Yangın Gibi Bir Şey

325 39 2
                                    


Seyran okuldaki birkaç işini hallettikten sonra kafeye geçti. Yiğit onu merak etmiş birkaç kez aramıştı. Fakat seyran evdeki koşuşturmadan vakit bulup dönemedi. Mesaj yazmakla yetindi. Aceleyle içeri girdi. Ali'ye geç geleceğini haber vermişti ama yine de tedirgindi.
"Günaydın. Kusura bakma Ali Abi ancak bitti işim."
"Tamam Seyran hallettik biz. Sen geç hemen başla servise."
"Tamam, hemen hallediyorum." deyip aceleyle önlüğünü giymeye gitti.
Yiğit Seyran'ın geldiğini görmüştü. İşlerini hallederken bir taraftan da Seyran'ı izliyor o yüzden küçük sakarlıklar yapıyordu. Seyran gittiğinde ne yapacağım diye düşündü yine. Hisleri çok yoğundu. Geceleri uyumakta bile zorluk çekiyordu Seyran'ı düşünmekten. Fakat seyran'dan ona karşı bir arkadaşlık bağı dışında bir adım gelmiyordu. Yiğit uğraşacaktı Seyran'ı kazanmak için. Her şeyden önce kafeden ayrılmasını engellemekle başlamalıydı.

Kafedeki kalabalık azalınca Yiğit Seyran'a yaklaştı. "Seyran, iyi misin sen? Bugün çok tedirgin görünüyorsun."
"İyiyim... Sorun yok." diyerek ortalığı toparlamaya devam etti Seyran.
"Emin misin? O geçen akşamki adamla ilgili bir şey mi var? Çok garip bir tipti. Aşırı sinirliydi falan. Neyin oluyordu sahi senin. Akraban falan mı?"
Seyran Ferit'in tavırlarını hatırladı yine. Yiğit'i  öldürecek gibi bir hali vardı.
"Yok ya aile dostumuzun torunu işte. Dedim ya birlikte çıktık. Ben bunalınca seni çağırdım. Ona da haber vermedim. Sinirlenmiş işte bana. Bir sorun yok."
"Sen ne yaptın peki? Halis beyle konuştun mu? İzin verecek mi çalışmana?"
"Of hayır. Hala konuşamadım. Fırsatım olmadı ki bir türlü. Ama konuşacağım. Deneyeceğim şansımı."
"Konuş tabii. Unutma kendi paranı kazanmak gibisi yok. Yarın öbür gün ne olacağı belli olmaz. Kimseye güvenemezsin."
Yiğit'in son cümlesinden sonra Seyran bir anda başını kaldırdı. Evet kimseye güvenemezdi. Her şeyden önce babasına güvenememişti hayatta. Sonra Yusuf vardı. Of Yusuf vardı tabii. Yarın mutlaka konuşup başından def etmesi lazımdı onu.
"Haklısın Yiğit deneyeceğim." diyerek işlerine devam etti.

Ferit ise Seyran'ı okula bıraktıktan sonra spor salonuna doğru sürmeye başladı. O sırada telefonu hiç durmamacasına çalıyordu. Birkaç gündür o da Pelin'le doğru düzgün konuşmuyordu. Sürekli geçiştiriyordu. Özellikle onu klüpte Abi ile bırakıp Seyran'ı almaya gittiğinden beri Pelin sinirden köpürüyordu. "Offf çekeleyeceğim hiç seni." Diyerek sesini kıstı telefonun.

Spor salonuna geldiğinde ise beklenmedik sürprizle karşılaşmıştı. Pelin karşısında dikiliyordu. Hışımla Ferit'e doğru yürüdü ve kolundan tuttu.
"Sen gelsene bi konuşalım seninle."
"Ne yapıyorsun Pelin? Çek elini kolunu."
"Gel diyorum sana!" diye bağırdı kadın.
"Tamam tamam sus. Yürü şöyle."
Boş bir alana gittiler.
"Ne oluyor Pelin? Ne bu haller?"
"Ya utanmadan ne oluyor diyorsun bir de? Sen beni nasıl orada bırakıp o kızın peşinden gidersin ya?"
"Gitmem gerekiyordu gittim Pelin. Dedemin emaneti o kız."
"Allah Allah ya. Ben de sevgilinim. Benden de mi önemli o varoş?"
"Pelin bak... Kızım Abi götürdü işte seni de"
"Abi'yi ona yollasaydın madem. Hoş hanımefendinin ihtiyacı da yokmuş. Motorcularla takılmaya başlamış. Allah'ın antenlisine bak. Dün gelmiş hemen ortam yapmış kendine."
"Sana ne Pelin? Ne alaka şimdi?"
"Ne oldu hayırdır Ferit? Kime bu sinirin? Kızın ortamı var işte senlik bir durum yok anlasana. Emanet falan boşver. O kendini emanet etmiş birilerine."
"Pelin yeter. Ben boksa gidiyorum sen de sakinleş artık. Bir daha böyle rezil etme bizi."

Ferit hışımla boks yapmaya doğru giderken Pelin'in dediklerini düşünüyordu. Gerçekten Yiğitle aralarında bir şey olabilir miydi? O yüzden mi eski sevgilisi gelince bu kadar tutuşmuştu. Sinirini yine kum torbalarından çıkardı.

Akşam olduğunda Seyran işten yorgun argın gelip kendisini odaya atmıştı. Duş alıp biraz dinlendi önce. Giyinirken Yusuf meselesini nasıl halledeceğini düşündü önce. Sonra vücudundaki havludan kurtulurken aklına Ferit'in odasına gelişi geldi. Birden içinde bir şeyler kıpırdanmaya başladı. Ferit'in ona hayran hayran bakışları, belindeki eli, dudaklarına kayan gözleri... Elleri çok güzeldi Ferit'in. Hiç o kadar güzel erkek eli görmemişti Seyran daha önce. Gözleri ve dudakları çok etkileyiciydi. Özellikle dudakları insanı cezbediyor sürekli öpme isteği uyandırıyordu.

Yalı Çapkını (Ya Seyran Kaçsaydı?)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin