Hayatımızdaki en büyük hainler kendi içimizde olanlardır. Bunu yapmalarında ki neden ise çok açıktır; Ya çekememezlik ya da içlerinde ki saf kötülüktür. İnsanın, ekmek yediği yere tükürmesinden daha nankör bir davranışı var mıdır ? Bence yok...
Evet, yine burdaydım, videolardan bir şeyler çıkarmıştım ama yine yetersizdi. Bu yüzden olayın ana merkezindeki kişileri görmem gerekiyordu. Zamanımız git gide daralıyordu ve artık onun yaşayıp yaşamadığından bile şüphe etmeye başlamıştım. Tam dört gün geçmişti, kaçırılmasının üzerinden ve henüz tek bir gelişme yoktu. Ailesinin bu kadar zengin olması ya da tanınması da işe yaramamıştı. Sebebi ise kızı yanlış yerde aramalarıydı.
Kapıdaki güvenlikçi bu sefer içeri girmeme sorun çıkarmamıştı ama adamda bana güven vermeyen bir şey vardı.
Bu kadar önyargılı olamazsın. Onu o kadar da tanımıyorsun.
Kendi iç sesime hak veriyordum, benimkisi sadece sezgiseldi. O düşünceleri beynimden def ederek yoluma devam ettim.
Onun da evde olabileceğini biliyordum ama bu beni durdurmamıştı, yine gelmiştim.
Buraya ikinci gelişimdi, bu yüzden daha rahattım ve oyalanmadan kapıyı çaldım.
Bir süre sonra ardına kadar açılmıştı kapı, açan kişi Saliha Teyzeydi.
Yüzünde eksilmediğini düşündüğüm tebessümüyle:
" Hoşgeldin kızım" dedi.
" Teşekkür ederim, Saliha Teyze" onun bana 'kızım' diye seslenmesi, içimde ona karşı bir samimiyet oluşturmuştu. Bu yüzden ona teyze diyebilmiştim.
" İçeri geçsene, herkes burda" dedi ama aklına gelen kişiyle yüzü üzgün bir hal almıştı.
"Melisa kızım hariç." dedi ve kapıyı arkamızdan kapatttı ama bunu yaparken bir şey fark etmiştim.
Dalgın dalgın çalışıp bir yere çarpmıştır, bu kadar paranoyak olma Eylül
Muhakkak aralarında ona en çok üzülenlerden biriydi o. Bebekliğinden bu yaşına kadar hep onunla ilgilenmiş ve bakmıştı. Şimdi ise günlerdir kayıptı, üzülmesi son derece normaldi.
Aklıma dediği şey geldi.
Demek herkes buradaydı...
" Öyleyse daha fazla bekletmeyelim."
Başımı kaldırıp, dik, kendinden emin ve güçlü göründüğüm duruşumla adım adım bildiğim yoldan içeriye yürüdüm. Asıl yüzleşme birazdan gerçekleşecekti ama ne olursa olsun sakin kalmalı ve plana sadık kalmalıydım.
Benimle beraber o da yürüyordu, uzun koridoru da bitirdikten sonra dev salona giriş yapmıştık.
" Efendim, Eylül Hanım geldi." dedi. Bunu Kemal Karahanlı'ya bakarak söylemişti ama onun dahil herkesin bakışları böylelikle benim üstüme çevrilmişti. Birden karşımda tüm ev halkını görmek içimdeki cesareti birazcık kırmıştı ama girdiğim bu yoldan dönmeme engel olamadı.
" Tamam, Saliha. Hamit nerde ?"" Mutfaktaydı efendim."
Kadının bunu söylerken ki iki büklüm hali beni rahatsız etmişti. Yaş olarak belki Kemal Beyden büyüktü ama bunun bir önemi yoktu şu an. Doğrusu para ve güç kimdeyse kral odur diğerleri de onun kölesidir.
Hamit Arslan, Saliha Teyzenin kırk yıllık kocasıydı ve o da bu evde çalışıyordu. Adamın şöförü ve aynı zamanda evin kahyasıydı.
" Söyle arabayı hazırlasın, bir saate çıkacağız.""Tamamdır efendim."
Kadın başka bir şey demeden hızlı olabildiği kadar salondan ayrıldı. Ordaki varlığımı yeni hatırlamışçasına bana döndü evin kralı."Merhabalar!" derken sesimin titrememesi için çok çabalamıştım.
" Hoşgeldiniz, demek o meşhur Eylül sensin ?" dedi Kemal Bey. Net ve keskin ses tonunun yanısıra sorgulayıcı bir tavrı da vardı.
Ne ara meşhur olduğumu bilmesemde,
"Ben durumunu merak ettiğim için geldim." dedim." Otursana, lütfen!"
Cümle ne kadar kibarlıkla söylenmiş olsada anlamı bundan uzaktı. Bana gösterdiği yere geçip oturdum, ondan sonra herkes de yerine geçmişti. Geldiğimden beri sadece babasıyla konuşabilmiştim ama annesi başını yerden daha kaldırmamıştı. Burak da arkadaşıyla beraber bana şaşkınlıkla bakıyordu, Avukat bozuntusu ayrı bir havadaydı sanırım beni anlamakta hala güçlük çekiyordu.
" Hoşgeldiniz Dr Hanım."
Ebru hanım olabildiğince kendini zorlayarak beni böyle karşılamaya çalışmıştı. Dört gün önceki kadından eser yoktu. Acaba gerçekleri ilk öğrendiğinde nasıl bir tepki vermişti ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HÜKÜM GİYDİREN SESSİZLİK
Tajemnica / ThrillerGenç bir doktor olup arkadaşıyla birlikte büyük bir şehir hastanesinisinin psikiyatri kliniğinde çalışmaya başlayan Dr. Eylül DARICA, birgün hastasının yanında gelen kişiyi gördüğünde hayatının artık eskisi gibi olmayacağını hissetmişti. Başar...