2.BÖLÜM:BOŞANMA.

17 5 0
                                    

MERHABA SEVGİLİ OKURUM...
ARTIK LAFI HİÇ UZATMAYACAĞIM...
KEYİFLİ OKUMALAR... 🖤

Gözlerim neler okuduğunu anlamaya çalışırken vücudumun titrediğini hissettim. Buz gibi havanın ortasında yağmura yakalanmış küçük bir çocuk gibi titriyordum.

Bu mektubu kim göndermişti ? Benim ailemi aradığımı nereden biliyordu ?

Bu olayı sadece yurttan Nurgül abla ve Ekrem tek biliyor.

Nurgül abla kimseye söylemez. Ekrem de yapmaz. Karısına bunu yapamaz.

Yurttan her döndüğümde sıcak bir tavırla bana sorardı Ekrem. O yapmış olamaz.

Peki kim ? Kim gönderdi bu mektubu ?

Mektubu yan koltuğa koyup hızlıca adliyeye gittim.

Bugün boşanma duruşmam vardı. Duruşmadan sonra tam ilgilenecektim.

Adliyenin önüne arabamı park edip hızlıca içine girdim.

İlk olarak pedagog hanımın odasına gittim.

Kapısını çaldığımda, "Girin." sesi ile birlikte içeri girdim.

"İyi günler. Ben avukat Erina ALTAN. Sizinle kızım hakkında konuşmak için geldim."

"Buyrun Erina Hanım."

Koltuğa otururken pedagogun masasında duran ve üstünde isminin yazılı olduğu kaleme baktım.

Gece DURAN...

"Bugün eşim ile boşanma davam var. Bu süreçten en çok etkilenen tahmin edersiniz ki kızım oldu. Sizin onunla konuşmanızı rica edebilir miyim ?"

"Tabii ki de. Kızınızı yarım saat 10.00'da getirebilirsiniz."

"Tamam çok teşekkürler. Benim çıkmam lazım. Geç kalıyorum. İyi günler."

Kapının kolunu açıp çıkacağım zaman durduruldum.

"Erina Hanım."

Arkamı döndüm.

"Yarın Zeynep ile babası da gelse Zeynep için çok iyi olur."

"Tamam,geliriz."

Kapıyı kapatıp hızlıca duruşma salonunun önüne doğru koştum.

Avukatım Sena çoktan gelmişti anlaşılan.

"Tam zamanında geldiniz Erina Hanım."

Ve işte o ses yükseldi...

"Davalı Ekrem ALTAN ve davacı Zeynep ALTAN, duruşma salonuna buyrun."

Salona girmeden Ekrem'e son kez baktım. Tanıştığımız gün ki gibi bakıyordu.

Salona girip oturduğumuzda hakime hanım geldi.

"Sessizlik.!"

Önündeki dosyaları inceleyip bize döndü.

"Anlaşmalı boşanma ile başvurmuşsunuz. Şimdi size bir daha soruyorum. Siz Erina ALTAN. Ekrem ALTAN'dan boşanmak istiyor musunuz ?"

"Evet." diyiverdim.

"Siz Ekrem ALTAN. Erina ALTAN'dan boşanmak istiyor musunuz.?"

Ekrem, sessizliğe bürünmüştü.

Heykel gibi mahkemenin ortasında duruyordu.

Konuşması, evet demesi için içimden dualar ediyordum.

Hakime hanım soruyu bir daha sordu.

"Siz soruyorum Ekrem Bey.! Eşiniz Erina ALTAN'dan boşanmak istiyor musunuz.?

Her şeyi mahvediyordu. Hala susuyordu.

Birden dudakları aralandı. Hakime hanıma dönüp,

" Evet. " dedi.

Tek celsede boşanmıştık.

Seviniyordum... Çünkü Ekrem ilk tanıştığım adam değildi. Üniversitenin ilk günü kafede yanıma oturan adam değildi.

Zaman onu çok değiştirmişti...

Duruşma salonundan çıktığımızda Sena Hanıma teşekkür ettim. Sena Hanım yanımdan ayrılırken Ekrem ile karşı karşıya geldik.

"Boşandık... Artık Erina ALTAN değil. Erina YILDIZ'sın."

Ekrem'e GÖZLERİ dolmuştu. Her ne kadar saklamaya, elleri silmeye çalışsa da belli oluyordu.

Gözlerinin içine bakıp son cümlemi kurdum

"Ekrem... Keşke ilk tanıştığım adam olarak kalsaydın... O adam ki gözlerini benden alamayan, bana bakmaya kıyamayan bir adamdı. Bana o zamanlar da biraz mesafeliydin. Sonra okul bitti. Evlendik. Her şey daha da güzelleşti. Çok aşıktık. Aşkımız sonsuza kadar sürecek sanmıştım. Ta ki sen cerrah olana kadar. Cerrah olduktan sonra işini eve getirdin. Hastalarını her kaybettiğinde benimle konuşmaz oldun. Gidip eğlence mekanları da çıkmaz oldun. Sana defalarca konuş benimle içini dök dedim. Sen dinlemedin. İşinde başarılı oldukça beni ve Zeynep'i artık görmedin. "

Yanağımdan süzülen gözyaşını silip devam ettim.

" Yine de 6 yıl boyunca hayatımız birleşti. Kendine iyi bak. Bu adada yarın Zeynep'i adliyedeki pedagoga getireceğim. Babası olarak sen de gel."

Gözleri dolmuştu. Ekrem'i ilk kez böyle görüyordum.

Yanından ayrılıp çıkmak zorunda kaldım.

Arabama hızlıca gittim. Kapıyı açıp içine oturduğumda gözyaşlarıma halim olamıyordum.

Kendimi toparlayıp, arabayı çalıştırmaya koyuldum.

Tam gidecekken arabanın karşısında küçük bir çocuk belirdi.

Arabayı durdurup indim hemen.

"Ne yapıyorsun sen ?" diyiverdim.

"Abla Erina sen misin ?"

Çocuğun elinde mektup vardı.

"Benim." dedim titreyen sesimle.

"Bu mektubu sana vermem söylendi."

Mektubu aldım. Çocuk birden koşa adımlarla uzaklaştı.

Mektubu incelediğimde yine adres veya isim yoktu.

Arabama binip mektubu açtım.

Tebrikler Avukat Hanım. Boşanmışsınız. Sizin hayatınız o adamın yanı değil. Senin asıl olan gereken yer AİLEN. Unutma, ailene uzak olabilirsin ama ailen sana çok yakın. "

Ne demek istiyor bunu gönderen kişi ?

" Kimsin sen ya kim, kim !? "

2.BÖLÜMÜN SONUNA GELDİK...
YENİ BÖLÜMDE GÖRÜŞMEK ÜZERE...

Yokmuş Sevenim Senden Önce Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin