saatte başka bir adamla üstelik kendisi yüzünden baş başa olmasına canı çok sıkılıyordu. Dişlerini gıcırdatarak söylendi.
"Ya hemen buraya gelirsin..."
"Ya da..." dedi Seyran meydan okuyarak.
"Dedeme o zibidinin arkasında motoruna atlayıp gittiğini söylerim."
"Benim de dedene söyleyeceklerim olur Ferit. Beni dışarı çıkış bileti olarak kullanman olur, terasa örümcek adam gibi tırmanıp girip çıkman olur..."
"Sen..."
"Evet ben. Ne oldu Antepspor'dan beklenmedik atak mı geldi?"
Ferit sessizce telefonda bekliyordu. Seyran'a çok sinirlense de meydan okuyan halinden etkilenmeden edemiyordu. Etkilendiği için kendisine daha çok kızıyordu ve bu kısır döngüye hapsoluyordu.
Seyran Ferit'in sessizliği karşısında ona bir uzlaşma çağrısında bulundu.
"Bana bak, ikimizin de hayatının etkilenmemesi adına sana bir teklif yapacağım. İki saat sonra Abidin Abi beni buradan alsın. Kapıda buluşup eve birlikte girelim. Win win yani. Tamam mı?"
"Tamam Antepli. Öyle olsun bakalım." deyip kapattı telefonu Ferit. Seyranla uzlaşmaktan başka çare bulamamıştı.

İki saat boyunca Yiğit ve Seyran sohbet ettiler. Seyran Boğaziçi kampüsünü çok merak ediyordu. Yiğit onu gezdirmeye söz verdi. Öte yandan çalışmak konusunda ne kadar üzgün olduğundan da bahsetti. Korhanların yanında sığıntı gibi hissediyordu. En azından kendi parasını kazanmalıydı.
"Seyran bence Halis Ağa ile konuşmalısın." dedi Yiğit.
"Nasıl yani? Konuşunca çözülecek mi sence?"
"Bak, en azından denemiş olursun. Samimiyetle anlat ona ayaklarının üstünde durma çabanı." dedi Yiğit. Kendi ailesinin de durumu iyi olmasına rağmen Yiğit hep çalışmayı tercih etmişti. Böylelikle yurt dışında yapacağı stajlar için parasını biriktirmiş, yurt dışına çıkmış, istediği gibi yaşamıştı hep.
"Deneyeceğim." dedi Seyran kararlılıkla.

Yalı Çapkını (Ya Seyran Kaçsaydı?)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin