Nankörlük

74 6 0
                                    

Daha saatler önce beni hakaretlerle evinden kovan adam şimdi benim evimde karşımda oturabiliyordu. Bu belki de yüzsüzlüktü ama eğer hayatınızda çok değer verdiğiniz birinin başı dertte ise başka bir şey düşünemezsiniz.
Normalde böyle olur.

"Haklıymışsın!" dedi acı bir kabullenişle.
Keşke olmasaydım

"Nasıl oldu ?"
Doğrusu ne zaman fark ettiklerini merak etmiştim.
" Sen gittikten sonra okul müdürünü aradım. Saat 14.00 dan sonra Melisa okuldan çıkmış, onu haber vermek için aramışlar beni ama ben o sıra, Allah kahretsin ki yine işle meşguldüm!"
Omuzları çökmüş, yenilmişti olanlara.  Bana uzunca bir açıklama yapması belki de içini rahatlatmanın bi yoluydu.
Tıpkı suçluluk psikolojisindeki gibi.

"Polis ?"

" Her yerde armaya başladılar bile, sadece onlar da değil, bizim çevremizdeki herkes seferber olmuş durumda"

" Düşmanlarınız var,  değil mi ?"
Bunu sormam ile yerde olan bakışları beni buldu.
" Evet tabiki ama onlar kız kardeşimi kullanacak insanlar değiller" Tüm ihtimalleri değerlendirmek zorundaydık, dışardan bakan biri olarak olayı daha soğukkanlılıkla inceleyebiliyordum.
"Sizce kim olabilir ?"

"Nasıl ?"

"Düşünün, ona zarar vermek isteyen birileri olabilir."
" Neden yapsınlar ki , o daha on sekiz yaşında ve kime ne zararı olmuş olabilir!"
Değil mi oysa en çok küçüklere zarar verilirdi, hem de en yakınları tarafından.
" Bunun yaşla bir ilgisi yok, zarar vermek isteyen kişi her şekilde verebilir."
En ağır darbeyi de sevdiklerimizden alırdık, haberimiz bile olmadan.
" Aklıma başka hiçbir şey gelmiyor doktor!" dedi, biraz düşündükten sonra.
Avukat Bey , sabah olunca  bazı şeyleri size açıklayacam ama inanın öğrendiklerinizden  sonra yapacaklarınızdan  korkuyorum. Neyse ki o kişilerin adını bilmiyorum yoksa katil olacağınızdan eminim. Neden şu an değil  de yarın çünkü şu an mantıklı kararlar verecek durumda değilsinsiniz.
"Size bir şey söylemem gerekiyor "
Gözleri kan çanağına dönmüş olsada yine de dikkatini bana vermeye çalıştı.
"Ben onu aradıktan sonra emniyetten bir arkadaşıma numarasını vermiştim. En sonki konumu bulsunlar diye."
Bana umutla bakmaya başlaması boşunaydı,
"en son bir orman yolunda sinyal alınmış, ondan sonra hareket halinde oldukları için net bir konum tespit edememiş üstelik telefon da tamamen iptal durumda."
Söyleyeceklerimi bitirdiğimde gözlerinden geçen hayal kırıklığını dibine kadar hissetmiştim ama teselli edecek bir şeyim yoktu.

"Sence kim yapmış olabilir doktor ?"
Bu soruya henüz verebileceğim bir cevabım yoktu ama sezgilerim vardı. Bazı kanıtları görmeden ne söylersem söyleyeyim yanlış olurdu.

"Bilmiyorum"

"Sana hiçbir şey anlatmadı mı, bir isim bir şey
söylemedi mi ?"
Eğer sana yalan söylersem sonra söylediğim hiçbir doğruya da inanmayacaksın. Bu yüzden sessiz kalma hakkımı kullanacam.

" Sessizsin doktor ?"
Israrlı tavırları son bulmayacaktı, eğer onu geçiştirmezsem.
"Saat epey geç oldu, bu kafayla hiçbir şey anlayamazsınız. Yarın sabahı bekleyin."
Kalkıp gidecekken kolumdan tuttu, "ben şimdi öğrenmek istiyorum!" dedi.
Onun için yaptığımı anlamıyordu yine "şurda sabaha ne kaldı ki ?Bakın benim de kafamı toplamam gerekiyor ki size anlatabileyim. Lütfen izin verin!"
Eli koltuğa düştü, ikna olmuştu konuşmamdan. Gitmek için ayaklanmaya başladı ama bu halde araba kullanırsa kaza yapma riski çok yüksekti. Bunu bile bile onu böyle gönderemezdim.

HÜKÜM GİYDİREN SESSİZLİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin