Yakalandık mı?

618 62 28
                                    


Seyran karşısında Ferit'i görünce neye uğradığını şaşırmıştı. Üstünde sadece bir havlu vardı. Kendini çıplak hissediyordu Ferit'in karşısında. Bir de bağırmasın diye belinden tutmuştu ferit. Eliyle ağzını kapatmış Seyran'ı susturmaya çalışmıştı.
"Seyran hişt sussana. Yakalanalım mı istiyorsun."
Seyran debelenip ağzındaki elden kurtuldu. Gözlerini kocaman açmış kaşlarını çatmıştı. Sesini alçaltmaya özen göstererek Ferit'e hesap sordu.
"Manyak mısın sen! Ne işin var burada? Nasıl böyle bir tehlikeye atarsın beni ya!"
Ferit Seyran'ın belindeki elini çekmeden sırıttı.
"E sen de benim odama gelmiştin Seyran. Aşk olsun ben böyle mi karşıladım seni?"
Seyran sinirle soludu. Elini şakaklarına götürüp sinirle ovmaya başladı. İçinde bulunduğu duruma inanamıyordu.
Ferit de içinde bulunduğu duruma inanamıyordu. Seyran'ın odasındaydı. Gördüğü manzaradan oldukça memnun bir şekilde sırıtmış Seyran'ı izliyordu. Aklından geçen şeyler vücudundaki her hücreyi harekete geçiriyor, kalbi hızlı hızlı atıyordu.

Seyran Ferit'in elinin hala belinde olduğunu fark etti. Hızlıca çekti elini belinden.
"Sen çeksene şu elini be! Şu hale bak ya rezillik. Çık hemen buradan çık!"
"Dur Seyran ya hemen çıkamam. Bir gören falan olursa beni odaya gizlice aldığını falan düşünebilir." diyordu hala sırıtarak.

"Çık hemen. Bak etrafa önce, kimse yoksa hızlıca uzaklaş buradan hadi."
"Ya Seyran ben seninle konuşmaya geldim diyorum sen kovuyorsun beni. Ayıp değil mi."
Ferit bunları söylerken Seyran'ın yatağına oturup bacak bacak üstüne atmıştı.

Seyran sinirden delirmek üzereydi. Üstündeki havluya sıkıca sarındı. Ferit'in gözleri Seyran'ın gerdanında ve göğüslerinde dolaşıyordu. Yutkunarak Seyran'a baktı. Sessizliğini koruyordu.
Seyran Ferit'in gözlerinin gezindiği yerleri fark etti. Kan beynine sıçradı. Elindeki saç havlusuyla geçirdi Ferit'e.
"Ya sen ne arsız bir herifsin ya. Ne konuşması, konuşacak bir şeyim yok benim seninle."

Ferit tam ağzını açmııştı ki kapı çaldı.
Seyran korkudan ne yapacağını şaşırmıştı. Dışarından sesler gelmeye başladı:
"Seyran Hanım, benim Sultan. Sesinizi duydum da. Uyumadığınızı düşündüm. Su getirdim size."
Seyran çaresizce etrafa bakınıyor Ferit'i nasıl saklayacağını düşünüyordu.
Fısıldayarak Ferit'e yaklaştı. "Kalk çabuk saklan."
"Ne! Nereye saklanayım?" Ferit belli etmese de o da korkmuştu yakalanmaktan. Dedesi burada olduğunu bilse canına okurdu. Seyran Feriti kaldırmak için kolundan aniden çekince  Ferit "Ah!" diye bir inilti çıktı. Bu sefer ağzını kapatma sırası Seyran'daydı.
"Sussana...Sen beni öldüreceksin ya öldüreceksin." diye fısıldadı Seyran.
"Sen de beni." dedi ağzının içinden Ferit. Seyran Ferit'i duymamıştı. Aklı hala çalan kapıdaydı.
Ferit ise Seyran kendisini zorla banyodan içeri ittiğinde hala olanların etkisindeydi. Seyran'la kurduğu yakın temas, üzerinde sadece havlu olan Seyran, saçlarından omuzlarına oradan göğsüne doğru inen sular. Ferit'in aklını başından almıştı tüm bunlar.
Tamam cinsel açıdan çok tecrübeliydi, birçok kadınla da ilişkisi olmuştu ama Ferit ilk defa birinden böyle etkileniyordu. Bu duyguyu sonuna kadar inkar etse de etkilerini inkar edemezdi.

Seyran hızlıca kapıya koştu. "Bir dakika daha bekleteceğim Sultan Hanım." diyerek hızlıca kıyafetlerin yanına gitti.Paravanın arkasına geçti. İç çamaşırlarını giydiği gibi üzerine pijamalarını da geçirmişti.
Kapıyı nefes nefese açtı. "Kusura bakmayın. Beklettim sizi de." dedi Sultan'a gülümsemeye çalışarak.
"Önemli değil." dedi Sultan somurtarak. Aslında gözü Seyran'ın üstünde olsun diye İfakat göndermişti onu. Şimdi böyle Antep'ten dün gelmiş bir kızın kapısında beklemek sinirini bozmuştu. Bu kızda bir şey var diye düşündü. Ne yapıp edip açığını bulacaktı. Seyran Sultan'ın getirdiği sudan büyük bir yudum alıp yatağa oturdu. Dili damağı kurumuştu heyecandan. O sırada Ferit  yavaşça açtı banyo kapısını. Seyran'a bakarak söylendi. "Tüh giyinmişsin."
"Bana bak Ferit, daha fazla canımı sıkmadan çık git şuradan. Senin yüzünden ömrümden ömür gitti. Çıkarken dikkatli ol, Sultan etrafta olmasın."
"Tamam ama konuşacaktık."
"Off hala konuşacaktık diyor. Ne var Ferit ne? Söyle de git lütfen."
"Tamam. Şey Seyran... Bu akşam olanlar...Seni yalnız bırakmam falan. Ben öyle senin sandığın gibi biri değilim. Yani biraz öyleyim de tam öyle değilim."
"Anladım Ferit. Lütfen artık çık."
"Barıştık mı peki?"
"Aynen barıştık hadi hadi."
Seyran Ferit'i itekleyerek odadan çıkarmıştı. Ferit dikkatlice odadan çıkıp kendi odasına geçti. Yaşadıklarına inanamıyor, sürekli sırıtıyordu. Aklında yaşanan her şeyi tekrarlayarak yatağa uzandı ve Seyran'ı düşünerek uykuya daldı.

Yalı Çapkını (Ya Seyran Kaçsaydı?)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin