MERHABA SEVGİLİ OKURUM...
KEYİFLİ OKUMALAR... ♥️
Gözlerimi açtığımda hiç bu kadar zinde uyandığımı hatırlamadığı fark ettim. Ailemi bulmama az kalmıştı hissediyordum.
Odamdan çıkıp merdivenlerle aşağı indiğimde Duru'nun erken geldiğini gördüm.
"Günaydın Erina Hanım."
"Günaydın. Neden erken geldin.?"
"Dün sizi öyle görünce gece burada kaldım."
"İyi yapmışsın canım. Zeynep uyandı mı ? "
"Evet. Kahvaltısını yapıp odasına çıktı."
"Tamam." diyip ben de birşeyler atıştırdım.
Kahvaltıyı bitirip odama çıktım.
Son gelen mektubu bir daha açtım.
Çok fazla güvenme yurt müdürüne ve yardımcısına. Benden sana dost tavsiyesi.
Ne demek istiyordu ? Nezaket Hanım ve Nurgül ablayı yıllardır tanırım. Eski yurt müdiresi vefat ettikten sonra yerine Nezaket Hanım geçti ve o da beni çok sever.
Elbise dolabımı açıp siyah kısa elbisemi giydim. Siyah kol çantamı takıp, siyah topuklu ayakkabılarımı da giyip dosyalarımı da çantama atıp çıktım evden.
Bugün Zeynep'in pedagog randevusu var. Yurda gidip hemen gelmem gerekiyor. Duru'ya haber verip evden çıktım.
Artık arabama korkuyla biniyordum. Her an her yerden mektup çıkabilirdi.
Yurda geldiğimde kapısının önüne arabamı park edip girdim içeri.
Nezaket Hanımın odasına doğru ilerlerken geride Nurgül ablanın da Nezaket Hanımın odasına girdiğini gördüm. Her ikisine de bu mektubu göstereceğim. Bakalım onlar neler düşünecek ?
Aralık kalmış kapıyı çalacağım sırada bağrışmalarla durdum. Nezaket Hanım, Nurgül ablaya bağırıyordu.
Aralıktan kulağımı verip dinlediğim sırada kulaklarıma inanamadım.
"Nurgül yeter dedim ! Erina'ya hiçbir şey anlatılmayacak. Bir de şu mektup olayları çıktı başımıza. Ona anlatırsak biz de mahvoluruz. Yıllardır ona anlatmadığımız için bize de yüz çevirir. Annesinin ve babasının öldüğünü ona söyleyemeyiz."
Başımdan aşağıya şimşek çarpmış gibi vücudum yığıldı. Gözyaşlarım yanağımdan süzülürken hızlıca kapıyı açıp hesap sordum.
" Doğru mu bu ? Benim annem ve babam öldüler mi ? "
" Evet, Erina. Yıllar önce trafik kazasında ölmüşler. "
Gözyaşlarıma engel olamayarak çıktım yurttan. Kendimi zorla arabama attım. Peşimden koşan Nurgül ablayı hiçe sayarak arabama binip uzaklaştım yurttan.
Yıllardır güvendiğim insanlar beni sırtımdan bıçaklamışlar. Annem ve babamın hasretini 24 YIL çektiğimi bilmelerine rağmen bana hiçbir şey söylemediler. Sustular...
Gözyaşlarımı silip arabada makyajımı düzenleyip eve girdim. Zeynep'in karşısına böyle geçemezdim.
Kapıyı çaldığımda Duru açtı. Zeynep'i hazırlamıştı. Üçümüz birlikte evden çıktık. Çantamdan telefonumu çıkarıp Ekrem'e mesaj yazdım.
Biz çıktık evden. Adliyede görüşürüz. Sakın geç kalma.
Zeynep'in elini sımsıkı tutup arabanın arka kapısını açtım. Zeynep'i oturtup kemerini bağladım. Yanağına bir öpücük kondurup kapıyı kapattım.
Duru da Zeynep'in yanına oturdu. Dışarıda son bir nefes verip şoför koltuğuma geçtim.
Her ikimizin de kalbi kırıktı... Her ikimiz de yıllarca güvendiğimiz insandan ayrılmıştık...
Asık suratlarımızı fark eden Duru, arabanın radyosunu açmaya koyuldu.
Ellerimle ters yüz ettim kaderi
Sendin sebebi yokmuş sevenim senden önce
Gözlerinde buldum o aşk deneni
Daha ne denir sanaŞarkının sözleri hoşuma gitmişti. Belki de bu bizim kaderimizdi.
Telefonumun çalması ile elimi arka koltuktaki çantama attım. Telefonumu alırken yere düştü. Yolda hiç araba yoktu. Telefonu almak için eğildiğim sırada karşımıza bir adam çıktı.
Son anda fren bastım. Kalp ritmim artmıştı. Hemen arka koltuğa dönüp Zeynep'e baktım. Korkmuştu ama iyiydi. Duru da iyiydi.
Arabadan inip adama baktığım sırada çarpmama bir parmak mesafe kaldığını gördüm.
"Niye arabanın önüne atlıyorsunuz ? Amacınız neydi ? Ölmek mi ?"
Hiçbir şey demeden susuyordu. Kolundaki saate bakıp, " Kahretsin, çok geç kaldım." dedi.
"Takmıyor musunuz beni ? Peki siz bilirsiniz. Ne haliniz varsa görün !"
Hızlıca arabaya doğru gittim. Şoför koltuğuna oturduğumda Duru soru sordu bana.
"Kimmiş Erina Hanım ?"
"Konuşmuyor ki heykel sanki."
Arabayı çalıştırdığım sırada adamın hala etrafta taksi aradığını gördüm. İçim el vermiyordu. Kolumdaki saate baktığımda Zeynep'in randevusuna yarım saat kalmıştı. Adliyeye varmamıza ise 15 dakika vardı.
Arabadan inip son kez medeni insan gibi konuştum.
"Afedersiniz. Ben avukat Erina Alt... Ben Avukat Erina YILDIZ. Siz ?"
Adam bu defa yüzüme bakmıştı.
"Ben de Pedagog Kerem DENİZ."
"Taksi mi bekliyorsunuz ?"
"Evet fakat gelmiyor. Bir hastamla buluşacaktım. İşimin ilk gününde geç kalamam."
"Size az kalsın çarpıyordu. İzin verin gideceğiniz yere bırakayım sizi."
Israrlarıma daha fazla dayanamayan adam kabul etti.
Arabaya bindiğimizde, "Nereye gidiyorsunuz ?" diye sordum.
"Adliyeye." diyiverdi.
Zeynep'e doktoru bu adam olabilir mi diye düşündüm bir an. Ama olamaz çünkü Gece Hanıma randevu almıştık.
Adliyeye vardığımızda Kerem, hemen arabadan inip koşar adımlarla içeriye girdi. Arka koltuğu açıp Zeynep'e çıkardım arabadan.
" Gel bakalım canım. Zeynep'ciğim bak şimdi seni bir ablayla konuşturacağım. O abla benim arkadaşım. Seninle konuşmak istedi. Şimdi onun yanına gideceğiz tamam mı ?"
"Tamam."
Elini sımsıkı tuttum ve adliyeye girdik. Peşimizden de Duru geliyordu. Gece Hanım'ın odasına vardığımızda kapıyı çaldım.
İçeriden erkek sesi geliyordu. Hastası mı vardı acaba ?
Kapıyı aralık yapıp baktığımda içeride Kerem'i gördüm. Kapıyı tam açıp içeri girdiğimizde her iki tarafta şok olmuştu.
"Sen... Ama... Gece Hanım..." diyordum.
Kerem de,
"Gece Hanım'ı başka bir adliyeye sevk etmişler. Yerine ben geldim. Buyurun. Bu ne güzel karşılaşma."
Ayağı kalkıp bizi selamladı.
Kapıyı kapatıp oturduk. Kerem, Zeynep'in karşısına geçip dizlerini çökerek oturdu.
"Merhaba prenses. Ben Kerem. Ya sen, senin adın ne ?"
Üzgün, suskun ve kırgın duygularla ağzından, "Zeynep." çıkıverdi kızımın.
"Hmm... Adın çok güzelmiş. Bize biraz izin verir misiniz hanımlar. Zeynep ile yalnız konuşalım."
Duru ile odadan çıktık. Koridordaki boş sandalyeye oturdum. Şu birkaç gündür yaşadığım olayları sindiremiyorum. Önce Ekrem, sonra yurt müdiresi ve yardımcısı şimdi de pedagog. Cidden bu benim kaderim mi ? Yoksa şansım mı böyle ?
YENİ BÖLÜMDE GÖRÜŞMEK ÜZERE...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yokmuş Sevenim Senden Önce
Action24 yıl boyunca ailesini arayan Erina bir gün aldığı mektupla hayatı değişir. Mektupların sayısı artar ve bu mektuplar konuşmaya bile dökülür. Kocasından boşandıktan sonra gerçek aşkı bulan Erina, Kerem ile hayatını birleştirir. Ondan önce gerçek sev...